DEAŞ'ın sözde "Telafer emiri" ve kardeşi hakim karşısında
- Kırşehir'de yakalandıktan sonra tutuklanan ve "terör örgütü üyeliği ve örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer alma" suçlamasıyla haklarında dava açılan 2 sanığın yargılanmasına başlandı
KIRŞEHİR (AA) - Kırşehir'de düzenlenen operasyonda yakalanan
terör örgütü DEAŞ'ın sözde "Telafer emiri" ve kardeşinin
yargılanmasına başlandı.
Kırşehir Ağır Ceza Mahkamesi'ndeki duruşmaya, "terör örgütü
üyeliği ve örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer alma" suçlamasıyla
yargılanan tutuklu sanıklar H.K.İ.H ve kardeşi S.K.İH. ile
avukatları katıldı.
H.K.İ.H, ifadesinde, Irak'ın Musul şehrinde yaşarken 2014
yılında terör örgütü DEAŞ'ın bu kenti ele geçirmesiyle hayatlarının
değiştiğini söyledi. Alüminyum doğrama yaptıkları iş yerini
kapatmak zorunda kaldıklarını ifade eden H.K.İ.H, hakimiyet onlarda
olduğu için DEAŞ'a katılmak zorunda kaldıklarını ileri sürdü.
Örgütün, kendisini ve kardeşini "cadde polisi" olarak
görevlendirdiğini belirten H.K.İ.H, 5-6 ay bu şekilde görev
yaptıklarını, örgütün iç yüzünü gördükten sonra koptukları, kaçarak
Türkiye'ye geldiklerini anlattı.
Mahkeme başkanının, "Tanık ifadelerinde senin, örgütün Telafer
emiri olduğun söyleniyor" demesi üzerine H.K.İ.H, Telafer'de 3 ay
kaldığını bu kadar kısa sürede örgütün kimseyi emir yapmayacağını
iddia etti.
Telefonunda ve flaş belleğindeki otomatik tüfek, roketatar ve
sözde örgüt işaretli fotoğraflar sorulan H.K.İ.H, şunları
kaydetti:
"Ailemin ve çocuklarımın geçimini sağlamak için bir süre örgütte
kaldım. Beni polis olarak aldılar. Aylık 250 dolar veriyorlardı.
Silah vermediler, eğitime katılmadım, çatışmalara da girmedim. 'Ebu
Kerrar' kod adını kullanmadım. Benim en büyük oğlumun ismi Kerrar
idi. O yüzden bana Ebu Kerrar diyorlardı. Kod adı olarak
algılamadım. DEAŞ ile bir alakası yoktur. Musul'da pikniğe
gitmiştik, Orada DEAŞ'lılar vardı. Onlardan silahlarını isteyip
fotoğraf çektirdik sonra da geri verdik. Mecburen onların
giyindikleri gibi giyinip onların dediği gibi yaşadık. Giyim
kuşamımızı onlar gibi giymeye zorladılar. Telafer'e gittiğim
doğrudur, orada sadece 3 ay kaldım. Bir yerde 3 ay kalmış birisine
emirlik vermezler."
Sözde emirin kardeşi S.K.İH. de DEAŞ içerisinde örgütün
zorlamasıyla yer aldığını ve polis olarak görev yaptığını
söyledi.
Örgütün gerçek yüzünü gördüğünde ayrıldığını öne süren S.K.İ.H,
"Silahlı eylemlere katılmadım. Mıntıkamızda DEAŞ olduğu için onlar
gibi giyinip dediklerini yapıyorduk. Verdikleri silahları almak
zorundaydık. 5-6 ay bu resimleri telefonlarımızda ve flaş
belleklerde sakladık. DEAŞ mıntıkalarından geçerken bu fotoğrafları
gösteriyorduk. O zaman bizi kendilerinden görerek bir şey
yapmıyorlardı. Daha sonra silmeyi unuttum." ifadelerini
kullandı.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.