DİCLE HABER AJANSI'NIN İKİ MUHABİRİ DAHA TUTUKLANDI
İki çalışanı daha tutuklanan DİHA, baskılara karşı tüm hak kuruluşları, basın meslek örgütleri ve kamuoyunu duyarlı olmaya çağırdı.
Bianet'in haberine göre, Dicle Haber Ajansı'nın (DİHA) iki çalışanın daha tutuklanmasıyla, ajansın cezaevlerindeki çalışanlarının sayısı sekize yükseldi; DİHA tutuklamalara "muhalif basına baskı sürdükçe, hiçbir basın kuruluşunun özgürlüğü garanti edilemez" sözleriyle tepki gösterdi.
Kürtçe, İngilizce ve Türkçe dillerinde yayın yapan haber ajansının Diyarbakır Bölge Bürosu temsilcisi Kadri Kaya ve Batman muhabiri Erdoğan Altan, takip ettikleri haberlerle ilgili telefon görüşmeleri ve Dengê Mezopotamya ve Roj TV programlarına telefonla katıldıkları gerekçesiyle yapılan baskınlarda 15 Nisan günü gözaltına alınmışlardı.
Haberler "şifreli mesaj"mış!
Batman İl Emniyeti Müdürlüğü'ndeki sorgularında gazetecilerin kullandıkları "Kürdistan", "Gerilla" ve "Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan" gibi sözcükler suç unsuru olarak tanımlandı. Gazeteciler gözaltında dört gün sonrası "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklanırken, ajans geçtikleri operasyon haberlerinin sorguda "örgüte şifreli mesaj" olarak tanımlanmasını "trajikomik" diye değerlendirdi.
Kaya ve Altan'ın da tutuklanmasıyla, cezaevlerinde bulunan DİHA çalışanlarının sayısı sekize yükseldi. Haklarında hapis cezası verilen Ali Buluş, Mehmet Karaaslan, Faysal Tunç ve Behdin Tunç'un yanında, 9 Haziran 2010 tarihinde gözaltına alınan muhabir Hamdiye Çiftçi ve 2 Aralık 2010 günü haber yaptığı sırada gözaltına alınan muhabir Emine Altınkaya da halen tutuklu gazeteciler arasında bulunuyor.
"Nefes alamaz hale getirilmeye çalışılıyoruz"
DİHA dünkü (19 Nisan) açıklamasında, kuruluşundan beri "siyasi iktidarın 'basını dizayn' ve yayınları kendi istediği çizgiye çekme gayretlerine" karşı durduğunu, bu nedenle baskı ve sindirme yöntemleriyle karşı karşıya kaldığını, yargı yoluyla nefes alamaz hale getirilmeye çalışıldığını belirtti.
Terörle Mücadele ve Basın Yasaları yoluyla basın özgürlüğünün ortadan kaldırıldığını vurgulayan ajans, "Muhalif kuruluşlara yönelik baskıcı politikalar sürdükçe, Türkiye'de yayın yapan hiçbir basın kuruluşunun özgür yayın yapabilme garantisi olmayacak" dedi ve baskılara karşı tüm hak kuruluşları, basın meslek örgütleri ve kamuoyunu duyarlı olmaya çağırdı.
DİHA, yaptıkları haberler nedeniyle beş muhabiri hakkında açılan davaların da sürdüğünü açıkladı.
Muhabirlere saldırı, tehdit, gözaltı
Birçok DİHA muhabiri de çeşitli tarihlerde aralarında sivil polisler de olduğu şüphelenilen kişilerce saldırıya uğramıştı.
Geçtiğimiz yıl saldırıya uğrayanlar arasındaki Pınar Ural otobüste darp edilirken, Ömer Çelik de uğradığı saldırıda ağır yaralanmıştı. Murat Altunöz bindirildiği araçta tehdit edilmiş, İsmail Eskin ve Çağdaş Kaplan toplu saldırıya maruz kalmış, Vahap İş'in parmağı polislerce kırılmıştı.
Beş ay tutuklu kalan Eskin ve sekiz ay tutuklu yargılanan Abdurrahman Gök gibi çalışanlar da haberleri nedeniyle cezaevlerinde yatmaları ardından tahliye edildi.
Muhabirler Sertaç Kayar ve Yunus Tosun eylem izlemeleri nedeniyle, Safiye Alağaş ve Uygar Gültekin "soluk soluğa oldukları" iddiasıyla gözaltına alınmışlardı.