17 Tem 2010 15:29 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:28

DAVUTOĞLU'NUN MASASINDAN AKİF BEKİ'YE ŞAMPANYA!

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, "Sitcom türü gazeteciliği özledim" diyerek kimlere göndermede bulundu?

Ak Parti ’Beyaz Türk’ restoranında


DÜN Vatan Gazetesi’nde İclal Aydın’ın köşesini okurken fark ettim.

Sitcom gazeteciliğini nasıl özlemişim.
Bu yazıyı okuyunca gel de orada olmayı isteme.
Gel de orada gördüklerini, ballandıra ballandıra yazma.
Gel de, tam bir araştırmacı gazeteci ruhuyla bu işe dalma, gerisini kurcalama.
Buyurun size, keyifli bir cumartesi sitcom’u.
Acayip bir “tesadüfler parodisi”.

¡ ¡ ¡
Önce mekândan başlayalım.
İclal Aydın’ın yazısına göre, olay “İstanbul’un en hareketli restoranlarından birisinde” geçiyor.
O, restoranın ismini vermiyor, ama bu araştırmacı gazeteci hemen mekânın adını tespit ediyor.
Yer, Sunset Restoran.
Japon şefi bütün “Beyaz Türklerin” beğenisini kazanmış, en “in” yerlerden biri.
Bir masada medyanın iki tanınmış kadın siması oturuyor.
Biri İclal Aydın, öteki Elif Dağdeviren.
Benden duymuş olmayın, bu iki kadın çok iyi arkadaş ve son zamanlarda her yerde birlikte görünüyor.
Orada CHP’nin eski İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’le buluşacaklar.
Ama biz dikkatimizi dağıtmayalım, asıl olay o masa değil, biraz ilerdeki iki ayrı masa.

¡ ¡ ¡
Birazdan içeri Hürriyet İnternet Genel Yayın Yönetmeni Fatih Çekirge giriyor. Tabii doğruca kadın gazetecilerin masasına yöneliyor.
Onlar sohbet ederken bu defa restorana Akif Beki giriyor.
Yazıyı ilk okuduğumda sanki Akif Beki’yle, Fatih Çekirge restorana birlikte gelmiş gibi bir sonuç çıkardım.
Dün Fatih’i arayıp sordum, “Hayır Akif tanımadığım birkaç arkadaşı ile birlikteydi” dedi. Yani onlar birlikte değilmiş.
Buraya kadar her şey normal. Bir tarafta iki kadın gazeteci. Öteki tarafta iki erkek gazeteci. Yer Sunset. Fransızların tam da “Tout İstanbul”, yani “Bütün İstanbul” diyebileceği bir yer.
Yani kimi görseniz sürpriz olmaz.
Ama bir kişi var ki, eğer restorana o da gelirse, merak böceği gelir sitcom araştırmacısını tam şah damarından sokar.
Sıkı durun; “o kişi de” birazdan salona giriyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu.
Yani Başbakan Erdoğan’ın eski danışmanı Akif Beki’nin bir süre önce en ağır eleştirilerle “lime lime” edip bıraktığı bakan.
Sahneyi gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz?

¡ ¡ ¡
Meğer AB ile ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yabancı konuklarına yemek veriyorlarmış.
Tabii normal bir gazeteci, hemen olayın siyasi tarafına bakar.
Benim derdim ise başka.
Ama önce işin siyasi yanını öğrenmek isteyenlerin merakını gidereyim.
Akif Beki ile Ahmet Davutoğlu bırakın konuşmayı, birbirleriyle göz göze bile gelmemişler.
Arada sanki buzdağları varmış.

¡ ¡ ¡
Şimdi araştırmacı sitcom’cunun çıkardığı sonuçlara gelelim:
? Demek ki, aralarındaki mesele kapanmamış. Belki gözümden kaçtı ama ben, Başbakan’ın, Ahmet Davutoğlu’na sahip çıktığına dair bir şey okumadım. İki sorunun cevabını hepimiz merak ediyoruz.
Bir; Akif Beki o yazıyı Başbakan’ın bilgisi dahilinde veya oradan aldığı işaretle mi yazdı?
İki; Böyle olaylarda her adamına sahip çıkan Başbakan’ın sessizliği “Kuzuların Sessizliği” mi?
Neyse, bu bizi aşar...
? Asıl dikkatimi çeken şu: Demek ki AK Parti’nin bir bölümü ve onu destekleyen bazı gazeteciler de artık “Beyaz Türklerin” mekânlarına dadanmaya başlamış. Bu iyiye işaret.
? Tabii mendebur yanım hemen şunu merak etti. Acaba iki masada da içki içildi mi? Akif Beki’nin masasında içilmemiş. Hatta Sunset’in sahibi Barış, Beki’nin masasına bir şişe şampanya göndermiş.
Beki iade etmiş. (Not: Birinci el kaynaktan sağlam bilgi.)
Ama resmi davetlilerin olduğu öteki masada içki servisi yapılmış. Herhalde Gazze stresi de orada atılmıştır.

¡ ¡ ¡
Güzel Türkiyem; Hayat böyle güzel sürprizlerle dolu.
AK Partililerin toplumun bu tarafına “Beyaz Türk açılımı” yapmalarını çok takdir ettim.
İnşallah bir gün Başbakan’ı da oralarda görürüz. Neticede oraları da Türkiye...
Tabii Gürsel Tekin’in iki kadın gazeteciye anlattıklarını da çok merak ediyorum.
Merak böceği o gece beni fena sokmuş. Beynim zonkluyor.
Tahmin ediyorum bu “küçük tesadüfler” Ahmet Hakan’ın içini de gıcıklamıştır.

Ertuğrul ÖZKÖK / HÜRRİYET