"DERELERİ ISLAH EDELİM MUTLAKA DA...ALLAH ÖNCE KİMLERİ ISLAH ETMELİ ACABA?"
8 Eylül´de sel sularına kapılan ve cesedi 9 gün sonra Bursa Karacabey açıklarında bulunan 1.5 yaşındaki Dila dün gözyaşlarıyla uğurlanırken Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil de cenazesinde saf tutanlar arasındaydı.
Avluda musalla.
Bir minik tabut.
Üstünde güllü yemeni.
İçinde Dila.
Yarın bayram güya.
Vali gelmedi.
Büyükşehir başkanı yok.
İSKİ´ciler yok.
Milletvekilleri yok.
Trilyonları haldır haldır cebe indiren müteahhitler de gelmedi... Olabilir, belki insan içine çıkacak yüzleri yok, AKOM´dan seyretmişlerdir, mobeseden filan... Ama tek tek taradım, çiçek de yok.
Telefonla aramamışlar.
Başsağlığı bile yok.
Ayakta zor duruyor anne... Düşerse diye, ambulansı bile aile tutmuş iyi mi.
"Tanıyor musun?" derseniz aileyi...
Tanıyorum. Biziz onlar. Sizsiniz.
Ne iş yapar mesela insan hakları dernekleri? Bir yaşındaki körpenin insan yerine konması için illa bölücü mü olması gerekiyor? Nerede kulağı küpeli, saçı at kuyruklu medyatik Greenpeace üyeleri? Kutup ayıları kadar değeri yok mu, çevre felaketi kurbanı evlatlarımızın? Bu bitkin babayı omuzlayacak, senin davanı biz üstleneceğiz diyecek Barolar nerede?
İmam desen, duruma o kadar hâkimdi ki, "depremde" hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet okuyarak başladı söze... "Sen Mars´tan mı geldin hoca?"diyemedik tabii, "Amin" dedik usulca... Sonra da "Hakkınızı helal edin" dedi. "Helal olsun" dedik, hiç utanmadan... Çünkü ne hakkımız olabilir ki o günahsız yavruda? Öldürdüğümüz için bize borçlu mu üstüne Dila?
Kader ağlarını ördüğü için mi, balıkçı ağına takıldı taa Bursa´da?
Ve dua ettim uğurlarken, "Orada olmak isterdim" diye mesaj gönderen siz okurlarım adına: "Dereleri ıslah edelim mutlaka da... Allah önce kimleri ıslah etmeli acaba?"
Yılmaz Özdil/HÜRRİYET