Davutoğlu'na en ağır yazıyı yazan Akif Beki nasıl çark etti?
Ahmet Davutoğlu hakkında en ağır eleştirileri yazan eski Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, Davutoğlu'nun Başbakanlığı için ne dedi?
Hürriyet yazarı Akif Beki, Başbakanlık Sözcüsü görevinden ayrıldıktan sonra Ahmet Davutoğlu için, 'Benmerkezci', 'Popülist', 'Maceraperest', 'Kendi hüsnücemaline kapılmış bir narsist' ve 'Şahsi başarı hikâyesine fazla odaklı' suçlamaları yöneltmişti.
Davutoğlu'nun 'en güçlü Başbakan Adayı' haline gelmesinin ardından ise Beki, "Keşke her egoistte Davutoğlu'nun çelebi egosundan olsa. her bencilde Davutoğlu diğerkâmlığı, her maceraperestte Davutoğlu gerçekçiliği, her popülistte Davutoğlu omurgası, her siyasetçide Davutoğlu olgunluğu, her kıskanç narsistte Davutoğlu'nun gani gönlü olsa..." dedi.
DAVUTOĞLU'NA EN AĞIR YAZIYI YAZMIŞTI
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun dış politika tutumu hakkında AK Parti içinden ve dışından gelen en ağır eleştirileri yazan Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki, 'en güçlü Başbakan Adayı' haline gelen Davutoğlu hakkındaki son kararını yazdı. İşte Beki'nin, "Davutoğlu hakkındaki son kararım" başlıklı bir yazısından ilgili bölümler:
POPÜLİST, NARSİST, MACERACI, EGOİST!..
İlk ve en sert taşı sen attın diyorlar, hani arkası nerede?
"Benmerkezci dedin, 'Popülist' dedin, kendi başarı hikâyesine çok fazla odaklandığını söyledin...
Henüz işler sarpa sarmamıştı, her yerde onun rüzgârı esiyordu. Altın çağını yaşadığı o günlerde kalktın, dış politikasını maceracı olmakla suçladın.
Şimdi konuşsana, tam sırası, niye susuyorsun..."
BUYRUN SON KANAATİM
Madem Davutoğlu hakkındaki son görüşüm, birdenbire acayip merak konusu oldu. Buyurun, son kanaatimi paylaşıyorum.
Evet haklısınız...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na çok ağır eleştiriler yönelttim.
Başbakanlık koridorlarında kesişen kişisel tarihimizin anlam ve önemi düşünüldüğünde, daha da ağır kaçan bir yazıydı...
Davutoğlu'nun siyasi hayatının belki de en iç acıtıcı hallerinden biri ikimiz arasında yaşandı.
GURURUNU İNCİTEN BİR YAZI YAZDIM
Uzun hikâye, şu kadarını söyleyeyim: Damarına basan, gururunu inciten, kime yazsan fena halde dokunacak yaralayıcı bir yazı yazdığım konusunda herkesle hemfikirim.
Fakat beni ne aforoz etti, ne düşmanlaştırdı, ne kara listeye aldı, ne de yok saydı...
Özel hukukumuz sebebiyle gönül koyabilirdi, yapsa hakkıydı, göze almışüm ama çiğ ve abes bir tavırla karşılaşmadım.
İktidar cenahından hiç kimseye bu kadar sert eleştiride bulunmadım ama bu kadar tahammül ve hoşgörüyü de başka kimseden görmedim.
Bilmem, bu size bir şey anlatıyor mu?
DAVUTOĞLU ÖYLE İSE DİĞER ZEVAT NE?
Hadi anlamayanlara biraz daha açayım.
Yani eğer Davutoğlu 'Benmerkezci', 'Popülist', 'Maceraperest', 'Kendi hüsnücemaline kapılmış bir narsist' ve 'Şahsi başarı hikâyesine fazla odaklı' ise varın en ufak bir dokundurmayı bile kan davasına çeviren, yedi kubbeli hamam kurma hayallerini aşamamış devletlü zevatın hangi Kaf dağlarında gezindiğini siz düşünün...
DIŞ POLİTİKA REZERVLERİM SÜRÜYOR
Dış politika mı?
Rezervlerim aynen baki. Ben yanlış bulduğumu eleştirmeye devam edeceğim, kimsenin şüphesi olmasın.
Ama karşımda sınırlan zorlasa bile açıkça hakaret içermediği sürece eleştiriyi kaldıran, saldırı kişiliğine yönelse dahi kişisel almamaya özen gösteren Davutoğlu gibi hasbi bir muhatap görmek isterim.
DAVUTOĞLU, ÇELEBİ, DİĞERGAM, OMURGALI, OLGUN, GANİ GÖNÜLLÜ
Sözlerimi bağlıyorum: Keşke her egoistte Davutoğlu'nun çelebi egosundan olsa, her bencilde Davutoğlu diğerkâmlığı, her maceraperestte Davutoğlu gerçekçiliği, her popülistte Davutoğlu omurgası, her siyasetçide Davutoğlu olgunluğu, her kıskanç narsistte Davutoğlu'nun gani gönlü olsa...
Daha ne diyeyim