Deniz Baykal: Cemaatten biri ben aradı ve dedi ki...
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal dün akşam CNN Türk’e konuk oldu
Baykal, kaset komplosunun ardından Gülen cemaatine yakın birinin
kendisini aradığını ve bu olaydan üzüntü duyduklarını, olayı
kınadıklarını aktardığını söyledi.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, kendisine yönelik kaset
komplosuyla ilgili olarak, “Ben Sayın Başbakan’ın benimle ilgili
olarak bir komplonun yapıldığını ifade edilmiş olmasını önemli bir
tespit olarak görüyorum. Arkasında kimler var ortaya çıkması
gerekiyor. Ben 3 yıldır somut bir delil görmedim. Çıkarsa
mutlulukla karşılarım” dedi.
CHP Milletvekili Deniz Baykal katıldığı bir televizyon programında
gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 17 Aralık operasyonu
ve sonrasındaki süreci değerlendiren Baykal, “Siyasal yaşamımda
benzer böyle bir olayla karşılaşmadım. Ne kendi ülkemizin
geçmişinde ne de herhangi bir demokratik ülkede böyle bir olayla
karşılaşılmadığı görülüyor. Bir büyük kriz aslında. İç içe geçen
birçok kriz, krizler yumağı oluşturuyor. Bir bölümü devlet krizi.
Bir başka boyutuyla moral boyutu var. Yolsuzluklar bakımından. 4
bakan istifa etmiş, bakan çocukları tutuklu. Olay iktidara rağmen
ortaya çıkıyor. İktidara rağmen ortaya çıkmasını hukuki zafiyet
gibi sunuyor bazıları. O şartlar altında bu ortaya konulmuş,
konulurken bazı usulü yanlışlıkları yapılmış olabilir” dedi.
17 Aralık operasyonu sonrası “Bu manzara nasıl Türkiye için fırsata
dönüştürürüz” diye düşündüğünü anlatan Baykal, “Somut bir şekilde
yargı mekanizması, emniyet harekete geçmiş ve bir takım tespitler
yapmış. Kamuoyuna da bu yansımaması gerekirdi ama yansımış. Çok
etkileyici, görmemezlikte gelinemeyecek olan, ciddi muazzam bir
olay. Türkiye’nin böyle bir manzaraya sürüklendiğini görmek üzüntü
verici. Dramatik bir tablo. Buradan yola çıkarak Türkiye’de bir
arınma fırsatı haline bunun nasıl dönüştürebiliriz. Bu yaşandıktan
sonra bunun gereği yapılmadır. Bunu bir arınma meselesi haline
getirelim. Artık güvenilir bir yargı inşa etmek için bir vesile
olabilir mi diye düşündüm” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANI BUGÜNLER İÇİN VARDIR”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile neden görüştüğünü de açıklayan
Baykal, “Bu konuda kimin sorumluluğu var. Öncelikle bu olay meclisi
doğrudan ilgilendirir bir de Cumhurbaşkanını ilgilendirir.
Cumhurbaşkanı bugünler için vardır. Sadece yolsuzluğu konuşmuyoruz,
yolsuzluk ötesinde organlar birbirine girmiş. Savcılar emniyet
müdürleri polisler birden alınıveriyor. Toplu tasfiyeler. Mahkeme
kararı var uygulanmıyor. Ben önce meclis başkanını ziyaret ettim.
Ona durumu anlattım. Çok yararlı olumlu bir görüşme yaptık. Sonra
da Sayın Cumhurbaşkanı’nda randevu aldım. Bunu alırken siyaset çare
olsun diye düşündüm. Ben gittiğim zamanda bana çok umut veren bir
yaklaşımda gözükmemişti. Bunu siyasetin doğal çatışmaları gibi
anlama durum içinde. Olayın üstüne varmamayı takdir etmiş olabilir.
Ama ben böyle bir tablonun yeterince ağır olduğu ve bir
cumhurbaşkanını hareket geçirmeyi hak eden durumda olduğu
kanısındayım. Ben ayrıldıktan sonra bir hareketlenme başladı.
Meclis başkanı bakanlar ve parti liderleri ile görüştü” şeklinde
konuştu.
“TÜRKİYE’DE BİR YARGI PROBLEMİ OLDUĞU AÇIKTIR”
Adaleti yeniden inşa etmenin mutlaka gerekli olduğunu belirten
Baykal, “Türkiye’de bir yargı problemi olduğu açıktır. Yargının
yeniden inşa edilmesi lazım. Bu yapılabilir. Önce yargıyı yönetecek
bir organa HSYK’ya ihtiyaç var. HSYK’yı kimse kendi etkinlik olarak
tasavvur etmekten vazgeçmeli. Bu cemaat için de hükümet için de
yararlı değil. Gelin bundan vazgeçelim biraz risk alalım. Bizim
dışındaki birisi doğur olduğunu düşündüğü şekilde karar alsın. Ele
geçirmeye çalışmayalım” ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan’ın cemaate yönelik söylemlerini doğru bulmadığını
söyleyen Baykal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de düne kadar hükümet birlikte çalıştığı toplum kesimine
yönelik suçlama söyleminin toplumsal barışa, toplumsal huzurun
gerçekleşmesine hizmet edecek bir anlayış olarak kabul etmek mümkün
değil. Bu çok kırıp dökücü bir söylem, inandırıcı da değil.
Başbakan stres altında. Bazı benzetmelerle yola çıkarak kırıp
döküyor ortalığı. Cemaat hareketinin kaygı verici bir siyasal
etkinlik arayışı içerisine girmiş olduğunun fotoğrafını çekerek
bunu söylüyorum. İktidar ile cemaat arasındaki ilişkisinin
geldiğimiz noktada alacağı dersler var. Cemaat bakımından siyaset
ile ilişkiyi sıkıntılı bir noktaya getirmiş oldukları tespitini
yapmış olmaları lazım. Eskiden bu konuda çok daha dikkatliydiler.
Artık sıcak siyasetin parçası oldular. Açık tavır takınmaya
başladılar. Bir inanç hareketi bir hizmet hareketi olarak algılayan
çevreleri içinde burkulma yaratacak şekilde sıcak ve kırıcı
siyasetin bir parçası haline dönüşme durumuna geldiler,”
“BUNUN KANITLANMASI GEREKİYOR, ARKASINDA KİMLER
VAR”
Baykal, Başbakan Erdoğan’ın kendisine yönelik yapılan kaset
komplosu konusundaki sözlerini de değerlendirerek, “Ben Sayın
Başbakan’ın benimle ilgili olarak bir komplonun yapıldığını ifade
edilmiş olmasını önemli bir tespit olarak görüyorum. Umarım bu
tespitini Sayın Başbakan takip edecektir. Çünkü bunun kanıtlanması
gerekiyor, arkasında kimler var. Bunun ortaya çıkması gerekiyor.
Bunu ortaya çıkarması gereken de iktidardır. Komployu aydınlığa
kavuşturma onlar için mesele olmamalı. Çok şey duyuyoruz
başbakanlık teftiş kurul bir rapor hazırladı önümüzdeki günlerde
açıklanacak deniyor ama ben 3 yıldır bunları duyuyorum daha somut
bir delil görmedim. Bu çıkar mı şimdi diyemem. Çıkarsa mutlulukla
karşılarım” dedi.
CEMAATTEN BİRİ BENİ ARADI
Kendisine yönelik komplonun Gülen Cemaati tarafından yapıldığına
inanmadığını söyleyen Baykal, “Bana bu olayın hemen arkasından
samimi olduğunu düşündüğüm bir değerlendirme yapıldı. Onlar adına
sayın Gülen’in yakınında yer alan birisi beni arayarak bu işten
büyük üzüntü duyduklarını ve benim Türkiye’nin siyasi hayatı için
bir değer taşıdığıma inandıklarını, bu olayı kınadıklarını, bunu
samimi olarak bilmemi istediklerini söylediler. Ben samimi
değerlendirmeleri reddetmek için bir gerekçe görmem. Buna inandım.
Ben hem yapıyorlar hem de kınıyorlar diyemem. Başbakanın iddiaları
doğru çıkarsa hayal kırıklığı olur. Sayın Başbakan’ın
söylediklerinin arkasında ne var bilmiyorum. Haklı olabilir ama ben
o haklılığa ortak olmuş değilim şu anda” ifadelerini kullandı.