Devlet Bahçeli “Sır”dan neyi kastetti? Bu bir “mesaj” mı?
Medyaradar yazarı Atilla Akar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin depreme dair “sır” açıklamasıyla neyi kastetmiş olabileceğini yazdı…
Efendim: devlette bazı meseleler irtifa meselesidir. “İrtifa”dan kastım şu. Mevkii olarak ne kadar yukarıda olursanız o kadar çok bilgiye vakıf olursunuz. Hele de fiili bir koalisyonun iktidar ortağı iseniz. Dahası siyasi deneyiminizle ve ilişkilerinizle bu gibi bilgilere ya daha kolay ulaşırsınız ya da zaten ayağınıza kadar gelirler. Arada doğru orantı vardır. Böyle olması da normaldir.
O bakımdan şu an devletin tepe noktalarında olan kişilerin deprem olaylarına dair çok farklı istihbaratlara sahip olduklarını varsayabiliriz. Biz “Öyle mi böyle mi” diye tartışaduralım, varsayımlar türetelim onlar çoktan bazı şeylere vakıf olmuş olabilirler. Bunlar ya istihbarat teşkilatının sınıflanmış analizine dayalı servis edilmiş ya da kişisel bilgi ağından gelen harmanlanmış bilgiler olurlar.
Dosta düşmana bir “mesaj” mı?..
Tabii bunları muhtelif neden veya hesaplarla, yahut “devlet terbiyesi” gereği toplumla paylaşmazlar veya çok sınırlı olarak, kısmen paylaşırlar. Onun için bazen şifreli bir dil kullanırlar. Bir bakıma dosta düşmana bir “mesaj” niteliği taşırlar. “Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit” yaparlar. “Farkında oldukları” hissettirilir. “Derin dil”in tercümesi böyle yapılır. Bu da bir ölçüde normaldir.
Ya henüz “Zamanı değil” diye düşündüklerinden ya da zaten hiçbir zaman açıklanamayacağından bu yolu seçerler. Kendilerine göre bir kâr-zarar hesabı yaparlar ve daha fazlasını söylememeleri gerektiği kanaatine varırlar. Devletin ve devlet adamlarının zihni böylesi “yükler”le doludur. Bu bilgiler ya zamanla “çöp” olup eskirler ya da bilmem hangi arşivde “Çok gizli” kodlu bir dosyada tutulurlar. Bazense o sırlar söyleyenle birlikte mezara kadar gider!
Her ne kadar ben “Bütün bunlara ne gerek var ki?”, “Açıklayın gitsin” diye düşünsem bile (Tabii benim sırtımda yumurtası küfesi yok!) bu hangi “İrtifa”dan baktığınıza bağlı. Benim gibi devletle hiçbir bağı olmayan biri için bu kolay. Diğerleri için “Baklayı ağızdan çıkarmak” pratikte o kadar kolay olmayabilir. Devlette mevki, makam ve sorumluluk sahipleri ise bazı şeyleri öyle doğrudan söyleyemezler. Durum onların “kişisel tercihleri”ne bağlı değildir. Bu da bir ölçüde anlaşılır.
Bahçeli’nin Demecini Neye Yormalı?..
İşte MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la birlikte deprem bölgesini ziyaretleri esnasında söylediği söz de bu türden bir cümle bana göre. Epeyce dikkat çekici ve açılmaya muhtaç cümle hayli “manidar” görünmekteydi. Bahçeli, büyük yıkıma yol açan deprem için "İçinde sır olan bir olay gibi geliyor bana" ifadesini kullandı.
Oldukça “kafa karıştırıcı” gibi görünen ifade fazlasıyla dikkat çekti. Bu “Sır” vurgusu nereden çıkmıştı? Öyle ya bu söz öyle pek gelişigüzel söylenmiş bir söz gibi durmuyordu. “Arif olan anlar” mı yapılmıştı? “Daha açık konuşamıyorum, gerisini siz kavrayın” mı denmişti? Yoksa bizler mi abartıyorduk?
“Tetiklenmiş Deprem” mi ima edildi?
Elbette yanılıyor olabilirim. Belki de o esnada Devlet Bahçeli’nin kafasından bambaşka bir şey geçiyordur. Bu manada “zihin okuması” zor. Fakat sıkıntılı bir durum “Lisan-ı Münasip”le ancak bu kadar söylenebilir bana göre. Hele de tam deprem bölgesine gelmiş ve orada konuşuyorsanız. Ortada bir sürü acayiplik ve şüphe varken “Ne yaptığınızı biliyoruz”un dolaylı anlatımıdır. Tartılmadan, rastgele seçilmiş bir kelime olmasa gerek.
Peki bu sözle ne anlatılmak istendi? Bana göre bu “Sır” vurgusuyla depremin suni, tetiklenmiş, HAARP teknolojisine göre ve belli nedenlerle kurgulanmış bir deprem olduğu anlatılmak istenmiş gibi duruyor. Şu aşamada ancak “bu kadar” söyleyebildi. Lakin devletin sinir merkezlerinde de aynı analizin yapıldığını düşünebiliriz. Tersi mümkün görünmüyor. İçeriğinde ise neler olduğunu bilemeyiz.
Ben her zaman yeni komploları önlemenin en sağlıklı ve tek yolunun komployu gizlemek değil (Ki komployu organize edenler de bunu ister ve böyle olmasına güvenir) komployu deşifre etmek olduğuna inanmışımdır. Komplo odakları sizin susmanızdan cesaret alırlar. Ancak bunun her zaman mümkün olmadığının da farkındayım. Bazı şeyleri açıkça ifade etmek daha çok sorun getirebilir. Burada bunun hesabını yapabilecek durumda değilim. Dedim ya “irtifa” meselesi…
Bunu Erdoğan söyleyemezdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla devleti bağlardı. Birinin bunu söylemesi lâzımdı. O görevde Devlet Bahçeli’ye düştü. Ben kurum manasında “Devlet tavrı” diye buna derim. Hem devletin tepelerindesiniz hem de üstüne adınız da “Devlet”. Fazla söze ne hacet!..
23. 02 .2023
Atilla Akar