Devletten Öcalan'a: Burası toprağınız, sizi kovmak kimsenin haddi değil...
Kamu Güvenliği Müsteşarı, Öcalan'a “Burası toprağınız, kovmak kimsenin haddi değil" demiş...
Abdullah Öcalan’ın, hükümet ve HDP heyetinin ortaklaşa yaptığı
Dolmabahçe açıklamasının 28 Şubat tarihinde yapılmasını “Yarın
yapmalısınız. Yarın 28 Şubat, bir darbenin yıldönümüne denk
geliyor. Bizim gibi darbe karşıtı olanlar için önemlidir” diyerek
özellikle istediği; çözüm olmazsa binlerce insanın öleceğini
söylediği; “AKP’nin faşizmi dayatması durumunda savaş başlar”
dediği ortaya çıktı.
Avrupa’da yayımlanan “İmralı Notları” kitabındaki tutanaklara göre,
süreçte en önemli aşama olan Dolmabahçe mutabakatından bir gün önce
27 Şubat 2015’te İmralı’da HDP heyeti ve Kamu Düzeni ve Güvenliği
Müsteşarı’nın katılımıyla yapılan görüşmede önemli ayrıntılar gün
yüzüne çıktı.
Üç kişi vurgusu
Tutanaklara göre Öcalan, açıklamanın 28 Şubat tarihinde yapılmasını
özellikle isteyerek, açıklamaya katılacak hükümet heyetinin de üç
kişiden oluşması gerektiğini ifade ediyor. Söz konusu bölüm
tutanaklarda şöyle:
ÖNDER: Niyet beyanı olarak sizin yazdırdığınız
paragrafta “On maddede mutabakat sağlanırsa PKK’yi kongreye davet
edeceğim diye yazdırtmıştınız. Onlar ise bunu ‘davet ediyorum” diye
değiştirmişler.
‘Davet’ tartışması
KGM: Birbirimize karşı dürüst olmalıyız. Bir
önceki görüşmede de aslında çağrı böyle yapılmıştı.ÖCALAN: (...)
“Davet edeceğim” yerine “davet ediyorum” demenizde hiçbir sakınca
yoktur. Zaten bir iyi niyet beyanı olduğu da burada yazıyor. Asıl
çağrıyı hükümetin tutumuna göre ben yapacağım. Bunun için Meclis
bünyesinde bir komisyonun kurulması gerektiğini, izleme heyetinden
insanların olması gerektiğini daha önce de ifade etmiştim. Eğer
bunlar yapılırsa Newroz Bildirisi’ni aşacak olan bir çağrı
yapacağım. Hükümet de bunu böyle değerlendirmelidir. Ortak açıklama
olarak bu metni okumanızda hiçbir sakınca yoktur.
(...) Benim çağrım Meclis ve sivil toplumdan karma bir komisyonun
önünde olacak. PKK’yi olağanüstü bir kongreyi toplamaya davet
edeceğim. Siz bu ortak açıklamayı yarın hükümet yetkilileriyle
birlikte yaparsınız. Onların da üç kişi olması lazım. O konuda
sanırım bir sorun yok.
KGM: İçişleri Bakanı ve Grup Başkanvekili de
gelecek.
ÖCALAN: Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın gelmesi
önemlidir. Çünkü yasalar Meclis’te yapılacak. O da Meclis’teki
grubun başındadır. Böylece kamuoyuna karşı bu yasaların
yapılacağını taahhüt etmiş olacak.
‘Faşizmi dayatırsa’
ÖCALAN: (HDP heyetinin İç güvenlik yasası
görüşmelerinin sürdüğü konusundaki açıklamalarının ardından)
Bunlara takılmayın. Güvenlik yasası çıkarsa en çok onlara zarar
verir. AKP otoriterleşmek isterse kendini bitirir. AKP hakiki
olmazsa, bu sefer gerilla hakiki savaşı başlatır. Anlaşma yok,
çözüm yok, barış yok, faşizmi dayatırsa savaş başlar. Bunu onlara
da söyleyin.
Sizin bu açıklamayı yapmanız önemlidir. Yarın yapmalısınız. Yarın
28 Şubat, bir darbenin yıldönümüne denk geliyor. Bizim gibi darbe
karşıtı olanlar için önemlidir. Müsteşar Bey de açıklamaya
katılabilir ya da katılmayabilir. Kendisi bilir. Çok emeği var.
Katılması uygun olur, ama dayatmıyoruz. Katılırsa bir hakem gibi
her iki heyete de iki metre mesafede durmalıdır. Bu daha uygun
olur.
İstediği açıklama Öcalan’ın bir gün önce talep ettiği gibi açıklama
28 Şubat’ta gerçekleşirken; hükümet heyetinde Başbakan Yardımcısı
Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve dönemin AKP Grup
Başkanvekili Mahir Ünal olmak üzere 3 kişi bulunmuştu. Kamu Düzeni
ve Güvenliği Müsteşarı da yine Öcalan’ın talep ettiği gibi
Dolmabahçe açıklamasına katılmıştı.
‘Sizin ülkeniz, kimse kovamaz’
Tutanaklara göre, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı’nın Öcalan’la
yaptığı konuşmalarda şu diyaloglar dikkat çekiyor:
ÖCALAN: (...) Normalize etme, kardeşleşmeyi esas
alıyoruz. Bu niye MHP’yi kudurtuyor, incelemek lazım.
KGM: Yüz yıldır Türk-Kürt ilişkileri üzerinden
çatışma politikası uygulandı. Tehlike sadece Kürt milliyetçiliği
değil, Türk milliyetçiliğidir aynı zamanda.
ÖCALAN: (...) Benim için kaçacak diyorlar. Ben
burada kalırım. Türkiye’den çıkmam, kovsalar da kalırım, onları
çıkarırım.
KGM: Burası sizin toprağınız, ülkeniz, kimsenin
haddi değil kovmak.
‘Çözüm olmazsa binlerce insan ölür’
KGM: Seçim atmosferinde bu açıklamanın sıkıntı
oluşturacağını söyleyenlere Başbakanımız güzel bir cevap verdi. “Bu
süreç seçim gündeminden ayrı ele alınmalı ve yürütülmelidir” dedi.
ÖCALAN:(...) Sayın D. (Muhammed Dervişoğlu), bize nasıl nazik bir
üslupla aktarıyorsanız, hükümete de aynı nezaketle bu durumu
aktarmanız iyi olur. Bu sürecin gelişmesi için çabalıyoruz. Çözüm
olmazsa binlerce insan ölecek. Ben bunu kavradım ve gereğini
yapıyorum. Onlar da bunun önemini kavramışlar mıdır, bilmiyorum.
Onlarla iyi tartışın.
KGM: Siz bütün olaylara stratejik yaklaştınız.
Tanığım.
İngiliz istihbaratı İmralı’ya geldi
Tutanaklara göre görüşmede yer alan devlet yetkilisi İmralı’ya
İngiliz istihbaratından iki kişinin geldiğini teyit ediyor:
ÖCALAN: (...) Yine buradaki görevlilerden biri
gelmişti. Kemerine baktım. Yahudi yıldızı, Davut yıldızı
parlıyordu. O da dakikalarca öyle bekliyordu. Benim ısrarla mesajı
almamı istemişti. Bana “Ben Mossad’ım, buradayım”, bunu
hissettirmek istemişti.
DEVLET YETKİLİSİ: Hatta buraya İngiliz istihbaratı
da gelmişti.
ÖCALAN: Evet. O Avrupa’dan gelen heyet içinde
varlardı.
DEVLET YETKİLİSİ: Gelen iki avukat İngiliz
istihbaratı adına gelmişti.
Kaynak: cumhuriyet.com.tr / Mahmut Lıcalı