Demirel'den Levent Kırca'ya 1 trilyonluk teklif
Aydınlık yazarı,tiyatro sanatçısı Levent Kırca, bugünkü yazısında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den yıkılan tiyatrosunun onarılması konusunda yaptığı görüşmeyi yazdı.
Aydınlık Gazetesi yazarı tiyatro sanatçısı Levent Kırca, bugünkü yazısında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den yıkılan tiyatrosunun onarılması konusunda yaptığı görüşmeyi yazdı.
Kırca, kredi çekmesi için Demirel'den yardım etmesini isterken, Demirel'in kredi yerine kendi cebinden vermek istediği parayı da reddettiğini belirtti. Kırca, "Durumu anlattım. 'Yardımcı olunda bir bankadan kredi çekeyim' dedim. Dedi ki 'Kredi çekersen ezilirsin, üzülürsün. Müsade edersen bu parayı sana ben ödeyeyim. Geri vermene de gerek yok.' Telefonu kaldırdı, Kalem-i Mahsus Müdürü'ne 'Bana çek defterimi getir' dedi. Söz konusu paranın miktarı 1 trilyon civarında" diye yazdı.
İşte Kırca'nın yazısından Süleyman Demirel ile ilgili olan bölümü:
Yirmili yaşlarındaydım onu tanıdığımda. Sürekli ülke yönetiminde ya başbakan ya cumhurbaşkanı olduğu için çok oynadım kendisini. Çok eleştirdim. Son derece katı hatta çok serttim ona karşı. Ben kendimi bildim bileli solcuydum. O ise sağ görüşlü bir yönetici. Bir noktada buluşmamız zaten mümkün değildi. Ne var ki hiçbir zaman oynadıklarım ve ona karşı eleştirim nedeniyle ne bana dokundu ne de yasaklama getirdi. Dahası cumhurbaşkanıyken Tayyip Erdoğan'ın yasakladığı Olacak O Kadar programı için "Türkiye'nin gerçeklerini yansıttı ve ülke gündemine katkı sağladı" diyerek beni "devlet sanatçısı" yaptı.
DEMİREL'LE BAŞBAKANLIK KONUTUNDA BULUŞTUK
Birlikte bir önemli hikayemizi yinelemekte fayda görüyorum. Süleyman Bey başbakan. "Gereği Düşünüldü" isimli bir müzikal oynuyoruz. Yer yerinden oynuyor. İnanılmaz ilgi görüyor. Yenikapı'daki Hürriyet çadırında günde 3 bin 500 kişiye oynuyoruz. Sert bir kış, çok kar yağdı. Çadırın bir kısmı çöktü. Oyunlar durdu. Çadırı onarıp yeniden başlamam lazım. Ancak para gerekiyor. Kredileri de bankalar bu kadar kolay vermiyorlar. Hatta hiç vermiyorlar. Başbakan Süleyman Demirel'den randevu aldım. Kendisiyle Başbakanlık konutunda buluştuk. Durumu anlattım. "Yardımcı olunda bir bankadan kredi çekeyim" dedim. Dedi ki "Kredi çekersen ezilirsin, üzülürsün. Müsade edersen bu parayı sana ben ödeyeyim. Geri vermene de gerek yok." Telefonu kaldırdı, Kalem-i Mahsus Müdürü'ne "Bana çek defterimi getir" dedi. Söz konusu paranın miktarı 1 trilyon civarında.
AL PARAYI GİT GENE OYNA
Süleyman Bey'le karşılıklı oturuyoruz. Çaylarımızı yudumluyoruz ve çek defterinin gelmesini bekliyoruz. Dedim "Eğer darılmazsanız ben bu parayı sizden alamam." "Neden?" dedi. "Ben sizinle aynı görüşte değilim. Üstelik böyle bir para sizi eleştirmem mani olur" Bana, "Bugüne kadar oynadın. Yerin dibine soktun beni, sana mani mi olduk? Al parayı git gene oyna" dedi. Nezaketine teşekkür ettim. Parayı almadan Başbakanlık konutunu terk ettim. Kardeşi Hacı Ali Demirel'i arayıp bu davranışımdan ötürü bana hayran kaldığını belirtmiş. Daha sonraki yıllarda eşi Nazmiye Hanım'la gelip bütün oyunlarımızı dedi. Açtığım tiyatroların açılışlarını yapıp kurdelesini kesti. Farklı bir hoşgörüye sahipti. Bayramlarda, seyranlarda arar; hatırımı sorardı. Birkaç kez hastalanıp hastaneye yattım. Beni ilk arayan o olurdu. Varın artık siz kıyaslayın. "Gelen gideni aratmıştır." Allah rahmet eyleye.