01 Eyl 2006 15:12 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

DİNCİ BASINDA DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?

Hürriyet yazarı Tufan Türenç, AKP iktidarının koruyup kolladığı dinci gazetelerin tiraj oyunu içinde olduklarını yazdı.Tiraj oyunu nasıl oynanıyor, dinci gazeteler tiraj rekabetinde işi kestirmeden nasıl halletmeye çalışıyor?

Dinci basının tiraj oyunu

AKP iktidarının dinci gazeteleri koruyup kolladığını hepimiz biliyoruz.

Sağa sola yapılan "Bizimkilere de ilan verin" telkinlerini hep duyuyoruz.

"Bizimkiler" diye tanımlanan gazeteler hepimizce malum.

Ancak ilan verme öyle telkinle, tatlı sert ricalarla olmaz. İlan veren kişi, şirket ve kurum hangi gazeteden sonuç alıyorsa ilanını oraya vermeyi tercih eder. Bunun en önemli ölçüsü ilan verilen gazetenin tirajıdır. Bundan da önemli olanı güvenirliği ve okur kitlesinin satın alma gücüdür. İlan verenlerin seçimlerini gazetelerin bu nitelikleri belirler.

Gazetelerin tiraj savaşları işte bu nedenle çok acımasız olur.

Bu konudaki rekabet inanılmaz boyutlardadır.

Dinci gazeteler de bu savaşa katılırlar.Ama onlar işi kestirmeden halletmeye çalışırlar.

Bu haksız rekabeti anlatmaya çalışalım. * * *

Örneğin Zaman Gazetesi tirajını 500 bin olarak ilan ediyor. Ancak Zaman Gazetesi bu satışın sadece 31 binini tezgáhta yapıyor. Geri kalanını kendi yöntemleriyle abonelerine dağıtıyor.

Yeni Şafak da öyle. 105 binlik satışının 80 binini kendisi abonelerine ulaştırıyor. Tezgah satışı ise 25 bin. Vakit 68 binlik satışının 50 binini abonelerine yolluyor, tezgah satışı 18 bin.

Milli Gazete´nin tezgah satışı 5 bin, abonesi 45 bin.Gazetelerin tirajlarını belirleyen ABC Tiraj Denetim Kurulu belgelendirilmeyen abone rakamlarını satış olarak kabul etmiyor.

Bu yüzden dinci gazetelerin sadece tezgah satışlarını, yani bakkal, gazete büfeleri, büyük marketlerde satılan rakamları esas alıyor.

Bu dört gazeteden sadece Zaman Gazetesi ABC´ye üye olarak kabul edilmişti. Ancak abone satışlarını belgeleyemediği için bu kuruldan çıkarıldı. Şimdi bu dört gazetenin ilan ettiği tirajlar gerçek olarak kabul edilmiyor.

Politikacılar bu tirajları gerçek kabul edip halkın etkilenmesi konusunda yanılgıya düşmemeliler.

* * *

Buradaki durum gerçekten çok garip. Çünkü dinci gazeteler gösterdikleri tiraj rakamlarına uygun dağıtım yapıyorlar. Abonelere gönderdikleri gazeteleri dağıtım şirketlerine teslim ediyorlar ve onların verdikleri adreslere gönderilmesini istiyorlar. Gazeteler istenilen adreslere toplu halde teslim ediliyor. Dağıtımı kendileri yapıyorlar.

Bu dağıtılan gazetelerin paralarının tahsil edilip edilmediği ise bilinmiyor. Burada şöyle bir mekanizma yürüyor. Gazeteler o gazeteye yakın olan cemaat mensuplarına, sempatizanlara ve onların yanlarında çalıştırdıklarına veriliyor.

Bunların paraları nasıl toplanıyor, ne zaman ve nasıl gönderiliyor, o belli değil. Bir önemli soru da şu:

"Bu gazeteler ne zaman ve ne kadarının döneceği belli olmayan milyarlarca lirayı nereden bulup bu kadar gazeteyi basıp dağıtıyorlar?

"Benim merak ettiğim nokta ise şu:

"İnsanların banka hesaplarını bile incelemeye kalkan Maliye Bakanlığı bu değirmenin suyunun nereden geldiğini niçin merak etmiyor?"

http://www.bsko.