DARBE TELLALI FERHAN ŞENSOY'A HANGİ YAZAR "GELİNLİK GİY" ÇAĞRISINDA BULUNDU?...
12 Eylül 1980 döneminde cezaevinde yatan mağdur gazetecilerden biri olan Takvim yazarı Nazlı Ilıcak,"Büyükanıt darbe yapsa,sabah erkenden kalkıp davul çalıp kutlarım"diyen tiyatrocu Ferhan Şensoy'u gelinlik giymeye çağırdı
Ferhan Şensoy gelinlik giysin
Sanatçılar için, gündeme gelmek veyahut gündemde kalmak çok önemli. Bunu Hülya Avşar açık açık söyledi. O, gerçekten de gündem belirleme konusunda hayli başarılı. Bir söz, bir bakış, bir polemik... her an değişik bir olayla dikkatlerin odak noktası olabiliyor.
Galiba Ferhan Şensoy da, Avşar'a özendi ve çok yadırganacak cümleler sarf etti: "Büyükanıt darbe yapsa, sabah davul çalar kutlarım."
Vatan gazetesinde Zeynep Bakır'a verdiği mülâkatta bakın ne diyor:
"Cumhuriyet kurulmuş, ortada tesettür yok, türban yok. O zaman neymişiz, şimdi nereye gelmişiz. Yobazın biri Çankaya'ya çıksa çok üzülürüm. Hiçbir boka tepki göstermemiş bir millet olarak buna da tepki koymayacağız. Umarım ordu buna izin vermez. Bütün askeri darbelere karşı olmuş bir insan olarak canım darbe istiyor. Yobazlıktan çok sıkıldım. Yarın askeri darbe olsa çok mutlu olurum. Bunlar camilerine gitsinler, beni de askere alacaklarsa alsınlar anasını satayım. Arabistan mıyız lan biz. Atatürk ilkeleri nerede! Büyükanıt darbe yapsa, sabah erkenden kalkıp davul çalıp kutlarım. Faşist olarak algılanmak istemiyorum ama, bulunduğumuz duruma bakınca askeri düzene razıyım. Bunların hepsi hapse! Yarın sabah bile çok geç. Gerçeklerin ne olduğunu biliyorum ama, Çankaya'da başı bağlı karısını, bacısını, kızını görmek istemiyorum. Ellerindeki aritmetik böyle olmasını gerektiriyor, ne yapalım susalım mı? Türkiye'de her şey darbeyle çözülmemiş mi, ne duruyorlar, laikliğin koruyucularını şimdi görmek istiyorum. Ecevit'i, Demirel'i adaya götürmüşlerdi. Erdoğan'ı Çankaya'ya mı çıkartacaklar? Bol miktarda boş adamız var. Bir yere atıverin, biz sizi sonra ararız deyiversinler. Eğer iktidar Çankaya'ya çarşaflarıyla, türbanlarıyla çıkacaklarsa, ben bu Türkiye için boşu boşuna mı sanat yapmışım, öleyim daha iyi. Nerede bu ülkenin aydınları? Ben solcu olarak bunu söylüyorsam, bir durun düşünün bakalım ülkede neler oluyor."
***
Şensoy aynı mülâkatta tiyatro izleyicilerinin sayısındaki düşüşten de yakınıyor. Oysa Haluk Bilginer'in, Ali Poyrazoğlu'nun, Yıldız Kenter'in rol aldıkları eserlere herkes koşuyor. Mısırlı apartmanındaki Dot tiyatrosunda, Moda'daki Oyun Atölyesi'nde, Profilo İş Merkezi veyahut İstanbul Şehir ve Devlet tiyatrolarında sahnelenen oyunlar, seyirci yokluğu çekmiyor. İyi esere ve oyuncuya İstanbullular akın ediyor. Ferhan Şensoy kusuru kendinde aramalı.
Baksanıza, sansasyon yaratacak ipe sapa gelmez sözler söyledi... gene de pek ilgilenen çıkmadı. Demek "yeni şeyler söyleme zamanı geldi". Tarzı beğenilmiyor.
Aynı röportaj içinde Şensoy, 12 Mart ve 12 Eylül'ü yeriyor; oyunlarının ilgi görmemesini darbelere bağlıyor:
"Garip bir tablo var, bunun nedenlerini çok uzatmadan anlatayım. 12 Mart darbesi, 12 Eylül darbesi, Türk kültürünün ezilmesi, faşizan baskılarla yetişen kuşağın bilinçsiz büyümesi ve her şeyden bihaber olması nedenler arasında."
Ferhan Şensoy, bizim ülkemizde maalesef sık sık rastladığımız sözde aydınların tipik bir örneği. Halkın değerlerinden koptukça, kendilerini ilerici ve solcu sanan zevatın bir temsilcisi.
Darbe tellâllığını denedi, gene, gündeme gelmeyi başaramadı.
Acaba ne yapsa... Hülya Avşar gibi gelinlik mi giyse...