09 Mar 2016 08:56
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:23
Daily Telegraph'tan sert yazı: Türkiye Avrupa'nın dostu değil, tavrı şantaj
İngiliz Daily Telegraph gazetesi, Türkiye ile AB arasında Brüksel'de gerçekleştirilen göçmen krizi zirvesindeki varılan anlaşmayla Türkiye'nin AB'ye şantaj yaptığını iddia etti.
İngiliz Daily Telegraph Gazetesi'nde Con Coughlin imzasıyla
yayınlanan, "Türkiye Avrupa'nın dostu değil, tavrı şantaj" başlıklı
yazıda AB'nin sığınmacı krizini çözmek için her şeyi göze aldığı
ifade edilerek "Türkiye Avrupa Birliği'ne girmeye kararlıysa önce
cihatçıların geri dönmesini engellemek için çalışması gerek"
denildi.
Yazıda şu ifadeler yer aldı:
"Bundan kısa bir süre önce Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde tüm kozlar Brüksel'in elinde olmasına karşın, göçmen krizi dolayısıyla şimdi oyun tersine döndü. Artık bütün as'ları Brüksel değil, Ankara elinde tutuyor. Türkler bu durumu kendi avantajları için kullanmaya kararlı.
AB'nin, göçmen krizini çözmek için Ankara'nın taleplerini yerine getirmekten başka çaresi yok. Ancak Türkler bu şantajı yaparak Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini geliştireceğini düşünüyorlarsa, bunu bir kez daha düşünmeliler.
Başlangıç için, Türkiye'nin AB'ye katılmaya hala ilgi duyuyor olması sadece kötü bir şaka olabilir. Birkaç gün önce Başbakan Davutoğlu Angela Merkel ile Brüksel'de siyaseti değiştiren adım atarken Türk polisi, Türkiye'nin hükümete muhalif Zaman gazetesine baskın düzenlemekle meşguldü. Bu hareket, AB gibi basın özgürlüğü dahil insan haklarının korunduğu bir organizasyona ciddiyetle katılmayı düşünen bir ülkenin yapacağı bir hareket değil."
'TÜRKİYE AB'YE GİRMEKTE CİDDİ İSE...'
Coughlin yazısında, İngiltere'nin IŞİD tarafından bir saldırı planı riskiyle karşı karşıya olmasının büyük bir nedeninin Türkiye'nin sınırı geçen binlerce Suriyeliyi gözetlemedeki isteksizliği olduğunu, bunların çoğunun Türkiye'nin kuralsız göçmen güzergahları yüzünden Avrupa'ya cihatçı olarak geri dönerek kendilerinin güvenliklerini tehdit ettiğini savundu.
Couglin yazısını şu ifadelerle noktaladı:
"Türkiye, Avrupa ile daha yakın ilişkiler kurmakta gerçekten ciddiyse, bize zarar vermeye çalışan IŞİD ve diğer radikal İslamcı terör örgütlerini gözlemlemede daha proaktif olmalı. Şimdilik AB günümüzdeki en büyük göçmen krizi ile mücadele etmek için Türkleri kendi tarafında tutmak için her şeyi göze almış durumda. Ancak uzun vadede, Türkiye şu andaki liderliğini devam ettirirse Avrupa'da, Türkiye'yi güveneceğimiz bir müttefik olarak görmek çılgınlık olurdu."
Yazıda şu ifadeler yer aldı:
"Bundan kısa bir süre önce Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde tüm kozlar Brüksel'in elinde olmasına karşın, göçmen krizi dolayısıyla şimdi oyun tersine döndü. Artık bütün as'ları Brüksel değil, Ankara elinde tutuyor. Türkler bu durumu kendi avantajları için kullanmaya kararlı.
AB'nin, göçmen krizini çözmek için Ankara'nın taleplerini yerine getirmekten başka çaresi yok. Ancak Türkler bu şantajı yaparak Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini geliştireceğini düşünüyorlarsa, bunu bir kez daha düşünmeliler.
Başlangıç için, Türkiye'nin AB'ye katılmaya hala ilgi duyuyor olması sadece kötü bir şaka olabilir. Birkaç gün önce Başbakan Davutoğlu Angela Merkel ile Brüksel'de siyaseti değiştiren adım atarken Türk polisi, Türkiye'nin hükümete muhalif Zaman gazetesine baskın düzenlemekle meşguldü. Bu hareket, AB gibi basın özgürlüğü dahil insan haklarının korunduğu bir organizasyona ciddiyetle katılmayı düşünen bir ülkenin yapacağı bir hareket değil."
'TÜRKİYE AB'YE GİRMEKTE CİDDİ İSE...'
Coughlin yazısında, İngiltere'nin IŞİD tarafından bir saldırı planı riskiyle karşı karşıya olmasının büyük bir nedeninin Türkiye'nin sınırı geçen binlerce Suriyeliyi gözetlemedeki isteksizliği olduğunu, bunların çoğunun Türkiye'nin kuralsız göçmen güzergahları yüzünden Avrupa'ya cihatçı olarak geri dönerek kendilerinin güvenliklerini tehdit ettiğini savundu.
Couglin yazısını şu ifadelerle noktaladı:
"Türkiye, Avrupa ile daha yakın ilişkiler kurmakta gerçekten ciddiyse, bize zarar vermeye çalışan IŞİD ve diğer radikal İslamcı terör örgütlerini gözlemlemede daha proaktif olmalı. Şimdilik AB günümüzdeki en büyük göçmen krizi ile mücadele etmek için Türkleri kendi tarafında tutmak için her şeyi göze almış durumda. Ancak uzun vadede, Türkiye şu andaki liderliğini devam ettirirse Avrupa'da, Türkiye'yi güveneceğimiz bir müttefik olarak görmek çılgınlık olurdu."
