Devlet Bahçeli Abdulkadir Selvi'yi yerden yere vurdu: "At arabası direği, şuursuz, bölücü, Türkiye düşmanı"
MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM'deki grup toplantısında AKP'ye yakın Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi'ye sert sözlerle yüklendi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'ye,
"MHP iki ucu keskin bıçak. Kürtlerden 2 oy alan parti var; biri
HDP, diğeri AK Parti'dir. AK Parti önemli oranda Kürt seçmene sahip
olduğu için MHP'ye karşı mesafeli olması lazım." satırları
nedeniyle çok sert çıktı. Bahçeli, "Biz Selvi'nin at arabasının
direği olduğunu biliyoruz" açıklamasında bulundu.
"KALEM VE KILIÇ ARTIĞI ŞAHIS"
Devlet Bahçeli şu ifadeleri kullandı:
Doğan Medyası'nın bu selvisi diyor ki, MHP iki ucu keskin bıçak.
Kürtlerden 2 oy alan parti var; biri HDP, diğeri AK Parti'dir. AK
Parti önemli oranda Kürt seçmene sahip olduğu için MHP'ye karşı
mesafeli olması lazım. Bu zatın şuursuz sözleri bizim için ufacık
kalmaya mecburdur. MHP, Kürt kardeşlerimizin karşısında gösteren
her kim varsa hem bölücü hem de Türkiye düşmanıdır. Bu kalem ve
kılıç artığı şahsın MHP'ye menfii tutumu bellidir, ama AK Parti'ye
dost mudur hasım mıdır? Türk Kürt arasına nifak sokan ya
şerefsizdir, ya teröristtir, ya da zulmün oyuncağıdır. Kandil'den
sufle alanlar MHP'ye Kürt karşıtlığı elbisesi giydirmeye çalışanlar
yatacak yeri olmayan günahkarlardır. Bu devlette herkese yer
vardır.
"DARBE VARSA DEMOKRASİ YOKTUR"
Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle;
Türk milleti darbelerden çok çekmiştir. Bu vatanda fazlası ile
silahlı ve kanun dışı hareketler görülmüştür. Buna artık nokta
konulmalı. Darbenin haksızlık ve hukuksuzluğun sineye çekilmesi
bunu kabullenmektir. Darbe varsa demokrasi yoktur.
15 TEMMUZ EN KARANLIK HALKA
28 Şubat post modern müdahalesinin üzerinden geçen 20 senenin
nelere neden olduğu gizlenemeyecek kadar ortadır. Demokrasiye
şartsız sahip çıkmak hepimiz için kaçılmaz bir sorumluluktur. 15
Temmuz'da darbenin ne olduğuna hep birlikte şahit olduk. 15 Temmuz
darbelerin tarihimizin en karanlık halkasıdır.
TÜRK ASKERİ EL BAB'DA ONUR MÜCADELESİ VERİYOR
Zorlu ve çetin bir coğrafyada yaşıyoruz. Türk askeri huzursuz,
heyecansız ve gergin olduğu sürece hain terör saldırılarını
göğüslememiz akla aykırıdır. El Bab'da Türk halkının onur
mücadelesini veren Türk askeridir. Bu kadar sorunumuz varken Türk
Silahlı Kuvvetlerinin anlamsız tartışmaların içine çekilmesi son
derece anlamsızdır.
'KARARGAH RAHATSIZ' TARTIŞMALARI
TSK çok yara almış, hırpalanmıştır. FETÖ'nün emniyet ve adaletteki
ayaklarıyla Ergenekon, Balyoz, Ayışığı, Askeri Casusluk gibi sözde
davalar ve 15 Temmuz fazla söze yer bırakmamaktadır. Hürriyet
gazetesi tartışmaların seyrini değiştirmiştir. 15 Temmuz'daki tavrı
ile dikkat çeken bir bayan gazetecinin suçlanması da bizim için
tuhaftır.
DOĞRU OLAN TSK'NIN RAHATSIZ OLDUĞU KONULARI HÜKÜMETE
AKTARMASI
TSK ile bazı eleştirilere nasıl baktığı ortaya çıkmıştır. Elbette
olması gerekeni, doğru olanı Genelkurmay Başkanlığı'nın rahatsız
olduğu konuları hükümete iletmesidir. TSK'nın doğrudan sorumlu
olduğu bakan, başbakan ve cumhurbaşkanına hassasiyetlerini
aktarması doğaldır. Dün Genelkurmay Başkanı önce Başbakan, ardından
da Cumhurbaşkanı ile görüşmüş; olan biteni açıklamış olması
gerekmektedir. Eğer paylaşmış ve sonuç alamamışsa bir sorun var
demektir. Doğrudan medya ile kamuoyuyla iletişime geçilmişse bir
sorunun delaletidir.
ASKER BİZİM, DEVLET BİZİM, HÜKÜMET BİZİM
Çözümsüzlüğün nedeni nedir? TSK'nın imkan ve kanallarla savunmaya
geçmesi neden çok görülmektedir. Medya üzerinden başlatılan
karalama kampanyası doğru mudur? Başörtüsü yasağı kaldırılacaksa
niye Genelkurmay'ın görüşü alınmaz? Bizim de sorularımız vardır ama
bunun ne yeri ne zamanıdır. Huzur kaçarsa tutamayız, istikrar
giderse geri getiremeyiz. Ne yapalım çatışıp, çürüyelim mi,
kucaklaşıp kardeşçe mi yürüyelim. FETÖ, PKK, DAEŞ, PYD/YPG hazır
kıta infaz mangalarını Türkiye'ye yöneltmişken iç sorunlar
gaflettir. Asker bizimdir, devlet bizimdir, hükümet bizimdir.
Fitneye çanak tutan asla bizden değildir. Zarar ziyan büyüktür,
Türkiye henüz yoğun bakımdan çıkamamıştır. Bunca patırtı gürültüye
ne gerek vardır? Paylaşılmayan nedir? Geçmişten ders alınmadı mı?
Milli uzlaşma, anlaşma her seviyede olması gerekirken, bu
güvensizliğin gerçek manasını nasıl yorumlayalım? Devletteki çatlak
sesler düşmanları sevindirecektir. Türkiye, ecdadımızın aziz
şehitlerimizin mirası değil midir?
SELVİ NE DEMİŞTİ?
Abdulkadir Selvi, 22 Şubat'ta "Hayır tuzağı ve evet oranı"
başlığıyla yayımlanan yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
AK Parti grup toplantısı bitti, Başbakan çıktı. İlk işimiz,
kürsüsünden yaptığı Bozkurt selamını sormak oldu. “Engelliler için
yaptım” dedi. Şaşırdık. Ne anlama geldiğini sorduk. “Evet anlamına
geliyor. MHP’liler, ‘Bizden bahsedin’ dedi. Ben de işaret diliyle
onlardan bahsettim” karşılığını verdi. “‘Bizim işareti yap’
dediler, ben de onların işaretini yaptım” derken keyifliydi. Biz
sormadan MHP’lilere seslendi. “Onlar da bizim işaretimizi
yapsınlar.” Gözlerimiz haftaya MHP grubunda olacak. Bakalım Devlet
Bahçeli, AK Parti işaretini yapacak mı? Bu arada AK Parti’nin
işareti ne? Başbakan’a sorduk. Eliyle halkı selamlama işareti
yaptı. AK Parti ile MHP’nin yakınlaşmasını bekliyordum da
doğrusu bu kadarını beklemiyordum. Yakında AK Parti ve MHP,
bayraklarıyla ortak miting yaparsa şaşırmam.
AK Parti önemli oranda Kürt seçmene sahip olduğu için MHP ile
mesafesinde dikkatli olması lazım. CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, 30 Mart yerel seçimlerinde Ankara’da Mansur Yavaş’la
birlikte şehir turu atarken ‘Bozkurt selamı’ vermiş, kıyamet
kopmuştu. Bakalım Başbakan’ın bozkurt selamı nasıl
karşılanacak?