"Davutoğlu, Erdoğan’dan fırçayı Esad yüzünden yedi!"
Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, tezkere konusunda itirazları olan Başbakan Davutoğlu'na fırça atıp istediği metni tezkereye koyduğunu yazdı.
Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, "Davutoğlu, Erdoğan’dan fırçayı Esad
yüzünden yedi!.." başlıklı yazısında tezkere konusunda perde
arkasında yaşananlarla ilgili ilginç iddialarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun
arasında şimdiye kadar iki kez ters düştüklerini öne süren Takan,
sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediklerinin olduğunu savundu.
İşte Takan'ın yazısından ilginç bölümler:
İLK BÜYÜK KAVGA PATLAK VERDİ
Bugünden çeşitli karelerle size objektif fotoğrafı sunma
çalışmalarıma devam edeyim.. Recep Erdoğan’ın Esad paranoyasının
damgasını vurduğu 2 Ekim tezkeresinden önce Genel Müdür Ahmet
Davutoğlu ile Recep Erdoğan arasında ilk büyük kavga patlak verdi.
Ama kapalı kapılar ardında..
İLK KÜÇÜK KAVGA REHİNELERLE İLGİLİYDİ
İlk küçük olanı Musul rehinelerinin teslim edilmesi sırasında
Azerbaycan-Ankara arasında telefon hattında Erdoğan’ın “Niye bana
önceden haber vermediniz. Neden sizin açıklamanızdan sonra haberdar
ediliyorum” şeklinde olmuştu ama neyse!.. Daha bu rol çalmaların ve
şov yarışlarının nicesine şahitlik edeceğimiz için bunu
geçelim..
ESAD KİNİNDEN VAZGEÇİRMEK İÇİN UĞRAŞTI
Başbakanlık kaynaklarımdan edindiğim bilgilere göre; Çankaya ile
TSK arasında sıkışan Genel Müdür Ahmet Davutoğlu, 2 Ekim tezkeresi
Meclis’e gönderilmeden önce Recep Erdoğan’ı çok güvendiği bazı
güvenlik bürokratları ile birlikte “Esad kininden vazgeçirmek” için
çok uğraştı. Davutoğlu, uluslararası koalisyonun önceliğinin Esad
ve rejimi olmadığını anlatmak ve “Esad kininden vazgeçilmeli”
tezlerini kabul ettirmek için patronuna çok dil döktü. Sonunda ne
oldu?.. Genel Müdür, patronundan “sen işine bak hoca” yanıtını alıp
Esad ve Suriye’ye savaş ilan eden tezkereyi kaleme aldı.
ÖCALAN'DAN GELEN "MEMNUN OLDUM" AÇIKLAMASI
Aynı 1 Mart tezkeresinin ardından olduğu gibi 2 Ekim sonrasında
yapılacak gizli anlaşmaları ve de tezgahları tahmin etmek bile
istemiyorum.Fakat, şu kadarını bile görmek yetiyor. Bebek katili
Öcalan’ın isteklerinin ve politikalarının “devlet politikası”
olarak Resmi Gazete’den ilan edilmesi. Ve bunun ulusal güvenlik,
IŞİD bahanesi ile “çözüm süreci kurulları” maskesiyle tezkereye
eklemlenmesi. Sonra da İmralı’dan yapılan “çok memnun oldum”
açıklaması..
Neye karşılık?..
Kobani’ye karşı Esad..
Esad’a karşı iş birliği yap Kobani ile birlikte Türkiye’nin
Güneydoğusunu al. TSK da PKK’nın müttefik gücü asker arkadaşı,
tertibi olsun..
Bir siyasetçinin ve ona biat eden güruhun gizli ajandası ve
paranoyaları ile içine düştüğümüz stratejik bataklık giderek
derinleşiyor..
O TANKERİ PKK ATEŞE VERDİ!..
Bakın!.. Size terör bölgesinden farklı bir örnek de aktaracağım.
Ayaklanmayı kışkırtmak için var gücüyle provokasyonlar yapan terör
örgütüne karşı bölgedeki vatandaşların tepkisi ve de nefretinin
arttığı, Ankara’ya güvenlik koridorlarına gelen
bilgi-değerlendirmeler arasında.
22 Temmuz’da terör örgütünün yol kesme faaliyetlerinin hız
kazandığı günlerde Lice’de LPG yüklü tankerin patlaması ve 2
otobüsün yanması sonucu peyder pey açıklanan rakamlara göre; 33
vatandaşımız feci şekilde hayatını kaybetti.
Kazanın basına yansıması ise “direksiyon hakimiyetini kaybeden
sürücünün tankeri devirmesi ve yola yayılan gazın bir yolcunun
sigarası yüzünden patlaması” şeklinde olmuştu. Diyarbakır
emniyetinden sağlam kaynaklardan bana ulaşan bilgiler ise tam
tersini söylüyor..
Patlamanın olduğu yerde, her zamanki gibi PKK militanları yol kesme
faaliyetlerini icra ederken, otobüs şoförleri tepki göstererek
“Ekmek paramızla oynamayın. Bizi mağdur ediyorsunuz” diyor. Bu
tepkiye kızan teröristler de ceza ve gözdağı olsun diye tankeri
devirip eylemi gerçekleştiriyor. Acı bilanço ve “çözüm süreci”ni
koruma ve kollama faaliyetleri ise PKK eylemini örtme, ölü sayısını
zamana yayarak duyurma ile devam ediyor.
Bu karanlık tabloyu örtmenin, PKK bitme noktasında iken “çözüm
süreci” masalıyla ortaya çıkıp onu kurtarmaktan ve de hayat
vermekten hiç farkı yok.
TEZKERENİN GERÇEK BÖLÜŞÜM MASASI YENİ
KURULUYOR
Şu satırlara geldiğimde, Meclis’te tezkere hakkında lehte, aleyhte
ve de çekinser parmak sayılarının hesaplanmasına geçilmemişti. TSK,
Erdoğan görüş ayrılıkları ve arada sıkışan Genel Müdür yüzünden
altı kaval üstü şişhane formülü ile hazırlanan tezkerenin gerçek
pazarlık ve bölüşüm masası yeni kuruluyor!.. Bakalım Erdoğan’ın
halifelik rüyaları gerçekleşecek mi?.. Ona “halife sen olacaksın”
sözünü verenler sözlerinde duracaklar mı? Çok güleceğim geliyor ama
içim kan ağladığından olmuyor. Derdimi ancak böyle sizlere
yansıtıyorum.