18 Mar 2017 11:46
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:33
Deniz Akkaya'dan 'çıplak fotoğraf' resti: Cahil bir kitlenin mahalle baskısı bana vız gelir, korkmuyorum
Magazin programını bıraktı, Youtube kanalı açtı. Çıplak pozları tartışma yarattı. Deniz Akkaya’yla yeni işinden, kızına her şeyi anlattı.
Star TV'de yeyınlanan 'Duymayan kalmasın' magazin programının
sunuculuğunu bırakıp, YouTube kanalı açan ve paylaştığı çıplak
pozları tartışma yaratan eski manken Deniz Akkaya, "Cahil,
eğitimsiz, ilkel güdüleriyle hareket eden bir kitle bu pozlara
demediğini bırakmadı, ama bana vız gelir. Sokakta başına iş gelir
diyorlar bana hep. Bu mahalle baskısı mı benim üzerime gelecek,
korkmuyorum!" dedi.
"Bu fotoğraflar yüzünden bana söylenenlere bakınca şunu gördüm: Bu trollere çanak tutan, kadını aşağılayan bir medya var" diyen Akkaya, "Aynı medya, 'bizim özgürlük ve haklarımıza tecavüz ediliyor' diye bağırıyor da. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Buna karşı sesimi yükseltiyorum" ifadesini kullandı.
Posta'dan Armağan Çağlayan'a konuşan Deniz Akkaya'nın açıklamaları şöyle:
■ Yotube kanalı için soyundun, olanlar oldu...
O fotoğraflar 4 yıl önceki bir reklam çekiminden. Ama kimse işin bu tarafıyla ilgilenmiyor. Ve bu konu beni ürkütüyor.
■ Neden?
Eskiden ahlak timi vardı ya... Etek boyuna göre küfre başlarlardı. Şimdi onların dijital versiyonu var. Sana küfür edebilme hakkını kendilerinde buluyorlar. Bunlar eğitimsiz, cahil, ilkel güdüleriyle hareket eden bir grup...
■ Onlardan mı korkuyorsun?
Hayır! Ama bu fotoğraflar yüzünden bana söylenenlere bakınca şunu gördüm: Bu trollere çanak tutan, kadını aşağılayan bir medya var. Aynı medya, “bizim özgürlük ve haklarımıza tecavüz ediliyor” diye bağırıyor da. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Buna karşı sesimi yükseltiyorum. Sokakta başına iş gelir diyorlar bana hep. Bu mahalle baskısı mı benim üzerime gelecek, korkmuyorum!
90'ların bütün ünlüleri tribüncü
■ Nasıl güçlendiriyorsun kendini onlara karşı?
Ülkemin insanından ümidi kesmiş değilim. Demet Akalın dedi ki bana, “Hamile kadının karnına basmışlar. Sen de her sabah 4'te aynı yerde koşuyorsun.” Ben de, “koştuğum yerde balıkçılar var, bana onlar sahip çıkar” dedim. Ama bir cahil takımı var ki, onların haddinin bildirilmesi gerekiyor. Kadın olarak, hak hukuk nedir çok iyi bildiğim için onlara farklı bir duruş sergileyeceğim. Ünlüler biraz daha seslerini yüksek duyurmalı. 90'larda meşhur olmuş jenerasyonu bu açıdan çok riyakar buluyorum.
■ 90'lar yorumun ilginç…
Bizden sonraki yeni jenerasyon oyuncular mesela Beren Saat'in yaptığı açıklamalar... Ona alkış. Onlar daha kültürlü ve eğitimliler. Kimliklerine sahip çıkıyorlar. Ama 90'larda çıkmış, tribünlere oynamayan bir ünlü göster bana, yok! Hepsi tribüncü. Var mı Mabel Matiz gibi? Hayatını olduğu gibi yaşayabilen bir şarkıcı söyle veya bir konuda elini masaya vurabilen? “Bu hayat benim, istediğim gibi yaşarım” diyen bir Teoman var. Hiçbir konuyla ilgili açıklaması yok ama duruşu belli.
"Koyun zihniyetli değilim"
■ Duymayan Kalmasın’dan ayrıldın...
Dostluk ve riyakarlık çizgisi arasında gidip gelinir ya... Bıçak sırtıdır. Ben toplum kaideleri arkasından giden koyun zihniyetli biri değilim. Vicdan terazimin dışında kalan her şeyi, herkesin suratına söylerim. Oradan çok arkadaşlıklar kazandım, bitenler de oldu. Kişilerin çıkarlarıyla çatışan bir format. O zaman günde 5 kez arayıp sonra bir anda yok olanları hayatımdan çıkardım.
■ Magazinden dili yanmış bir kadınsın. Magazin programında başkalarıyla ilgili fikir yürütmen garip geliyordu bana.
Sırf milleti acıtmak ve reyting almak için ahkam kesen, sonra masa altlarında ne haltlar çevirdiği belli olmayan adamların yaptığını yapmadım. Formata uygun olan şeyleri değil Deniz'in fikirlerini söyledim.
■ Hamile kaldığında ağzı olan konuştu. O zaman bu programlar olsaydı...
Duruşumu hiç bozmadım. Tribüne oynayan biri olmadım. Bir olay hakkında konuşurken, ‘benim başıma gelseydi, ne yapardım’ diye sordum. Bu tür program yapan herkes, gerçek fikirleri olmadığı halde, tribünler alkışlasın diye farklı fikir beyan ediyor. Seren hariç.
"Seren Serengil'i ağlattım"
■ İkinizin anlaşacağı kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
İlk başladığımızda Mesut (Yar) abi varken bardaklar falan havada uçuşuyordu. Seren'in üstüne gittim, ağlattım, çok sinirlendi. Sonra yayına çıktık, hiçbir şey olmamış gibi yaparken, Seren birden bire "Amaan hadi gel barışalım, içeride kavga ettik ya" dedi. “Bu deli” dedim. O günden sonra aramız çok iyi oldu.
■ Magazini seviyor musun?
Genelde küçümsenir ama bana sorarsan magazin daha ulvi bir şey, çünkü haberleri izlediğimde psikolojim bozuluyor. Seneler oldu haberleri açmayalı. Sosyal medya sağ olsun. Hangi görüntüyü izleyeceğimi kendim seçiyorum.
"Ayşe benim hayat arkadaşım"
■ Ayşe kocaman kız olmuş...
Sorma... 2. sınıfa gidiyor. Çok duyarlı bir çocuk. Benim öğretmenim gibi. Geri dönüşüm için çöpleri ayırıyor... Ona bakınca nasıl bir gelecek bizi bekliyor, görüyorum. Televizyonla hiç ilgisi yok.
■ Ünlülerin çocuk yetiştirmesi zor mu?
Yoo… Çevreyi ve okulu doğru seçersen olayın yüzde 80'ini kurtarırsın.
■ Bazı ünlüler çocuklarını saklamayı tercih ediyor.
Komik. Dünya şeffaflaşmaya gidiyor. Herkes kendini teşhir ediyor. Ev kadınları da kendine profil açıyor, 3 kişi de 3 milyon da izlese kendilerince bir ünleri var.
■ Annelik bu camiada en çok seni değiştirdi, başka bir disiplin geldi... Öyle mi?
Çocuğumun farklılığından olduğunu düşünüyorum. Hiç görmediğim şeyleri ondan öğreniyorum. Bana iyi bir hayat arkadaşı oldu. Disiplini öğretti. Çok disiplinli bir çocuk.
■ Çocuğunun olması seni piyasadan uzaklaştırdı. Arkadaşlıkların ve çevrenden de…
Eksilmedim ama farklı ortamlarla tanıştım. İyi ki de olmuş, yoksa körelirdim. Çocukların kafası çok farklı. Hırs odaklılar, güç peşindeler ama bizim gibi değil. Ayşe bana zorla öğretmen tutturdu, en başarılı olmak için yapıyormuş. Tatlı bir hırs. Onun bakış açısına biz sahip olsak cumhurbaşkanı oluruz. Aslında hepimizin özü öyle. Olumsuz hırslarımızdan arınsak hayat harika ama ona dönüş zor.
"Dijital çağa ayak uydurdum"
■ Youtube kanalı açtın...
Acun Firarda gibi seyahat içerikli ama çok eğlenceli olacak. Önce Gana’ya, sonra Hindistan'a ve Kapadokya’ya gideceğiz.
■ Neden seyredelim kanalını?
Youtube'da patron benim. RTÜK yok, özgürce konuşacağız. O ne der, bu ne der, siyasi bir yere takılır mı düşünmeyeceğiz. İnternette az vakitte çok daha renkli bilgi verebiliyorsun. Biz de kaliteli iş çıkarıyoruz. Bildiğin sinema ekibi gibi çalışıyoruz.
■ Televizyon bitti mi sence?
Medyanın büyük gücü her zaman televizyon olur ama artık dijital çağa girdik, ben de ayak uydurdum.
"Bu fotoğraflar yüzünden bana söylenenlere bakınca şunu gördüm: Bu trollere çanak tutan, kadını aşağılayan bir medya var" diyen Akkaya, "Aynı medya, 'bizim özgürlük ve haklarımıza tecavüz ediliyor' diye bağırıyor da. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Buna karşı sesimi yükseltiyorum" ifadesini kullandı.
Posta'dan Armağan Çağlayan'a konuşan Deniz Akkaya'nın açıklamaları şöyle:
■ Yotube kanalı için soyundun, olanlar oldu...
O fotoğraflar 4 yıl önceki bir reklam çekiminden. Ama kimse işin bu tarafıyla ilgilenmiyor. Ve bu konu beni ürkütüyor.
■ Neden?
Eskiden ahlak timi vardı ya... Etek boyuna göre küfre başlarlardı. Şimdi onların dijital versiyonu var. Sana küfür edebilme hakkını kendilerinde buluyorlar. Bunlar eğitimsiz, cahil, ilkel güdüleriyle hareket eden bir grup...
■ Onlardan mı korkuyorsun?
Hayır! Ama bu fotoğraflar yüzünden bana söylenenlere bakınca şunu gördüm: Bu trollere çanak tutan, kadını aşağılayan bir medya var. Aynı medya, “bizim özgürlük ve haklarımıza tecavüz ediliyor” diye bağırıyor da. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Buna karşı sesimi yükseltiyorum. Sokakta başına iş gelir diyorlar bana hep. Bu mahalle baskısı mı benim üzerime gelecek, korkmuyorum!
90'ların bütün ünlüleri tribüncü
■ Nasıl güçlendiriyorsun kendini onlara karşı?
Ülkemin insanından ümidi kesmiş değilim. Demet Akalın dedi ki bana, “Hamile kadının karnına basmışlar. Sen de her sabah 4'te aynı yerde koşuyorsun.” Ben de, “koştuğum yerde balıkçılar var, bana onlar sahip çıkar” dedim. Ama bir cahil takımı var ki, onların haddinin bildirilmesi gerekiyor. Kadın olarak, hak hukuk nedir çok iyi bildiğim için onlara farklı bir duruş sergileyeceğim. Ünlüler biraz daha seslerini yüksek duyurmalı. 90'larda meşhur olmuş jenerasyonu bu açıdan çok riyakar buluyorum.
■ 90'lar yorumun ilginç…
Bizden sonraki yeni jenerasyon oyuncular mesela Beren Saat'in yaptığı açıklamalar... Ona alkış. Onlar daha kültürlü ve eğitimliler. Kimliklerine sahip çıkıyorlar. Ama 90'larda çıkmış, tribünlere oynamayan bir ünlü göster bana, yok! Hepsi tribüncü. Var mı Mabel Matiz gibi? Hayatını olduğu gibi yaşayabilen bir şarkıcı söyle veya bir konuda elini masaya vurabilen? “Bu hayat benim, istediğim gibi yaşarım” diyen bir Teoman var. Hiçbir konuyla ilgili açıklaması yok ama duruşu belli.
"Koyun zihniyetli değilim"
■ Duymayan Kalmasın’dan ayrıldın...
Dostluk ve riyakarlık çizgisi arasında gidip gelinir ya... Bıçak sırtıdır. Ben toplum kaideleri arkasından giden koyun zihniyetli biri değilim. Vicdan terazimin dışında kalan her şeyi, herkesin suratına söylerim. Oradan çok arkadaşlıklar kazandım, bitenler de oldu. Kişilerin çıkarlarıyla çatışan bir format. O zaman günde 5 kez arayıp sonra bir anda yok olanları hayatımdan çıkardım.
■ Magazinden dili yanmış bir kadınsın. Magazin programında başkalarıyla ilgili fikir yürütmen garip geliyordu bana.
Sırf milleti acıtmak ve reyting almak için ahkam kesen, sonra masa altlarında ne haltlar çevirdiği belli olmayan adamların yaptığını yapmadım. Formata uygun olan şeyleri değil Deniz'in fikirlerini söyledim.
■ Hamile kaldığında ağzı olan konuştu. O zaman bu programlar olsaydı...
Duruşumu hiç bozmadım. Tribüne oynayan biri olmadım. Bir olay hakkında konuşurken, ‘benim başıma gelseydi, ne yapardım’ diye sordum. Bu tür program yapan herkes, gerçek fikirleri olmadığı halde, tribünler alkışlasın diye farklı fikir beyan ediyor. Seren hariç.
"Seren Serengil'i ağlattım"
■ İkinizin anlaşacağı kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
İlk başladığımızda Mesut (Yar) abi varken bardaklar falan havada uçuşuyordu. Seren'in üstüne gittim, ağlattım, çok sinirlendi. Sonra yayına çıktık, hiçbir şey olmamış gibi yaparken, Seren birden bire "Amaan hadi gel barışalım, içeride kavga ettik ya" dedi. “Bu deli” dedim. O günden sonra aramız çok iyi oldu.
■ Magazini seviyor musun?
Genelde küçümsenir ama bana sorarsan magazin daha ulvi bir şey, çünkü haberleri izlediğimde psikolojim bozuluyor. Seneler oldu haberleri açmayalı. Sosyal medya sağ olsun. Hangi görüntüyü izleyeceğimi kendim seçiyorum.
"Ayşe benim hayat arkadaşım"
■ Ayşe kocaman kız olmuş...
Sorma... 2. sınıfa gidiyor. Çok duyarlı bir çocuk. Benim öğretmenim gibi. Geri dönüşüm için çöpleri ayırıyor... Ona bakınca nasıl bir gelecek bizi bekliyor, görüyorum. Televizyonla hiç ilgisi yok.
■ Ünlülerin çocuk yetiştirmesi zor mu?
Yoo… Çevreyi ve okulu doğru seçersen olayın yüzde 80'ini kurtarırsın.
■ Bazı ünlüler çocuklarını saklamayı tercih ediyor.
Komik. Dünya şeffaflaşmaya gidiyor. Herkes kendini teşhir ediyor. Ev kadınları da kendine profil açıyor, 3 kişi de 3 milyon da izlese kendilerince bir ünleri var.
■ Annelik bu camiada en çok seni değiştirdi, başka bir disiplin geldi... Öyle mi?
Çocuğumun farklılığından olduğunu düşünüyorum. Hiç görmediğim şeyleri ondan öğreniyorum. Bana iyi bir hayat arkadaşı oldu. Disiplini öğretti. Çok disiplinli bir çocuk.
■ Çocuğunun olması seni piyasadan uzaklaştırdı. Arkadaşlıkların ve çevrenden de…
Eksilmedim ama farklı ortamlarla tanıştım. İyi ki de olmuş, yoksa körelirdim. Çocukların kafası çok farklı. Hırs odaklılar, güç peşindeler ama bizim gibi değil. Ayşe bana zorla öğretmen tutturdu, en başarılı olmak için yapıyormuş. Tatlı bir hırs. Onun bakış açısına biz sahip olsak cumhurbaşkanı oluruz. Aslında hepimizin özü öyle. Olumsuz hırslarımızdan arınsak hayat harika ama ona dönüş zor.
"Dijital çağa ayak uydurdum"
■ Youtube kanalı açtın...
Acun Firarda gibi seyahat içerikli ama çok eğlenceli olacak. Önce Gana’ya, sonra Hindistan'a ve Kapadokya’ya gideceğiz.
■ Neden seyredelim kanalını?
Youtube'da patron benim. RTÜK yok, özgürce konuşacağız. O ne der, bu ne der, siyasi bir yere takılır mı düşünmeyeceğiz. İnternette az vakitte çok daha renkli bilgi verebiliyorsun. Biz de kaliteli iş çıkarıyoruz. Bildiğin sinema ekibi gibi çalışıyoruz.
■ Televizyon bitti mi sence?
Medyanın büyük gücü her zaman televizyon olur ama artık dijital çağa girdik, ben de ayak uydurdum.