26 Oca 2016 09:58
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:19
Devletten Öcalan'a: Burası toprağınız, sizi kovmak kimsenin haddi değil...
Kamu Güvenliği Müsteşarı, Öcalan'a “Burası toprağınız, kovmak kimsenin haddi değil" demiş...
Abdullah Öcalan’ın, hükümet ve HDP heyetinin ortaklaşa yaptığı
Dolmabahçe açıklamasının 28 Şubat tarihinde yapılmasını “Yarın
yapmalısınız. Yarın 28 Şubat, bir darbenin yıldönümüne denk
geliyor. Bizim gibi darbe karşıtı olanlar için önemlidir” diyerek
özellikle istediği; çözüm olmazsa binlerce insanın öleceğini
söylediği; “AKP’nin faşizmi dayatması durumunda savaş başlar”
dediği ortaya çıktı.
Avrupa’da yayımlanan “İmralı Notları” kitabındaki tutanaklara göre, süreçte en önemli aşama olan Dolmabahçe mutabakatından bir gün önce 27 Şubat 2015’te İmralı’da HDP heyeti ve Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı’nın katılımıyla yapılan görüşmede önemli ayrıntılar gün yüzüne çıktı.
Üç kişi vurgusu
Tutanaklara göre Öcalan, açıklamanın 28 Şubat tarihinde yapılmasını özellikle isteyerek, açıklamaya katılacak hükümet heyetinin de üç kişiden oluşması gerektiğini ifade ediyor. Söz konusu bölüm tutanaklarda şöyle:
ÖNDER: Niyet beyanı olarak sizin yazdırdığınız paragrafta “On maddede mutabakat sağlanırsa PKK’yi kongreye davet edeceğim diye yazdırtmıştınız. Onlar ise bunu ‘davet ediyorum” diye değiştirmişler.
‘Davet’ tartışması
KGM: Birbirimize karşı dürüst olmalıyız. Bir önceki görüşmede de aslında çağrı böyle yapılmıştı.ÖCALAN: (...) “Davet edeceğim” yerine “davet ediyorum” demenizde hiçbir sakınca yoktur. Zaten bir iyi niyet beyanı olduğu da burada yazıyor. Asıl çağrıyı hükümetin tutumuna göre ben yapacağım. Bunun için Meclis bünyesinde bir komisyonun kurulması gerektiğini, izleme heyetinden insanların olması gerektiğini daha önce de ifade etmiştim. Eğer bunlar yapılırsa Newroz Bildirisi’ni aşacak olan bir çağrı yapacağım. Hükümet de bunu böyle değerlendirmelidir. Ortak açıklama olarak bu metni okumanızda hiçbir sakınca yoktur.
(...) Benim çağrım Meclis ve sivil toplumdan karma bir komisyonun önünde olacak. PKK’yi olağanüstü bir kongreyi toplamaya davet edeceğim. Siz bu ortak açıklamayı yarın hükümet yetkilileriyle birlikte yaparsınız. Onların da üç kişi olması lazım. O konuda sanırım bir sorun yok.
KGM: İçişleri Bakanı ve Grup Başkanvekili de gelecek.
ÖCALAN: Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın gelmesi önemlidir. Çünkü yasalar Meclis’te yapılacak. O da Meclis’teki grubun başındadır. Böylece kamuoyuna karşı bu yasaların yapılacağını taahhüt etmiş olacak.
‘Faşizmi dayatırsa’
ÖCALAN: (HDP heyetinin İç güvenlik yasası görüşmelerinin sürdüğü konusundaki açıklamalarının ardından) Bunlara takılmayın. Güvenlik yasası çıkarsa en çok onlara zarar verir. AKP otoriterleşmek isterse kendini bitirir. AKP hakiki olmazsa, bu sefer gerilla hakiki savaşı başlatır. Anlaşma yok, çözüm yok, barış yok, faşizmi dayatırsa savaş başlar. Bunu onlara da söyleyin.
Sizin bu açıklamayı yapmanız önemlidir. Yarın yapmalısınız. Yarın 28 Şubat, bir darbenin yıldönümüne denk geliyor. Bizim gibi darbe karşıtı olanlar için önemlidir. Müsteşar Bey de açıklamaya katılabilir ya da katılmayabilir. Kendisi bilir. Çok emeği var. Katılması uygun olur, ama dayatmıyoruz. Katılırsa bir hakem gibi her iki heyete de iki metre mesafede durmalıdır. Bu daha uygun olur.
İstediği açıklama Öcalan’ın bir gün önce talep ettiği gibi açıklama 28 Şubat’ta gerçekleşirken; hükümet heyetinde Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve dönemin AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal olmak üzere 3 kişi bulunmuştu. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı da yine Öcalan’ın talep ettiği gibi Dolmabahçe açıklamasına katılmıştı.
‘Sizin ülkeniz, kimse kovamaz’
Tutanaklara göre, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı’nın Öcalan’la yaptığı konuşmalarda şu diyaloglar dikkat çekiyor:
ÖCALAN: (...) Normalize etme, kardeşleşmeyi esas alıyoruz. Bu niye MHP’yi kudurtuyor, incelemek lazım.
KGM: Yüz yıldır Türk-Kürt ilişkileri üzerinden çatışma politikası uygulandı. Tehlike sadece Kürt milliyetçiliği değil, Türk milliyetçiliğidir aynı zamanda.
ÖCALAN: (...) Benim için kaçacak diyorlar. Ben burada kalırım. Türkiye’den çıkmam, kovsalar da kalırım, onları çıkarırım.
KGM: Burası sizin toprağınız, ülkeniz, kimsenin haddi değil kovmak.
‘Çözüm olmazsa binlerce insan ölür’
KGM: Seçim atmosferinde bu açıklamanın sıkıntı oluşturacağını söyleyenlere Başbakanımız güzel bir cevap verdi. “Bu süreç seçim gündeminden ayrı ele alınmalı ve yürütülmelidir” dedi. ÖCALAN:(...) Sayın D. (Muhammed Dervişoğlu), bize nasıl nazik bir üslupla aktarıyorsanız, hükümete de aynı nezaketle bu durumu aktarmanız iyi olur. Bu sürecin gelişmesi için çabalıyoruz. Çözüm olmazsa binlerce insan ölecek. Ben bunu kavradım ve gereğini yapıyorum. Onlar da bunun önemini kavramışlar mıdır, bilmiyorum. Onlarla iyi tartışın.
KGM: Siz bütün olaylara stratejik yaklaştınız. Tanığım.
İngiliz istihbaratı İmralı’ya geldi
Tutanaklara göre görüşmede yer alan devlet yetkilisi İmralı’ya İngiliz istihbaratından iki kişinin geldiğini teyit ediyor:
ÖCALAN: (...) Yine buradaki görevlilerden biri gelmişti. Kemerine baktım. Yahudi yıldızı, Davut yıldızı parlıyordu. O da dakikalarca öyle bekliyordu. Benim ısrarla mesajı almamı istemişti. Bana “Ben Mossad’ım, buradayım”, bunu hissettirmek istemişti.
DEVLET YETKİLİSİ: Hatta buraya İngiliz istihbaratı da gelmişti.
ÖCALAN: Evet. O Avrupa’dan gelen heyet içinde varlardı.
DEVLET YETKİLİSİ: Gelen iki avukat İngiliz istihbaratı adına gelmişti.
Kaynak: cumhuriyet.com.tr / Mahmut Lıcalı
Avrupa’da yayımlanan “İmralı Notları” kitabındaki tutanaklara göre, süreçte en önemli aşama olan Dolmabahçe mutabakatından bir gün önce 27 Şubat 2015’te İmralı’da HDP heyeti ve Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı’nın katılımıyla yapılan görüşmede önemli ayrıntılar gün yüzüne çıktı.
Üç kişi vurgusu
Tutanaklara göre Öcalan, açıklamanın 28 Şubat tarihinde yapılmasını özellikle isteyerek, açıklamaya katılacak hükümet heyetinin de üç kişiden oluşması gerektiğini ifade ediyor. Söz konusu bölüm tutanaklarda şöyle:
ÖNDER: Niyet beyanı olarak sizin yazdırdığınız paragrafta “On maddede mutabakat sağlanırsa PKK’yi kongreye davet edeceğim diye yazdırtmıştınız. Onlar ise bunu ‘davet ediyorum” diye değiştirmişler.
‘Davet’ tartışması
KGM: Birbirimize karşı dürüst olmalıyız. Bir önceki görüşmede de aslında çağrı böyle yapılmıştı.ÖCALAN: (...) “Davet edeceğim” yerine “davet ediyorum” demenizde hiçbir sakınca yoktur. Zaten bir iyi niyet beyanı olduğu da burada yazıyor. Asıl çağrıyı hükümetin tutumuna göre ben yapacağım. Bunun için Meclis bünyesinde bir komisyonun kurulması gerektiğini, izleme heyetinden insanların olması gerektiğini daha önce de ifade etmiştim. Eğer bunlar yapılırsa Newroz Bildirisi’ni aşacak olan bir çağrı yapacağım. Hükümet de bunu böyle değerlendirmelidir. Ortak açıklama olarak bu metni okumanızda hiçbir sakınca yoktur.
(...) Benim çağrım Meclis ve sivil toplumdan karma bir komisyonun önünde olacak. PKK’yi olağanüstü bir kongreyi toplamaya davet edeceğim. Siz bu ortak açıklamayı yarın hükümet yetkilileriyle birlikte yaparsınız. Onların da üç kişi olması lazım. O konuda sanırım bir sorun yok.
KGM: İçişleri Bakanı ve Grup Başkanvekili de gelecek.
ÖCALAN: Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın gelmesi önemlidir. Çünkü yasalar Meclis’te yapılacak. O da Meclis’teki grubun başındadır. Böylece kamuoyuna karşı bu yasaların yapılacağını taahhüt etmiş olacak.
‘Faşizmi dayatırsa’
ÖCALAN: (HDP heyetinin İç güvenlik yasası görüşmelerinin sürdüğü konusundaki açıklamalarının ardından) Bunlara takılmayın. Güvenlik yasası çıkarsa en çok onlara zarar verir. AKP otoriterleşmek isterse kendini bitirir. AKP hakiki olmazsa, bu sefer gerilla hakiki savaşı başlatır. Anlaşma yok, çözüm yok, barış yok, faşizmi dayatırsa savaş başlar. Bunu onlara da söyleyin.
Sizin bu açıklamayı yapmanız önemlidir. Yarın yapmalısınız. Yarın 28 Şubat, bir darbenin yıldönümüne denk geliyor. Bizim gibi darbe karşıtı olanlar için önemlidir. Müsteşar Bey de açıklamaya katılabilir ya da katılmayabilir. Kendisi bilir. Çok emeği var. Katılması uygun olur, ama dayatmıyoruz. Katılırsa bir hakem gibi her iki heyete de iki metre mesafede durmalıdır. Bu daha uygun olur.
İstediği açıklama Öcalan’ın bir gün önce talep ettiği gibi açıklama 28 Şubat’ta gerçekleşirken; hükümet heyetinde Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve dönemin AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal olmak üzere 3 kişi bulunmuştu. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı da yine Öcalan’ın talep ettiği gibi Dolmabahçe açıklamasına katılmıştı.
‘Sizin ülkeniz, kimse kovamaz’
Tutanaklara göre, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı’nın Öcalan’la yaptığı konuşmalarda şu diyaloglar dikkat çekiyor:
ÖCALAN: (...) Normalize etme, kardeşleşmeyi esas alıyoruz. Bu niye MHP’yi kudurtuyor, incelemek lazım.
KGM: Yüz yıldır Türk-Kürt ilişkileri üzerinden çatışma politikası uygulandı. Tehlike sadece Kürt milliyetçiliği değil, Türk milliyetçiliğidir aynı zamanda.
ÖCALAN: (...) Benim için kaçacak diyorlar. Ben burada kalırım. Türkiye’den çıkmam, kovsalar da kalırım, onları çıkarırım.
KGM: Burası sizin toprağınız, ülkeniz, kimsenin haddi değil kovmak.
‘Çözüm olmazsa binlerce insan ölür’
KGM: Seçim atmosferinde bu açıklamanın sıkıntı oluşturacağını söyleyenlere Başbakanımız güzel bir cevap verdi. “Bu süreç seçim gündeminden ayrı ele alınmalı ve yürütülmelidir” dedi. ÖCALAN:(...) Sayın D. (Muhammed Dervişoğlu), bize nasıl nazik bir üslupla aktarıyorsanız, hükümete de aynı nezaketle bu durumu aktarmanız iyi olur. Bu sürecin gelişmesi için çabalıyoruz. Çözüm olmazsa binlerce insan ölecek. Ben bunu kavradım ve gereğini yapıyorum. Onlar da bunun önemini kavramışlar mıdır, bilmiyorum. Onlarla iyi tartışın.
KGM: Siz bütün olaylara stratejik yaklaştınız. Tanığım.
İngiliz istihbaratı İmralı’ya geldi
Tutanaklara göre görüşmede yer alan devlet yetkilisi İmralı’ya İngiliz istihbaratından iki kişinin geldiğini teyit ediyor:
ÖCALAN: (...) Yine buradaki görevlilerden biri gelmişti. Kemerine baktım. Yahudi yıldızı, Davut yıldızı parlıyordu. O da dakikalarca öyle bekliyordu. Benim ısrarla mesajı almamı istemişti. Bana “Ben Mossad’ım, buradayım”, bunu hissettirmek istemişti.
DEVLET YETKİLİSİ: Hatta buraya İngiliz istihbaratı da gelmişti.
ÖCALAN: Evet. O Avrupa’dan gelen heyet içinde varlardı.
DEVLET YETKİLİSİ: Gelen iki avukat İngiliz istihbaratı adına gelmişti.
Kaynak: cumhuriyet.com.tr / Mahmut Lıcalı