DEDEMİN DÖNME DOLABI MI BU?

Dünden beri yediğimiz ekmek tipi 650 undan mamul ve de tuz oranı azaltılmış. Eski ekmekten lezzetsiz ancak daha faydalı. Bir süre, “neydi be o eski ekmekler, mis gibi” der dururuz muhabbetlerde anlaşılan... Fox da fantastik çocuk dizilerinden yediği ekmeğin lezzetini unutmamışa benzer. Evire, çevire yayınlayıp haşat ettikleri Bez Bebek benzeri bir diziyi dün akşam 19:45 sularında yayına verdiler.

Dizinin adı “Dedemin Dolabı”… Çağan Irmak’ın “Dedemin İnsanları”na benzer bir tarafı yok ancak komşuluk/ahbaplık ilişkilerinin ölmediği bir “mahalle”de geçmesi sebebiyle duygusal bir özenme söz konusu… Fantastiğin içinde dolap aradığımızda ise karşımıza pat diye “Narnia Günlükleri” çıkıyor. Üç İngiliz çocuğun bir dolaba girerek efsaneler ülkesi Narnia’da giriştikleri kahramanlık mücadelesindeki ‘Dolap’ bizim dünyamızdan Narnia’ya geçişi sağlayan bir teleportasyon/ışınlanma aracıydı. Bu dizide ise dilekleri gerçekleştiren sihirli bir eşyaya dönüşmüş…

Bir orijinallik göremesem de diziye çok laf edemem. Selena, Bez Bebek, Acemi Cadı gibi önceki örneklerden çok daha üstün, sadece gençleri hedeflememiş bir senaryo ve bir komedi dizisi için yeterince sevimli oyunculuklar içeriyor. Bu haliyle de çocukları değil TV başına oturan herkesi birden hedeflemiş gibi görünüyor ancak ileride ister istemez bir ağırlık merkezine ihtiyaç duyacaktır.

Benim dikkat çekmek istediğim nokta başka… Gerçi bunu başka kanallarda yapıyor ancak Cumartesi akşamı iyice abartılı bir uygulamasına hep birlikte şahit olduk. 19:45’de başlayan “Dedemin Dolabı” bir dönme dolap misali gece yarısına kadar dönmeye/yayınlanmaya devam etti. Yetmedi herhalde ki, Pazar akşamının da en izlenen saatlerinde karşımızda yine "Dedemin Dolabı" vardı!

Öncelikle yayıncılık açısından daha renkli olduğu varsayılan Cumartesi akşamını tek bir dizinin lansmanıyla geçirmek ve bu tür fantastik işlerden hoşlanmayan seyirciyi başka kanallara kaçırmak ne kadar akıllıca tartışılır. Sonuçta ortada bir çocuk dizisi var, izleyici sınırı üç aşağı beş yukarı belli, belli bir saatten sonra da ayakta çocuk kalmadığını varsaydığımıza göre?

Kanallarımız tematikleşerek “Dizi TV”ye döneli çok oldu. O konuda artık geri dönülebilir bir noktada değiliz. Eski, yeni farketmez, sabahtan akşama kadar daya diziyi izleyiciye… Aynı bölümü haftada on kez çevir, dur! Ona da tamam ama aynı dizinin aynı bölümüyle o akşamın en kıymetli 4,5 saatini geçiştirmek seyirciye de, kanalın logosuna da saygısızlık.

Memleketimizin ulusal kanallarında hepsi de okumuş çocuklar olan bir dünya insan çalışıyor ancak dizi pazarlamak/tutturmakla ilgili meselelere nedense bir semt pazarcısı edasıyla yaklaşıyorlar. Keşke olmasa… Bıktırana kadar aynı şeyi çevirmek mi marifet? Başka bir yöntem akıllara gelmiyor mu?

Murat Tolga Şen