19 Tem 2019 12:52 Son Güncelleme: 19 Tem 2019 14:32

Demirören gitti, TFF eleştirileri geldi!

Demirören, başkanlık koltuğunda otururken federasyona ilişkin tek eleştiri getirmeyen Hürriyet, Demirören gidince TFF eleştirilerine başladı.

Hürriyet’in de içinde bulunduğu Demirören Medya Grubu’nun sahibi Yıldırım Demirören, “İddaa” ihalesini aldıktan sonra Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanlığından istifa etmişti.

Demiören, başkanlık koltuğunda otururken federasyona ilişkin tek eleştiri getirmeyen Hürriyet, Demirören gidince TFF eleştirilerine başladı.

Daha önce de fikstür konusunda eleştirilerini dile getiren Uğur Meleke'nin yazısı bugün Hürriyet'in sürmanşetinde yer aldı.

FİKSTÜR ELEŞTİRİLDİ

Hürriyet yazarı Uğur Meleke bugün “Bu sistem değişmeli! Fikstür çekilmiyor, atanıyor” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Meleke, yazısında fikstür çekimini eleştirdi.

Uğur Meleke şu ifadeleri kullandı:

“Süper Lig 2019 - 2020 sezonu fikstürü çarşamba günü çekildi. ‘Fikstür çekildi’lakırdısını esasında alışkanlık icabı kullanıyoruz; çünkü bu ülkede neredeyse çeyrek yüzyıldır fikstür çekilmiyor. Fikstür önceden belli ve kulüp temsilcileri sadece ilk hafta tablosundaki yerlerini kurayla tespit ediyorlar. İspanya’da, İtalya’da veya Türkiye’de birinci hafta fikstürü belirlendiği anda zaten 34 haftalık (ya da 38 haftalık) fikstür de belirlenmiş oluyor. Yani fikstür çekimi dediğimiz şey esasında yalnızca bir kâsenin içine 1’den 18’e kadar topların konulması ve 18 kulüp temsilcisinin sırayla gelip birer top çekmesinden ibaret...

Fikstür, otomatik takip esasıyla yapılandırıldığı için, bir sporseverin elinde ilk hafta fikstürü varsa, bütün bir sezonun fikstürüne de sahip demektir. Bu sezon Beşiktaş Sivas’ı, Fenerbahçe Malatya’yı, Trabzon Başakşehir’i, Galatasaray da Ankaragücü’nü takip edecek mesela... 18 takımın 17’si ligde aynı sırayı izliyorlar, sadece serbest fikstürü çeken Göztepe’nin programı o düzende gitmiyor (Nedeni tamamen matematiksel). Bu yüzden her takım Göztepe ile içeride karşılaştığı haftadan bir sonraki maçını da iç sahada oynuyor, yalnızca dizinin başındaki ve sonundaki iki ekip hariç...”

“EĞER TFF 18 TAKIMI EŞİT ŞARTLARDA KURAYA SOKSAYDI HERHANGİ BİR HANDİKAP OLMAYACAKTI”

“Esasında buraya kadar büyük bir anomali yok” diyen Meleke yazısını şöyle sürdürdü:

“Fikstürün takip esasına dayanıp dayanmaması, yerel bir tercih. NBA bunu tercih etmiyor; Noel, Halloween, Avrupa saati gibi detayları göz önüne alarak fikstürü elle atıyor. İngiltere Premier Lig veya Almanya Bundesliga da bu yolu seçmemişler. Premier Lig yönetimi, bayramda-tatilde-Noel’de derbi maçları ekrana koyuyor. Bir takıma 3 maç üst üste deplasman gelmemesi, iki ekibin peş peşe birbiriyle oynamaması gibi kriterleri koyup, karışık fikstür kullanıyor. Almanya da benzer şekilde bazı kriterler belirlemiş, kalan kurayı bir bilgisayar yazılımına çektiriyor.

Eğer TFF, 18 takımı eşit şartlarda kuraya soksaydı herhangi bir handikap olmayacaktı elbette. Ama siz her yıl birbirine benzer fikstürler çektiğinizde, kamuoyunun de fikstüre olan inancı azalıyor.

2018-19 fikstüründe Galatasaray Ankaragücü’nü, Fenerbahçe de Malatyaspor’u izliyorlarmış. Bu sezon yine aynı şekilde Galatasaray Ankaragücü’nü, Fenerbahçe Malatya’yı izliyor. Hatta bir adım daha geriye gidersek, Malatya’yı son 3 yılda fikstürde takip eden ekipler sırasıyla Galatasaray, Fenerbahçe ve yine Fenerbahçe...”

“3 YIL ÜST ÜSTE SERBEST FİKSTÜR İSABET ETME İHTİMALİ 5 BİN 832’DE 1”

Hürriyet yazarı Meleke yazısını şu satırlarla sürdürdü:

“21’inci yüzyılda (yani otomatik fikstür yüzyılında) tam 15’inci kez 33’üncü haftada derbi oynanıyor. Oysa bu yüzyılda ilk 4 haftalarda yalnızca 1 kez İstanbul’un 3 büyükleri karşı karşıya gelmiş. Siz bütçeleri itibariyle zaten otomatik avantajı olan Galatasaray-Fenerbahçe-Beşiktaş’ı ilk 5 hafta birbiriyle oynatmayarak bir kez daha kayırmış oluyorsunuz. Örneğin geçen sene ilk 5 hafta zorlu fikstürle başlayan takımların sezonun bütününde dezavantaj yaşadığını görüyoruz.

Eğer 2018-19 sezonunun sonunda oluşan puan durumuna göre, Galatasaray’a 18, Başakşehir’e 17, Beşiktaş’a 16, Trabzonspor’a 15 vs. şeklinde güç puanı verirseniz; ligin en zorlu 5 hafta fikstürünü çeken ekipler Göztepe, Erzurum, Akhisar, Bursa ve Kasımpaşa oluyor. Değerli okurum Barışmert Günal tespit etmiş, en kötü 5 hafta fikstürüne sahip bu 5 takımın, geçen sezonu son 5 sırada bitirdiklerini görüyoruz.

Kamuoyunda fikstürün adil olmadığına dair inanışı destekleyen bir başka güçlü veri, 3 yıldır üst üste serbest fikstürün Göztepe’ye isabet etmesi. Normalde bir takıma 3 yıl üst üste serbest fikstür isabet etme ihtimali 5 bin 832’de 1. Ama maalesef bu ligde aynı kulübe 3 yıl üst üste serbest fikstür denk gelebiliyor. Serbest fikstür tarihçesini biraz daha geriye sararsak, bu piyangonun genelde nispeten zayıf takımlara vurduğunu da görebiliyoruz. Son 11 sezonda serbest fikstürün isabet ettiği 8 takım, bir önceki sezonu ya ligin dibinde bitirmiş veya ikinci kümeden yeni terfi etmiş. Ayrıca 2009’da serbest fikstürü çeken Konya, 2010’da Denizli, 2013’te Mersin, 2016’da Sivas sezon sonunda küme düşmüşler. Geçen sezon da Göztepe son dakikada kaldı ligde. Serbest fikstürü çekmenin şöyle bir dezavantajı var: Serbest fikstür ekibi, ligin ikinci yarısında 6 ya da 7 kez, bir önceki maçını evinde oynamış takımın iç sahada ikinci rakibi oluyor. Morallenen ya da seri yakalayan takımla oynuyor genelde. Geçen yılın serbest fikstür sahibi Göztepe, ligin ikinci yarısında Fenerbahçe, Kayseri, Konya, Beşiktaş, Rize ve Başakşehir’in içeride ikinci maçını oynadığı rakip olmuş. Söz konusu 6 maçtan 4 puan çıkarabilmişler.”

“ÇİÇEĞİ BURNUNDA TFF, EĞER 18 TAKIMI EŞİT OLARAK KURAYA SOKSAYDI…”

Meleke yazısını şöyle noktaladı:

“Fikstürün gariplikleri bunlardan ibaret değil. Mesela 2019-2020 sezonunu Ankara’da bitirecek olan Beşiktaş, son 25 yılda 19’uncu kez son hafta deplasmanda. Haliyle de dijital medyada bu konuda haklı bir reaksiyon var. Sanırım fikstür konusunda TFF yönetimlerinde bir atalet oluşmuş ve her yıl bir önceki senenin yöntemleri devşirilerek problemler de yeni sezona aynen taşınmış.

İnsanların tekrar tesis etmek istiyorsanız, yapılması gereken basit: 18 takımı eşit olarak kuraya sokmak. Devir değişti, milli takım artık 3 İstanbullu’nun oyuncularından oluşmuyor. Dolayısıyla ulusal maçlar öncesine derbi koymamak tamamen ilkel bir düşünce. Ayrıca ilk haftalara derbi koymamak da çağdışı. Derbi derbidir, 3’üncü hafta da oynansa, 13’te de oynansa bu ülkede alıcısı sabit. Çiçeği burnunda TFF, eğer 18 takımı eşit olarak kuraya soksaydı bence önemli bir güven kazanırdı spor kamuoyunun gözünde.”