02 Ağu 2015 12:56
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:46
Deniz Türkali Atıf Yılmaz'ı anlattı: Hâlâ ölüsüyle konuşuyorum!
2006 yılında kaybettiğimiz Atıf Yılmaz’ın oyuncu eşi Deniz Türkali, unutulmaz yönetmenin hayatındaki yerini Mutfakta Star Var programında anlattı.
Türk Sineması’nın unutulmaz yönetmeni 2006 yılında kaybettiğimiz Atıf Yılmaz’ın oyuncu eşi Deniz Türkali, Yılmaz’ın vefatının üzerinden neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen hâlâ onunla konuştuğunu derdini anlattığını söyledi.
Arkasında 100’den fazla film, düzinelerce ödül bırakan Türk Sineması’nın temel taşlarından biriydi Atıf Yılmaz. Yönetmenlik koltuğuna 1951 yılında Kanlı Feryat filmi ile oturdu. 2004 yılında Eğreti Gelin ile kalktı. 53 yıllık yönetmenlik yaşamı boyunca Selvi Boylum Al Yazmalım’ dan Deli Yusuf’a, Adı Vasfiye’den Keşanlı Ali Destanı’na, Deli Yusuf’a pek çok başyapıtın altına imza attı.
2006 yılında 80 yaşında aramızdan ayrıldığında Türk Sineması büyük bir yönetmenini, eşi Deniz Türkali ise 32 yıllık hayat arkadaşını, dostunu, sevgilisini, aşkını kaybetti.
Türkali, Atıf Yılmaz’ın hayatındaki yerini samimi cümlelerle Planet Mutfak Tv’de yayınlanan Burçin Atılgan’ın sunduğu Mutfakta Star Var programında anlattı.
Türkali, torunu Angela Ceren Sarp ile birlikte katıldığı programda bir yandan İtalyan usulü soslu peynirli patlıcan ve kinoalı mısır yaptı, bir yandan da Atıf Yılmaz ile olan birlikteliğini anlattı.
ŞİMDİKİ AKLIMLA ATIF’A AŞIK OLMAZDIM
Türkali, “ Atıf’la Yılmaz’la flört etmeye başladığımızda ben 29, o ise 48 yaşındaydı. Ama biz bu yaş farkına ve geç birlikte olmaya rağmen biz birlikte büyüdük. Birbirimize ipotek koymadık. Ben bazen şey diyorum. Şimdiki aklımla âşık olduğum Atıf Yılmaz’a aşık olmazdım. Muhtemelen o da şimdiki aklıyla o zaman ki Deniz’e âşık olmazdı.
Çünkü zaman içinde geliştik. Daha fazla şey öğrendik. Beklentilerimiz değişiklikler kazanmaya başladı. Kadına ve erkeğe bakışımız çok farklılaştı. Orada kalmadık. Durmadan ileriye doğru daha nasıl olur diye. Bu tabi güllük gülistanlık olmuyor. Kanlı gözyaşları, kavgalar, tartışmalar, küsmeler, barışmalar… Ama gerçekten yaşamaksa evet biz yaşadık.
HÂLÂ ÖLÜSÜYLE KONUŞUYORUM
Bütün mesele şurada: Birbirinize ipotek koymayacaksınız. Kişilikler artık geriye doğru çekilmeye başlar. Eğer bundan kurtulursanız birlikte büyürsünüz.
Ben feminist olduktan sonra ben ve arkadaşlarım Atıf Yılmaz’ın hayatını çok ciddi etkiledik. O da bizden beslendi. Biz birbirimizden çok beslendik. Birbirimizin hayatları üzerine ipotek koymadık. Kendi hayatlarımıza sahip çıktık. Birlikte mutlu olduğumuz için birlikte olduk.
Hâlâ Yılmaz’a anlatıyorum bir sürü derdimi. Onunla konuşuyorum. O da onun bana ne diyeceğimi bildiğim için soru cevap gibi oluyor.
Arkasında 100’den fazla film, düzinelerce ödül bırakan Türk Sineması’nın temel taşlarından biriydi Atıf Yılmaz. Yönetmenlik koltuğuna 1951 yılında Kanlı Feryat filmi ile oturdu. 2004 yılında Eğreti Gelin ile kalktı. 53 yıllık yönetmenlik yaşamı boyunca Selvi Boylum Al Yazmalım’ dan Deli Yusuf’a, Adı Vasfiye’den Keşanlı Ali Destanı’na, Deli Yusuf’a pek çok başyapıtın altına imza attı.
2006 yılında 80 yaşında aramızdan ayrıldığında Türk Sineması büyük bir yönetmenini, eşi Deniz Türkali ise 32 yıllık hayat arkadaşını, dostunu, sevgilisini, aşkını kaybetti.
Türkali, Atıf Yılmaz’ın hayatındaki yerini samimi cümlelerle Planet Mutfak Tv’de yayınlanan Burçin Atılgan’ın sunduğu Mutfakta Star Var programında anlattı.
Türkali, torunu Angela Ceren Sarp ile birlikte katıldığı programda bir yandan İtalyan usulü soslu peynirli patlıcan ve kinoalı mısır yaptı, bir yandan da Atıf Yılmaz ile olan birlikteliğini anlattı.
ŞİMDİKİ AKLIMLA ATIF’A AŞIK OLMAZDIM
Türkali, “ Atıf’la Yılmaz’la flört etmeye başladığımızda ben 29, o ise 48 yaşındaydı. Ama biz bu yaş farkına ve geç birlikte olmaya rağmen biz birlikte büyüdük. Birbirimize ipotek koymadık. Ben bazen şey diyorum. Şimdiki aklımla âşık olduğum Atıf Yılmaz’a aşık olmazdım. Muhtemelen o da şimdiki aklıyla o zaman ki Deniz’e âşık olmazdı.
Çünkü zaman içinde geliştik. Daha fazla şey öğrendik. Beklentilerimiz değişiklikler kazanmaya başladı. Kadına ve erkeğe bakışımız çok farklılaştı. Orada kalmadık. Durmadan ileriye doğru daha nasıl olur diye. Bu tabi güllük gülistanlık olmuyor. Kanlı gözyaşları, kavgalar, tartışmalar, küsmeler, barışmalar… Ama gerçekten yaşamaksa evet biz yaşadık.
HÂLÂ ÖLÜSÜYLE KONUŞUYORUM
Bütün mesele şurada: Birbirinize ipotek koymayacaksınız. Kişilikler artık geriye doğru çekilmeye başlar. Eğer bundan kurtulursanız birlikte büyürsünüz.
Ben feminist olduktan sonra ben ve arkadaşlarım Atıf Yılmaz’ın hayatını çok ciddi etkiledik. O da bizden beslendi. Biz birbirimizden çok beslendik. Birbirimizin hayatları üzerine ipotek koymadık. Kendi hayatlarımıza sahip çıktık. Birlikte mutlu olduğumuz için birlikte olduk.
Hâlâ Yılmaz’a anlatıyorum bir sürü derdimi. Onunla konuşuyorum. O da onun bana ne diyeceğimi bildiğim için soru cevap gibi oluyor.