27 Mar 2009 09:53 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:36

'DEMOKRAT İYİ NİYETLİ VE GERÇEKTEN LİBERAL OLAN DOSTLARIM BU SEFER BENİ AFFETSİN!..' SERDAR TURGUT OYUNU KİME VERECEK?...

Demokrat iyiniyetli ve gerçekten liberal olan dostlarım bu defa beni affetsin. 'Benim oyum bu seçimde...'

Cumhuriyeti ve Atatürk'ü seviyorum, var mı buna bir diyeceğiniz?


Durup dururken böyle bir deklarasyon yapmanın ne gereği vardı diye düşünebilirsiniz...
Gerçekten de ben bu türden büyük konularda tarafımı açıkça söylemek yerine hayatımın geneline ve detayına yaydığım küçük tavırlarımla tarafımı belli etmeye çalışırım...
Yani özel hayatımı götürüş biçimimle, aile içi ilişkilerimin düzeyiyle, arkadaşlarımı seçişim ve onlarla nasıl konuştuğumla, hayatın büyük meseleleri hakkındaki görüşümü ve tavrımı dolaylı ama net olarak ortaya koymayı tercih ediyordum. Bunun daha nazik ve aile terbiyesine uygun, rahatsız edici olmayan tavır olduğunu düşünegeldim bugüne kadar
Benim özel hayatımla, yaşamımın detayındaki tavırlarımla, sevgiden, inançtan neyi anladığımla tam bir cumhuriyet çocuğu olduğum ve Atatürk'ü de çok sevdiğim herhalde biliniyordur diye de düşünüyordum.
Ve bugüne kadar işte bu yüzden 'Cumhuriyeti ve Atatürk'ü çok seviyorum' türünden bir açıklamayı ayrıca yapmamın gerekli olmadığını sanmıştım.
Bu bilineni tekrarlamak gibi geliyordu. İnsanların zekasına hakaret ediyormuş gibi hissediyordum.
Ama görüyorum ki bazı terbiyesizler nedeniyle, bir süredir bu ülkede Atatürk'e sevginizi açıkça ifade etmek ve cumhuriyeti sevdiğinizi de söylemek neredeyse utanılacak bir tavır haline getirildi. Dahası bunu söyleyenlere neredeyse potansiyel suçlu muamelesi bile yapılabiliyor...
Kendi mütevazı köşesinde sadece modern ve düzgün bir insan olarak var olmaya çalışan her Atatürkçü ve cumhuriyeti seven her insanın kendinden utanması gerektiği gibi bir hava yaratıldı bu ülkede.
Kendi gizli siyasi emelleri doğrultusunda cumhuriyete ve Atatürk'e saldıranlar, bu ülkede 'Liberallerin büyük ihaneti'yle kendilerine yol arkadaşı olmasının da avantajını kullanarak bizleri sonunda hayli sindirdiler, korkuttular.
Sonunda bizler her şeyimizi borçlu olduğumuzu bildiğimiz cumhuriyetimizi ve Atatürk'ümüzü sadece sevdiğimizi söylemekten bile çekinir hale geldik.
Bu cumhuriyeti bilinçli olarak yıkmak isteyenlerin yanlarına aldıkları 'Liberal ihanet çeteleri'yle birlikte kazandığı büyük bir zaferdir.
Bu aslında bir ideolojik iç savaştır.
Biz aslında bu tek taraflı açılmış olan savaşa tam anlamıyla hiç girmedik. Kendi mütevazı köşemizi, özel yaşamımızı koruma altında tutup, hayatımızın detaylarına yaymış olduğumuz tavırlarımızla açılmış ideolojik savaşa bir tür dolaylı cevap verebileceğimizi sandık.
Ancak onlar ideolojik saldırılarında iyice terbiyesizleştiler. Bizler terbiye yine de bizde kalsın diye onlara uymadık, cevap bile vermedik.
Yüzümüze baka baka ahlaksızlaştılar. Biz ise kendi mikro dünyamızda ahlakımızı sağlam tutarak onlara direnebileceğimizi sandık.
Ama yok, olmadı, işe yaramadı. Ne kendimizi koruyabildik bu şekilde ne de var olmasını istediğimiz şekliyle ülkemizi koruyabildik.
Liberal ahlaksızları da yanlarına aldıkları için onlar bizleri arkamızdan da vurmaya başladılar.
Liberal ahlaksızlar ile uzun dönemde hesaplaşacağız. Bu ihanetleri onların yüzüne vuracağız.
Onların kendilerini var eden koşullara ihanetini ve zevkten neredeyse ağızlarından salya akarak aslında hayatta var olabilecekleri, nefes alabilecekleri tek sistem olan cumhuriyeti adım adım tahrip etmelerine karşı fikri mücadelemizi yapacağız elbette.
Ama kısa vadede yapabileceğimiz bazı şeyler var.
Şunu söylemekle başlayalım liberal ahlaksızlara ve onların büyük ağabeylerine. Cumhuriyet sizin anlattığınız gibi bir sistem değildir. Daha sonra yaşanan birtakım olumsuzluklar da o sistemin kaçınılmaz bir sonucu değildir. Hele Atatürk hiç sizin sandığınız gibi bir devlet adamı değildi.
Darbeler ne olacak mı diyorsunuz; bakın bizim gibi insanlar darbelerin acısını gerçekten yaşamışlardır ve çoğumuz darbelere direndik de...
Dini duygular mı diyeceksiniz, o zaman hodri meydan, gelin inancı tartışalım sizlerle.
Biz cumhuriyeti de Atatürk'ü de seviyoruz.
Darbecilere de karşıyız, Ergenekonculara da, din faşistlerine de...
Biz Atatürk'ün kurduğu modern ülkede yaşamak isteyen, düzgün çocuklar yetiştirmekten daha büyük arzusu bulunmayan ve tercih ettiğimiz hayat tarzını yaşarken kimsenin de tercihlerine karışmamak gerektiğini bilecek kadar aile terbiyesi olan insanlarız.
'Biz' dediğime bakmayın, burada bir örgütlenme filan söz konusu değil. Muhbir liberal vatandaşlar sakin olsun, sadece gündelik koşuşturmaların sürecinde konuştuğum çok sayıda insanın benimle aynı fikri paylaştığını gördüğümden 'biz' kelimesini kullanıyorum.
Bizler hepimiz veliyiz, gündelik koşuşturmalarımız da, mücadelelerimiz de sadece çocuklarımız içindir.
Ben ülkenin getirildiği bu durum nedeniyle son derece endişeliyim ve AKP iktidarına bu seçimde mutlaka sandıktan bir uyarı çıkmasının gerektiğini düşünüyorum.
Böyle bir uyarı AKP'nin iyiliği için de gerekiyor. Çünkü güç sarhoşluğu içinde kendilerini kaybetmiş durumdalar.
İşte bu nedenlerden dolayı 'Benim oyum bu seçimde CHP'ye'
Demokrat iyiniyetli ve gerçekten liberal olan dostlarım bu defa beni affetsin. Umarım kaygılarımı anlamışınızdır.


SERDAR TURGUT / AKŞAM