Devir değişti, ne adam değişti ne de gazetesi!
Bugün yazarı Tarık Toros hem Erdal Şafak'ı hem de Sabah Gazetesi'ni Ufuk Güldemir'in medya analiziyle vurdu.
Bugün gazetesi yazarı Tarık Toros 2007 yılında Ufuk Güldemir'in
yaptığı medya analizini köşesine taşıdı. Tarık Toros, Ufuk
Güldemir'in medya analiziyle hem Sabah Gazetesi'ni hem de Erdal
Şafak'ı "Devir değişti, ne adam değişti ne de gazetesi"
diyerek eleştirdi.
İŞTE TARIK TOROS'UN YAZISININ İLGİLİ KISMI;
"Ufuk Güldemir, 10 Haziran 2007'de hayatını kaybetti. Kanserle 13
ay mücadele ettikten sonra...
Hastayken de aktifti. Dünyanın dört bir yanında hayalini kurduğu
avcılık başarılarına imza attı, yazdı, çizdi.
Onun Habertürk'te kaleme aldığı "ağırlıkla medya" analizleri çok
konuşulurdu.
Ağdalı Türkçe'den uzak, kısa serbest cümlelerle kelimelerine hayran
bırakırdı.
Duyumlarını bilgiyle kıymetlendirir ve bunu okuturdu.
Bazen çok acımasız olurdu. Yediği içtiği ayrı gitmeyen
arkadaşlarını bile öyle kritik ederdi ki, haftalar süren
küskünlüklere katlanmak zorunda kalırdı.
Fikir odaklıydı, belden aşağı çalışmazdı.
Dostları gönül koyarlardı ama sonra kolay affederlerdi. O da bir
biçimde şirinlik yapar, gönül almasını bilirdi. Sonra yine
"yaramazlık" yapardı, o ayrı...
Vefatından 20 gün önce son analizini "Babıali'deki İzmirli
gazeteciler" üzerine yaptı.
(......)
Bir medya manifestosu...
Dinç Bilgin için, "Zekasına hayran olduğum ama aklı hakkında
kuşkularım bulunan Dinç bey, tek bir gün ciddi gazetecilik
yapmamıştır, gazeteci oğludur, gazeteci değildir.En büyük özelliği
kimseyi bulamasa kendine kazık atabilme yeteneğidir" diye
yazmıştı.
Ertuğrul Özkök için, "Hem zekidir hem de akıllıdır. Aklını da
rüzgâr sert estiğinde rüzgârın üstünden aşıp gitmesiyle gösterir"
demişti.
Yılmaz Özdil için, "Babıali'de en beğendiğim gazetecilerden
birisidir. Ama biz şarklı gazetecilerde olan ve İzmirliler'ce alay
konusu edilen 'bağlılık, duygusallık, sadakat'gibi kötü
alışkanlıkların hiçbirisine sahip değildir" analizi enteresandır
mesela...
Ergun Babahan'ı, "Böyle bir editoryal 'loser'ın nasıl olup da bu
kadar güzel köşe yazısı yazabildiğine şaşırırım" satırlarıyla
tanımlayıp, bir yandan çakarken öbür taraftan okşamıştır....
Erdal Şafak'ı en sona bıraktım.
Bugün Sabah Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni olan Şafak, Ufuk
Güldemir Sabah'ın başındayken yazı işleri müdürüydü.
Rahmetli Ufuk bey, Erdal Şafak olayını taa o zaman çözmüş:
-Sabah'ın genel yayın müdürüyken gece yarısı telefon çaldı
tuvaletteydim. Arayan yazı işleri müdürlerimden İzmirli Erdal
Şafak'tı. "Efendim" dedi, "Üst makamlar ANAP grup haberinin birinci
sayfadan verilmesini, Tayfun Devecioğlu'nun Bülent Ecevit ile Afyon
seyahatinin 1. sayfadan anonslanmasını istiyor." "Yahu kardeşim"
dedim "Bu gazetenin en üst editoryal makamı benim. Benim üstümde
patron Dinç Bilgin ve murahhas aza Zafer Mutlu var. Eğer bu onların
talebiyse hemen yapayım. Ama yok bana 28 Şubat bacak araları
yapıyorsan hiçbir şey yapmam. Şimdi hemen bu talimatı veren kişinin
adını söyle" dedim. "Söyleyemem efendim" dedi. Ben de sifonu
çektim.Ertesi gün öğrendim ki o zamanlar ANAP milletvekili olan
Kenan Sönmez'miş "üst makam." Sabah Dinç Bey geldi, "Bugün
gazetemle gurur duydum komutan" dedi. Akşam Zafer geldi "Üzgünüm
ama yollarımızı ayırıyoruz" diyerek istifamı istedi.
Devir değişti, ne adam değişti ne de gazetesi...
40 yıllık kani olur mu yani..."