25 Mayıs 2024 13:35 Son Güncelleme: 25 Mayıs 2024 13:39

Derbi soruşturmasında Fenerbahçeli 3 şüphelinin ifadesi ortaya çıktı

Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin ardından yaşanan olaylara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 3 şüphelinin savcılık ifadesine ulaşıldı. Emre Kartal, hem Galatasaray hem de Trabzonspor maçlarının ardından sosyal medya hesaplarından tehdit edildiğini, halen devam eden bu durumdan psikolojisinin olumsuz etkilendiğini belirtti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Trendyol Süper Lig'in 37. haftasındaki Galatasaray-Fenerbahçe müsabakasının ardından yaşanan ve stadyum müdürü Ali Çelikkıran'ın darbedildiği olaylara ilişkin soruşturması sürüyor.

Soruşturma kapsamında Fenerbahçe Kulübü doktoru Ertuğrul Karanlık, eski Fenerbahçe yöneticisi Hulusi Belgü ve teknik direktör İsmail Kartal'ın oğlu Emre Kartal hakkında yurt dışına çıkış yasağı konuldu.

Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin ardından yaşanan olaylara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 3 şüphelinin savcılık ifadesine ulaşıldı.

Şüphelilerden Emre Kartal ifadesinde, maçta Fenerbahçe'nin akredite analiz antrenörü olarak görev yaptığını, normalde Fenerbahçe Futbol Kulübü'nün yardımcı antrenörü olduğunu söyledi.

Maç öncesinde ve sırasında yaşanan olaylardan dolayı maç sonunda takım olarak soyunma odasına gitmek zorunda kaldıklarını, Galatasaray'ın futbolcu ve teknik kadrosunun koridorda tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu iddia eden Kartal, takımın soyunma odasına girmesinin ardından söz konusu hakaretlerin devam ettiğini öne sürdü.

"HAKSIZ ŞEKİLDE ENGELLENDİK"

Kartal, Galatasaray görevlilerinin, Spor Şube memurlarının izni olmasına rağmen yasalara aykırı şekilde takımlarının soyunma odasından çıkmasına izin vermediğini ve soyunma odasında alıkonulduklarını savunarak, "Organizasyon halen Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) gözetimi ve denetimi altında olmasına ve stadyumdan çıkış yapmamış olan takımımız ve teknik görevlilerimizin fotoğraf çektirmesini, sahaya çıkışını engelleyen herhangi bir düzenleme olmamasına rağmen Galatasaray görevlilerince haksız şekilde engellendik." dedi.

Bir süre sonra takım ve yöneticilerle fotoğraf çektirmek için polis eşliğinde sahaya çıktıklarını anlatan Kartal, bu sırada Galatasaray yöneticileri ve görevlilerinin engellemesiyle karşılaştıklarını ve kendilerine hakaret edildiğini öne sürdü.

Kartal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sahaya çıktıktan sonra son derece doğal olarak galibiyet sevinci içerisinde bayrağımız ile futbolcular, yöneticiler ve tüm teknik ekip fotoğraf çektirmek istedik. Bu esnada Galatasaray görevlileri fiziksel ve sözlü müdahalede bulunarak bizi engellemeye devam ettiler. Akabinde yöneticimiz Ahmet Ketenci, doktorumuz Ertuğrul Karanlık ve takımımızdan kaleci İrfan Can Eğribayat, Mert Hakan Yandaş, Oosterwolde ve şu anda ismini hatırlayamadığım kadın bir yönetici Fenerbahçe bayrağımız ile fotoğraf çektirirken, bir şahsın hızla üzerimize gelip bayrağımıza saldırdığını ve gasbetmeye çalıştığını gördüm. Daha sonra Ertuğrul Karanlık kendisini bayraktan uzaklaştırmaya çalıştı."

OLAYLI TRABZONSPOR MAÇINA ATIF

Bu sırada Galatasaray görevlileri ile arbede yaşanmaya devam ettiğini, bayrağı almaya çalışan kişinin Ertuğrul Karanlık'ın dudağına vurduğunu, Karanlık'ın yüzünde kan olduğunu ve yere düştüğünü gördüğünü anlatan Kartal, "Hızla üzerimize gelen ve bize saldıran şahıs futbolcu değildi, sivil kıyafetliydi. Sonradan şahsın stadyum müdürü Ali Çelikkıran olduğunu öğrendim. Benzer hadiseleri yakın zamanda Trabzonspor ile karşılaştığımız müsabaka sonunda da yaşadığımız için büyük bir korku ve heyecan içinde, tamamen kendimizi koruma içgüdüsüyle hareket ederek ilgili şahsın saldırısını engellemeye ve durdurmaya çalıştım."

Trabzonspor maçından sonra ifadesiyle birlikte savcılığa sunduğu sağlık raporunda ağır şiddete maruz kaldığının görüleceğini söyleyen Kartal, hem Galatasaray hem de Trabzonspor maçlarının ardından sosyal medya hesaplarından tehdit edildiğini, halen devam eden bu durumdan psikolojisinin olumsuz etkilendiğini belirtti.

Kartal, "Gerek bu yaşananlara gerekse de milyonlarca taraftarımızı temsil eden kutsal bayrağımızın gasbedilmeye çalışılmasına karşı sadece takımımızı ve bayrağımızı koruma refleksiyle hareket ettim. Yalnızca o anki panik ve korku içerisinde haksız saldırıyı durdurmaya ve engellemeye çalıştım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Kimseye karşı hakaret veya tehdit içerikli söylemlerde bulunmadım, kasten yaralama suçunu işlemedim." diye konuştu.

"DOKTORUN AĞZINDAN GELEN KANI GÖRDÜKTEN SONRA PANİK YAŞADIM"

Spor Güvenliği Şube Müdürlüğünce gönderilen evrak ve Galatasaray Spor Kulübünün şikayet dilekçesi ekinde, müşteki Ali Çelikkıran'a yumruk attığının tespit edildiğinin ifade edilmesi üzerine Kartal, "Olaylar başladığı sırada ben kamera görüntülerinde yokum. O sırada arkadaşımla telefonda konuşuyordum. Sonrasında Çelikkıran'ın doktorumuz Ertuğrul Karanlık ile olan arbedesini gördüm. Doktorun ayağı kaydığı sırada kendisine vurduğunu ve yere düşürdüğünü gördüm. Doktorun ağzından gelen kanı gördükten sonra panik yaşadım. Bu kişi ayrıca Fenerbahçe bayrağına asılarak çekmeye çalıştı. Ben de olayların şokuyla o arbedeye doğru koştum. O anki panik ve şokla ne yaptığımı hatırlamıyorum." dedi.

Şüphelilerden Ertuğrul Karanlık da söz konusu maçta Fenerbahçe kulüp doktoru olarak görev yaptığını, maçın ardından sahada sevinç gösterilerinde bulunamadıklarını ve polis tarafından soyunma odasına alındıklarını söyledi.

Futbolcular ve görevlilerle burada yaklaşık 1 saat beklediklerini, Galatasaray taraftarlarının stadyumdan ayrıldığı bilgisini öğrendikten sonra polis eşliğinde sahaya çıkarak sevinçlerini yaşamak istediklerini ilettiklerini anlatan Karanlık, polislerin kendilerine, tüm taraftarın tribünden ayrıldığını ve sahaya çıkmalarında sakınca olmadığını söylediklerini kaydetti.

Karanlık, sahaya çıkmalarına izin verildikten sonra futbolcular, yöneticiler, görevliler ve Spor Şube polis memurlarıyla sahaya doğru gittiklerini, sahaya çıkış tünelinin bulunduğu yerde Galatasaraylı ve TFF'den yetkili olduğunu düşündüğü kişilerin kendilerine engellemelerde bulunduklarını iddia etti.

Bu sırada Spor Şube'nin en yetkili müdürünün o kişilere, stadyum tamamen boşaldığı için sakınca olmadığını ve sadece fotoğraf çektirileceğini söylediğini belirten Karanlık, "Ali Koç başkanımız en önde olmak suretiyle tüm takım sahaya girdik. Sahada Fenerbahçe Kulübü'nün fotoğrafçısı bizleri ve futbolcuları çekmeye başladı. Ancak fotoğraf çektirdiğimiz sırada bile Galatasaraylı yönetici veya görevli olduğunu tahmin ettiğim kişiler bizlere müdahale edip engellemeye devam ediyorlardı." dedi.

Ertuğrul Karanlık, ifadesine şu sözlerle devam etti:

"Sevinme gösterileri devam ederken Fenerbahçeli futbolcular Mert Hakan Yandaş, Mert Müldür, Jaden Oosterwolde, yöneticiler Ahmet Ketenci, Simla Türker Beyazıt, Bekir İrdem ile küçük bir grup olarak Fenerbahçe bayrağıyla fotoğraf çektirmek istedik. Hatta bayrakla fotoğraf çektirmek için orada yetkili olan bir Spor Şube polisinden izin istedim, verdi. Ben de telefonumla bu kişilerin Fenerbahçe bayrağı tuttukları halde fotoğraflarını çektim. Bu sırada bir kişinin bağırıp küfür ederek yanımıza doğru koştuğunu gördüm. Gelir gelmez bana fiziki müdahalede bulunarak kenara itti ve bayrağı almaya çalıştı. Olay çok hızlı geliştiği ve benzer bir olayı Trabzonspor deplasmanında da yaşadığımız için bu kişiye engel olmak amacıyla kucaklayıp çekmeye çalıştım. Çünkü Trabzon deplasmanında taraftarlardan birisi bıçakla üstüme geldi hatta birisi köşe bayrağıyla üzerime doğru koştu. Zaten bir travmamız mevcuttu. Kendisine engel olmak istediğim sırada ağzıma vurdu. Ben halen olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Çünkü olaylar çok hızlı bir şekilde gelişti."

Kendisine vuran kişiyi tanımadığı için kötü şeyler yapabileceği korkusuyla durdurmaya çalıştığını söyleyen Karanlık, kendisinin yumruk veya tekme atmadığını, tehdit ve hakaret içerikli sözler söylemediğini, olay yerinin bir anda karıştığını beyan etti.

Karanlık, arbede bittikten sonra elinin çizildiğini, bacağının kanadığını fark ettiğini anlatarak, aldığı darp raporunu soruşturma dosyasına sunacağını söyledi.

Ertuğrul Karanlık, ''Sadece bayrağı almaya çalışan, sonradan isminin Ali Çelikkıran olduğunu öğrendiğim kişiyi engellemeye çalıştım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum.'' dedi.

Spor Güvenliği Şube Müdürlüğünce gönderilen evrak ve Galatasaray Spor Kulübü'nün şikayet dilekçesi ekinde müşteki Ali Çelikkıran'a yumruk attığının tespit edildiğinin ifade edilmesi üzerine de Karanlık, ''Olaylar çok hızlı bir şekilde gelişti. Ali Çelikkıran'a yumruk attığımı hatırlamıyorum çünkü zaten ilk darbeyi ben almıştım." dedi.

"BAŞKANIMIZ ALİ KOÇ'UN DA ELİNDEN YARALANDIĞINI GÖRDÜM"

Şüphelilerden Hulusi Belgü ise ifadesinde, alışveriş merkezi ve turizm sektöründe faaliyet gösteren iş insanı olduğunu, 1998-2000 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü'nde yöneticilik yaptığını ancak şu anda kulüpte herhangi bir görevi olmadığını söyledi.

Galibiyet sevinci yaşamak adına sahaya çıktıklarında yöneticiler Fenerbahçe bayrağıyla fotoğraf çektirirken adını sonradan öğrendiği Ali Çelikkıran'ın hızla üzerlerine doğru geldiğini ve takımın bayrağına saldırdığını gördüğünü söyleyen Belgü, "Ben fotoğraf çektirenler arasında değildim. Daha sonra Ertuğrul Karanlık bayrağı almaya çalışan kişiyi bayraktan uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak belirttiğim şahıs ve Galatasaray görevlileri ile takımımız arasında arbede yaşanmaya devam etti. Bu esnada doktorumuzun yüzünde kan olduğunu, yere düştüğünü ve başkanımız Ali Koç'un da elinden yaralandığını gördüm." dedi.

Belgü, kendilerini koruma içgüdüsüyle hareket ettiğini ve kendilerine saldıran kişiyi durdurmaya ve engellemeye çalıştığını savunarak, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.

Spor Güvenliği Şube Müdürlüğünce gönderilen evrakta ve Galatasaray Spor Kulübü'nün şikayet dilekçesi ekinde kendisinin de müşteki Çelikkıran'a yumruk attığının ve arkasından koşarak saçından çektiğinin tespit edildiğinin ifade edilmesi üzerine Belgü, "Ben olayları ayırma gayreti içerisindeydim. Fakat Ali Çelikkıran şu anda söylemek istemediğim galiz küfürler etti. Kendisine vurmak amacıyla değil de uzaklaştırmak amacıyla müdahalede bulundum. Sonrasında bu kişi içeriye girerken 'Sen ne yapıyorsun?' diye arkadan gelerek elimi uzattım, ben de hafif dengemi kaybettim ve şahıs uzun saçlı olduğu için tokası ve saçı elime takıldı.'' diye konuştu.