03 Eyl 2022 08:05 Son Güncelleme: 03 Eyl 2022 08:08

Dilipak, Akit'ten ayrılığının perde arkasını ilk kez anlattı! "Görüşlerim tepki alıyordu!"

Geçtiğimiz gün Yeni Akit'te 30 yıldır yazdığı köşesini bıraktığını açıklayan Abdurrahman Dilipak, verdiği kararın perde arkasını anlattı.

Son dönemde AKP'ye yönelik eleştiri ve uyarılarıyla gündeme gelen Abdurrahman Dilipak, iktidara yakınlığı ile bilinen Yeni Akit gazetesinden ayrılma sürecini anlattı. Dilipak, ayrılığının AKP'ye yakın yayın organlarında konu olmadığını belirterek, bunun da "sürecin normal olmadığını gösterdiğini" söyledi.

Dilipak, Gerçek Gündem'den Elif Ünsal'a yaptığı açıklamada, 30 yıldır yazdığı Yeni Akit'i bırakma nedenini için şunları söyledi:

"Seçime doğru gidiyoruz. Ben sivil kişiyim ve siyasi düşüncelerim de var. 5G ve Aşı konusunda benim tavrım belli. Bu konularda da iktidarın içindeki belli bir lobinin görüşleri ile çelişen görüşlerim var. Bu ayrışma süreci Mc Kinsey ile başladı. İstanbul sözleşmesi, yolsuzluk, aile ve adalet konusunda itirazların vardı. Buna çevre, gıda, TransHumanizm gibi konularda farklı düşündüğümüz bir çok nokta ortaya çıktı. Tabii iktidara yakın bir kanal çevresinde bu görüşlerim tepki alıyordu. Sonuç böyle oldu."

Yazmayı bırakmayacağını, daha çok yazacağını dile getiren Dilipak, "14 Eylül’de Küçükçekmece 2 Asliye Ceza Mahkemesi'nde AK Parti davası var. Eylülün 15’inden sonra bu konuyu tekrar istişare edecek ve bir karar vereceğiz. Şimdilik habervakti.com’da pazartesiden sonra yazılarım çıkmaya başlayacak. Zaten dilipak.com adresinde benim yazılarım var. YouTube kanalım var, sosyal medyanın bütün mecralarında olacağım inşallah" diye konuştu.

Dilipak, Karar yazarı Ahmet Taşgetiren'in, "Ankara'dan gelen uyarı sonrası yazılarına son verildiği" iddiası için de şöyle konuştu:

"Ankara’dan kim, kime, nasıl bir mesaj verdi bilmiyorum. Bu mümkün ama özel bir bilgiye dayanmıyor. Öte yandan AK Parti genel merkezi, Kadın kolları, 81 il ve KADEM benim hakkımda dava açtı. Bu da bir mesaj aslında. Bu ayrılma konusu AK Parti çevresindeki basın ve STK’larda hemen hemen hiç haber konusu bile olmadı. Bu da sürecin çok normal bir süreç olmadığını gösteriyor."