Davutoğlu Genelkurmay'da şükür namazı kıldı
Operasyon gecesini uykusuz geçiren Başbakan Davutoğlu, “harekât başarılı bir şekilde sonuçlandı” haberinin gelmesinin ardından, sabah erken saatlerde Genelkurmay Karargâhı'nda şükür namazı kıldığını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, günübirlik Macaristan ziyareti dönüşünde
uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Yaklaşık 9.5 saatlik tarihi Şah Fırat operasyonunu anbean takip
ettiği Genelkurmay Karargahı'nda o gece ve öncesinde yaşananları
anlatan Davutoğlu, harekâtı eleştiren muhalefete sert cevap
verdi.
Operasyon gecesini uykusuz geçiren Başbakan Davutoğlu, “harekât
başarılı bir şekilde sonuçlandı” haberinin gelmesinin ardından,
sabah erken saatlerde Genelkurmay Karargâhında şükür namazı
kıldığını söyledi. Operasyonun temel gerekçelerini de anlatan
Başbakan'ın değerlendirmelerinden satır başları şöyle:
Bizi PYD'yle işbirliği içinde olmakla suçluyor (Bahçeli), kendisi
Meclis'te HDP ile işbirliği yapıyor. Aslında operasyonu planlarken
yani takriben 1 ay önce, Başbakan olarak Genelkurmay'a bu harekâtın
yapılması direktifini yazılı olarak verdim. Genelkurmay'ın askeri
zaruretler üzerine bunu talep etmesi üzerine. 15 günde bir
topladığımız Özel Güvenlik Kurulumuzda bu konudaki riskleri analiz
ettik. Cumhurbaşkanımıza arz ettik, sonra taktiği ve zamanlamayı
bir önceki güvenlik toplantısında yaptık. Perşembe günü Genelkurmay
Başkanımız ve Cumhurbaşkanımızla istişarede bulunduk. Cumartesi
düğmeye basıldı.
Operasyon gerekçelerimiz; Bir, tarihî mirası koruma altına almak.
İki, oradaki askerlerimizin çatışma ortamında, ateş çemberi içinde
daha uzun süre kalmamasını temin etmek. Üç, uluslararası hukuku
korumak. Dört, Türkiye'nin bir provokasyonla Suriye'deki çatışma
ortamının içine çekilmesine engel olmak.
Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu'na yönelik saldırı olacağı
yönünde istihbaratlar aldık. Daha önce Suriye rejimi de burada bir
provokasyon yapmaya kalktı.
Tarihi emanetleri alıp Türkiye'ye getirebilirdik. Ama Suriye'de
Eşme'ye taşıdık. 3-4 alternatif sunuldu, askeri ve pek çok açıdan
uygunluğuna kadar verildi. Çok önceden hazırlıklar yapıldı. Bu çok
takdir toplayan bir operasyondur. Düşünün 572 asker gece
karanlığında giriyor. Sonra güvenlik koridorları oluşturmak üzere
kuzey ve güney hattından geniş bir hilal şeklinde türbe ve karakol
emniyete alınıyor. Bu arada Türkiye içinden olası saldırıya
mukabelede bulunacak şekilde uzun menzilli toplar hazır. 59 uçak
yerde, 12 uçak havada 3 dakikada müdahaleye hazır bekliyor. Tam bir
entegre harekat.
2014 Ekim ayından itibaren daha spesifik konuşuldu, ama Süleyman
Şah ile ilgili risk analizleri daha eskiye dayanıyor. Gördüğün
düşmanın gücünü hesap edersin ona göre karşı bir güç hazırlarsın.
Konvansiyonel savaşta zaten şuan ordumuza meydan okuyabilecek ordu
yok, bu coğrafyada. Süleyman Şah Türbesi'nin Suriye Eşmesi'nde
kurulacağı toprak artık Türk toprağıdır. Şartlar gelişirse, türbeyi
ilk yerine yani Caber Kalesi'ne götürmeyi düşünebiliriz.
“Türkiye, Suriye'ye saldırdı” gibi bir kanaat hiçbir yerde
zikredilmedi. Bu operasyon nedeniyle Dünyada bizi eleştiren hiç
kimse yok. CHP ve MHP dışında. Esad adına biri konuşsaydı,
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'den daha iyi konuşamazdı. Biri TSK'ya,
Türkiye Cumhuriyeti'ne zarar vermek isteseydi Bahçeli'den fazla
zarar veremezdi. Şam'ın BM temsilcisi bile bu kadar ağır ifadelerle
kullanmadı. Her şeyin bir sınırı var. AK Parti düşmanlığı artık
vatan, millet, devlet düşmanlığına dönüştü. AK Parti'ye düşman
olduğu için bütün kutsallara düşman oluyorlar.
Asker PYD'nin bulunduğu bölgeden geçti diye bizi eleştiren,
Genelkurmay Başkanı'na hakaret eden Bahçeli'ye de Meclis'te HDP ile
yaptığı işbirliğinin maliyeti ve utancı yeter.
CUMHURBAŞKANIMIZIN TAKDİRİ!
Başbakan, Beştepe Sarayı'nda yapılacak ikinci Bakanlar Kurulu
Toplantısı için “Cumhurbaşkanımız arkadaşlarımla istişare edeyim
dediğinde oturur istişare eder. Buradan herhangi bir sonuç
çıkarmaya gerek yok” dedi.
PARALEL'İN YENİ GÖZDESİ HDP
AK Parti korkusu bir araya getirdi
Başbakan Davutoğlu, İç Güvenlik Paketi'nin Meclis'teki görüşmeleri
sırasında yaşananlara ilişkin de şunları söyledi: “Birbirleriyle
anlaşması mümkün olmayan partiler, HDP ve MHP'nin bir konuda
anlaşmalarını bekler miydiniz? Bu nasıl bir AK Parti korkusu ki,
bunları bir araya getiriyor, sandığa gitmektense, Meclis'e slogan
atmaya, sokağa direnmeye gidiyorlar.
Meclis'in adabını, vakarını ayaklar altına aldılar. Her türlü
hakaret var. Bunların hepsiyle ilgili hukuki süreçleri
başlatacağız. Komisyon'da niye karşı çıkmadınız? Çünkü seçim
yaklaşıyor. Çünkü paralel yapı düğmeye bastı. Beklentileri,
Meclis'i bloke etmek, başka yasa yapılmasına izin vermemek, işte
arkasından gelecek çalışan kadınlarla ilgili düzenlemeler var, İş
Güvenliği Yasası var, vesaire… Şeffaflık Yasası'nı da göndermeyi
plânlıyoruz Meclis'e…
Paralel yapı mensupları AK Parti'ye tekrar sızamayacaklarını
bildikleri için şimdi CHP, MHP ve HDP'ye sızıyorlar. 7 Haziran'da
HDP'yi destekleyebilirler. Bunda şaşılacak bir şey yok. MHP, HDP
ile omuz omuza gelmişse, AK Parti'yi aşağı çekebilmek için paralel
yapının HDP'yi desteklemesi ki, aralarındaki temasları
biliyoruz.”
TEDBİRLER ALINACAK
Başbakan, Ege Üniversitesi'nde yaşanan olaylar sonrasında Fırat
Yılmaz'ın hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak da şunları söyledi:
“İçişleri Bakanlığımız müfettiş görevlendirdi. Tabii prensip olarak
üniversite kampüsüne emniyetin doğrudan müdahalesi olmuyor.
Bakanlar Kurulu öncesinde yine İçişleri Bakanımızla, Gençlik Spor
Bakanımızla, Milli Eğitim Bakanı, YÖK Başkanımız birlikte alınacak
tedbirleri değerlendirecek. Bize bir rapor sunacaklar. Ne tedbir
alınması gerekiyorsa alacağız.”
BAŞBAKAN: MHP'nin yaptığı darbe çağrısıdır
Macaristan ziyareti nedeniyle partisinin TBMM grubunu bir gün
gecikmeli toplayan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun gündeminde Şah
Fırat operasyonu vardı. MHP'nin Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Necdet Özel'e yönelik eleştirilerine sert cevap veren Davutoğlu,
Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ı 'darbe çağrısı' yapmakla
suçladı.
Başbakan şunları söyledi: “MHP'den bir açıklama yapıldı;
'Genelkurmay başkanları eskiden Türkiye'nin milli çıkarları
açısından mahzurlu gördükleri kararlar hakkında siyasi liderlere
karşı koyacak yürekliliği gösterirlerdi' diye. Bu darbe çağrısıdır.
Bu eski Türkiye alışkanlığıdır. Sayın Genelkurmay Başkanımız ve
şerefli Türk subayları demokratik yolla iktidara gelmiş
hükümetimizin emrindedirler. Geçti o dönem. Biz ne 27 Mayıs, ne 12
Eylül'deyiz; ne de apoletlerle böyle konuşulan 28 Şubat'tayız. Yeni
Türkiye'de buna pabuç bırakmayız."
BATUHAN YAŞAR-TÜRKİYE GAZETESİ