DİLA HANIM DİZİSİ KOCAMAN BİR FİYASKO MU?
Yeşilçam'ın en unutulmaz filmlerinden biri olan Dila Hanım'ın ilk bölümü bekleyenlerini mutlu edebildi mi? Medyaradar sinema-tv yazarı Murat Tolga Şen yazıyor.
Dün akşam iki yeni dizimiz daha oldu. Star’da başlayan Dila Hanım
ve Kanal D’de başlayan Kayıp Şehir... Yeşilçam’a olan tutkumdan
ötürü seçme hakkımı Dila Hanım’dan yana kullandım ama pişman oldum
diyebilirim.
Biliyorsunuz, Dila Hanım ulusal sinemamızın nadide işlerinden
biridir. Necati Cumali’nin öyküsünü Safa Önal senaryolaştırır,
Orhan Aksoy yönetir, müziklerini Cahit Berkay yapar, başrollerinde
de Türk sinemasının yeri asla doldurulamayacak iki muhteşem
oyuncusu, Türkan Şoray ve Kadir İnanır oynar. Böyle bir ekibin
elinden çıkan sonuç ise aşılamayacak bir zirvedir. Türkan’ın
oynamasına gerek bile yoktur. Gözlerinden aşk, öfke ve ihtiras
fışkırmaktadır film boyunca... Sadece bu filmi izleyerek ona neden
’Sultan’ dendiğini anlar ve hak verirsiniz. Kadir ise en yakışıklı
zamanlarında, Türkan’la oynadığı için daha da yakışıklı görünerek
olabildiğince maço bir performans gösterir. Öyle ki Anadolu
sinemalarında film gösterilirken onun sahnelerinde bayılan kadınlar
olur.
Dün akşam Star’da yayınlanan Dila Hanım işte böyle bir filmin dizi
uyarlaması... Malum, Yeşilçam dizi sektörü için tükenmez bir maden
ancak asıl esere yeterince ciddi yaklaşılmadığında ortaya cılız,
olduğundan da kötü görünen işler çıkıyor.
Dila Hanım’ı dizi yapmakla ilgili en büyük sıkıntı oyuncu
seçiminde... Üzgünüm ancak dizilerde oynayanların arasında Kadir
İnanır ya da Türkan Şoray’ın karşılığı yok! Yine de Karadağlı Rıza
Bey’i oynayabilecek tek isim sanırım Erkan Petekkaya... Aklıma
başka bir isim gelmiyor, belki Kenan İmirzalıoğlu da olabilirdi.
Ancak... Dila hanım rolü için kesinlikle Hatice Şendil’den başkası
düşünülmeliydi. Bu rol ona ağır gelir ve gelmiş zaten. Oyunculuk
olarak elinden geleni yapıyor, Kurtlar Vadisi’nde oynadığı günden
bugüne epey mesafe katetti, güzelliğine de diyecek yok ancak hepsi
bu... Dila Hanım çok güçlü bir karakter, çok daha tecrübeli birine
emanet edilmeliydi.
Dizilerin ilk bölümleri çok önemlidir. O diziyi neden seyretmeniz
gerektiğiyle ilgili tüm bahaneleri verir. O yüzden yapımcılar ilk
bölümlere ya da sezon başlangıçlarına daha bir kuvvetli asılırlar.
Suskunlar örneğinde olduğu gibi... Geçen hafta izledik, adamlar
oturmuş sinema filmi çekmişler. Harika kurgu, ses, oyunculuk...
Maalesef Dila Hanım’da orijinal ya da farklı olabilmek adına hiç
bir çaba yok. Sıradan bir kurgu, idare eden oyunculuklar ve hiç bir
sahnenin ruhunu yansıtamayan berbat bir müzik yerleştirmesi, Asmalı
Konak’tan, bir İstanbul Masalı’ndan, Sıla’dan alışık olduğumuz
karakter yerleştirmeleri... Seyit Bey (Engin Şenkan) kahvaltı
masasında toprak, aile, beylik üzerine ahkam kesiyor fonda romantik
bir müzik! Dila Hanım’ın sinema filminin eşsizliğine
yakışmayan taklitçi ve sıradan bir çaba...
Anlayamadığım başka bir şey de hikayedeki her şey korunurken neden
Dila’nın okumuş, modern bir kadın olarak sunulduğu... Nasıl bir
dönüşümle ’erlerden daha er bir bey’e dönüşecek bu Dila?
Herşeye rağmen, hikayesinin etkileyiciliği sebebiyle belli bir ilgi
görecektir Dila Hanım dizisi... İlk bölümde de epey sıkıcı bir
girişten sonra Barazoğlu Tahsin’in vurulmasıyla gerilim arttı,
hikaye ivmelendi. Bakalım gerisini nasıl getirecekler.
Not: bu dizide de karşımıza çıkan Ali Düşenkalkar ve Necip Memili
gerçek hayatta da dostlar... Bu ikilinin birlikte güçlü bir
komedi potansiyeli olduğuna inanıyorum. Bakalım ilk kim farkedip
değerlendirecek?
Twitter.com/murattolga