02 Şub 2011 08:58
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:00
DİLİNİN ALTINDA NE VARSA KUS! KOCAKARI DEDİKODUCUSU!
Hacı kitabındaki bilgilerin emniyetten servis edildiğini iddia eden Mehmet Baransu'ya Cüneyt Ülsever meydan okudu.
Mehmet Baransu iddianı ispatla mükellefsin
MEHMET Baransu Hanefi Avcı ile ilgili yazdığı kitaba hem benim kendisi ile ilgili övücü sözlerimi reklam olarak koymuş, hem de benim Hanefi Avcı’dan belge aldığımı, sanki gazeteci için belge almak suçmuş gibi, ihbar olarak yerleştirmişti. (Avcı’dan hiçbir belge almadım. Verse idi alırdım.) Ben de Baransu ile yaptığım telefon konuşmasında bana verdiği bilgiler üzerinden “Baransu’nun Emniyet içinden sadece bilgilendirilmediğine, aynı zamanda yönlendirildiğine dair kanaat bende pekişti” diye yazmıştım. (23.01.2011)
Baransu bu kanaatime bir cevap yazısı yazdı. (Taraf, 01.02.2011) Cevap vermek hakkıdır. Ancak haddini aşıyor ve düzmece iddialarda bulunuyor.
Önce Emniyet’ten aldığı açık seçik belli bir bilgi ile, bir kişiyi utanmadan ve sıkılmadan ifşa da ederek (Aydan Kodaloğlu) detaylarını ilk defa duyduğum bir iddiada bulunuyor. Bu hanımın 28 Şubat dönemi komutanları ve ABD ile ilişkilerini açıklıyor!
Sonra da bana şöyle bir çamur atıyor:.
“(Kodaloğlu’ndan toplanan) Bilgilerin askerlere karşı uygulanan psikolojik harbin bir parçası olarak ‘bir kitapta’ kullanılmasına karar verildi. Bunun için uygun bir kişi arandı ve bulundu. Bilgiler Cüneyt Ülsever’le paylaşıldı ve Hacı romanı da böylelikle ortaya çıktı. İşte, Hacı romanındaki yazışmaların hikâyesi buydu. Ülsever’in hayal dünyasından oluşturduğunu iddia ettiği yazışmalar, bir hizmetçinin ekran okuyucuyla elde ettiği bilgilerden başka bir şey değildi.”
* * *
Mehmet Baransu:
1) Romanı okumadığın aşikâr. “Hacı” bir 28 Şubat dönemi eleştirisidir. Ayrıca Fethullah Gülen Cemaati’ne sahip çıkar. Romandaki tüm kişiler hayalidir. Tabii ki dönem hakkında eline geçen bilgilerden yararlanır.
2) Sen kendi eline geçen her “belge”yi ardına önüne bakmadan yayınlıyorsun da, bir romancının yazdığı “dönem romanı”nda okuduklarından, öğrendiklerinden, duyduklarından yararlanmasını hangi hadle kınıyorsun? Yönetmenin Ahmet Altan’a sor, yazdığı “tarihi romanlar”da bilgi, belgeden yaralanmadı mı?
3) Açıkça yazıyorum, bu romanın yazılması için kimse bana verdiği kararı uygulatmadı.
4) “Bilgilerin askerlere karşı uygulanan psikolojik harbin bir parçası olarak ‘bir kitapta’ kullanılmasına karar verildi. Bunun için uygun bir kişi arandı ve bulundu. Bilgiler Cüneyt Ülsever’le paylaşıldı ve Hacı romanı da böylelikle ortaya çıktı” diye yazıyorsun.
Öncelikle, romanın konusunu bile bilmediğin bu cümlen ile ayan beyan ortaya çıkıyor.
Yazdığın gibi beni “psikolojik harbin” parçası yapmak için kim veya kimler yönlendirdi, elime hangi belgeleri, hangi tarihte verdiler? Açıkla!
5) Hızını alamamışsın, Hisarüstü Cinayetleri adlı romanıma da pislik çalmışsın.
Bu roman hakkında dilinin altında ne varsa onu da kus!
* * *
Mehmet Baransu, iddialarını ispatlamakla yükümlüsün. Yapamazsan, bir kere daha çamur at izi kalır gayreti içinde olduğun ortaya çıkar. Böyle yapanlara bizim mahallede “kocakarı dedikoducusu” denir.
Sizin mahallede müfteri kime denir?
* * *
Kaderin cilvesine bakın ki yayınlandığı 2003 yılında 28 Şubat darbesine karşı çıktığı, Gülen cemaatini akladığı iddiası ile suçlanan, bunun için dizisinin ATV’de yayınlanmasına askerlerin son anda el koyduğu (Ergun Babahan’a sorulsun) bir roman 2011 yılında Gülen Cemaati’ne mensup olduğu iddia edilen bir grup polisin verdiği yarım yamalak bilgilerle, Cemaat’in en yakın gazetesi tarafından (Zaman) canla başla savunulan, kendisini de demokrat ilan eden bir gazeteci kullanılarak karalanıyor.
Yumurtaya can veren Allah’ım, bakalım daha neler göreceğiz!
Cüneyt Ülsever / www.hurriyet.com.tr
MEHMET Baransu Hanefi Avcı ile ilgili yazdığı kitaba hem benim kendisi ile ilgili övücü sözlerimi reklam olarak koymuş, hem de benim Hanefi Avcı’dan belge aldığımı, sanki gazeteci için belge almak suçmuş gibi, ihbar olarak yerleştirmişti. (Avcı’dan hiçbir belge almadım. Verse idi alırdım.) Ben de Baransu ile yaptığım telefon konuşmasında bana verdiği bilgiler üzerinden “Baransu’nun Emniyet içinden sadece bilgilendirilmediğine, aynı zamanda yönlendirildiğine dair kanaat bende pekişti” diye yazmıştım. (23.01.2011)
Baransu bu kanaatime bir cevap yazısı yazdı. (Taraf, 01.02.2011) Cevap vermek hakkıdır. Ancak haddini aşıyor ve düzmece iddialarda bulunuyor.
Önce Emniyet’ten aldığı açık seçik belli bir bilgi ile, bir kişiyi utanmadan ve sıkılmadan ifşa da ederek (Aydan Kodaloğlu) detaylarını ilk defa duyduğum bir iddiada bulunuyor. Bu hanımın 28 Şubat dönemi komutanları ve ABD ile ilişkilerini açıklıyor!
Sonra da bana şöyle bir çamur atıyor:.
“(Kodaloğlu’ndan toplanan) Bilgilerin askerlere karşı uygulanan psikolojik harbin bir parçası olarak ‘bir kitapta’ kullanılmasına karar verildi. Bunun için uygun bir kişi arandı ve bulundu. Bilgiler Cüneyt Ülsever’le paylaşıldı ve Hacı romanı da böylelikle ortaya çıktı. İşte, Hacı romanındaki yazışmaların hikâyesi buydu. Ülsever’in hayal dünyasından oluşturduğunu iddia ettiği yazışmalar, bir hizmetçinin ekran okuyucuyla elde ettiği bilgilerden başka bir şey değildi.”
* * *
Mehmet Baransu:
1) Romanı okumadığın aşikâr. “Hacı” bir 28 Şubat dönemi eleştirisidir. Ayrıca Fethullah Gülen Cemaati’ne sahip çıkar. Romandaki tüm kişiler hayalidir. Tabii ki dönem hakkında eline geçen bilgilerden yararlanır.
2) Sen kendi eline geçen her “belge”yi ardına önüne bakmadan yayınlıyorsun da, bir romancının yazdığı “dönem romanı”nda okuduklarından, öğrendiklerinden, duyduklarından yararlanmasını hangi hadle kınıyorsun? Yönetmenin Ahmet Altan’a sor, yazdığı “tarihi romanlar”da bilgi, belgeden yaralanmadı mı?
3) Açıkça yazıyorum, bu romanın yazılması için kimse bana verdiği kararı uygulatmadı.
4) “Bilgilerin askerlere karşı uygulanan psikolojik harbin bir parçası olarak ‘bir kitapta’ kullanılmasına karar verildi. Bunun için uygun bir kişi arandı ve bulundu. Bilgiler Cüneyt Ülsever’le paylaşıldı ve Hacı romanı da böylelikle ortaya çıktı” diye yazıyorsun.
Öncelikle, romanın konusunu bile bilmediğin bu cümlen ile ayan beyan ortaya çıkıyor.
Yazdığın gibi beni “psikolojik harbin” parçası yapmak için kim veya kimler yönlendirdi, elime hangi belgeleri, hangi tarihte verdiler? Açıkla!
5) Hızını alamamışsın, Hisarüstü Cinayetleri adlı romanıma da pislik çalmışsın.
Bu roman hakkında dilinin altında ne varsa onu da kus!
* * *
Mehmet Baransu, iddialarını ispatlamakla yükümlüsün. Yapamazsan, bir kere daha çamur at izi kalır gayreti içinde olduğun ortaya çıkar. Böyle yapanlara bizim mahallede “kocakarı dedikoducusu” denir.
Sizin mahallede müfteri kime denir?
* * *
Kaderin cilvesine bakın ki yayınlandığı 2003 yılında 28 Şubat darbesine karşı çıktığı, Gülen cemaatini akladığı iddiası ile suçlanan, bunun için dizisinin ATV’de yayınlanmasına askerlerin son anda el koyduğu (Ergun Babahan’a sorulsun) bir roman 2011 yılında Gülen Cemaati’ne mensup olduğu iddia edilen bir grup polisin verdiği yarım yamalak bilgilerle, Cemaat’in en yakın gazetesi tarafından (Zaman) canla başla savunulan, kendisini de demokrat ilan eden bir gazeteci kullanılarak karalanıyor.
Yumurtaya can veren Allah’ım, bakalım daha neler göreceğiz!
Cüneyt Ülsever / www.hurriyet.com.tr