Cüneyt Özdemir'i hangi köşe yazarı tehdit etti? "Bu paralel yapıyı yazmalısın yoksa..."
Cüneyt Özdemir, AKP cemaat savaşında hükümetin yana taraf olması için baskı ve tehdit gördüğünü itiraf ettiği yazısında çarpıcı açıklamalar yaptı...
Radikal gazetesi yazarı Cüneyt Özdemir bugünkü yazısında hayli
çarpıcı iddialarda bulundu. AKP cemaat savaşında hükümet
cephesindeki bazı köşe yazarlarının "cemaatten yana saf tutmakla"
suçladığı Özdemir, tehdit ve şantajla karşı karşıya olduğunu
yazdı.
TEHDİT EDİLDİM
AKP cemaat savaşında "ortada ve tarafsız" durmaya kararlı olduğunu
vurgulayan Cüneyt Özdemir, hükümete yakın bazı gazeteciler
tarafından hem medya yoluyla hem de birebir görüşmelerinde tehtid
edildiğini yazdı. Özdemir "yakın zamanda tehdit edildim. Bir
gazetenin köşe yazarı tarafından açıktan ‘paralellere çakmam’
istendi" dediği yazısında Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda
geçtiği iddiasının kendisine kadar geldiğini yazdı. "İktidara yakın
bir gazetede benim hakkımda sağdan soldan ne topladıysa yazılmaya
başlanmış." diye Radikal yazarı hakkında bir kara propaganda ve
itibarsızlaştırma kampanyası için start verildiğini savundu.
İşte Özdemir'in yazısındaki ilgili bölüm:
TATLI TATLI TEHDİT ETTİ AMA BEN TINMADIM!
Peki, itiraf edeyim, yakın zamanda tehdit edildim. Bir gazetenin
köşe yazarı tarafından açıktan ‘paralellere çakmam’ istendi.
Telefonun ucundaki köşe yazarı hakkımda dosyalar olduğunu ve
bunları bizzat kendisinin gördüğünü söyledi. O dosyaların ortaya
çıkması durumunda zor durumda kalacağımı söylerken tatlı tatlı
tehdit ediyordu. Baktı ben tınmıyorum ve ortada durmaya kararlıyım
bu sefer benim adımın Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda geçtiğini
söyledi. “Nasıl geçiyor” diye sordum. “Cemaatin seni kafeslediği
yazıyor o raporlarda ben gördüm” dedi. “Bu nasıl bir Başbakanlık
Teftiş Kurulu raporu ki hem benim için ‘kafeslenmek’ gibi bir
kelimeyi kullanıyor hem de sen görüyorsun” dedim. Sessizlik
oldu.
“Bu paralel yapıyı yazmalısın yoksa…”
“Yoksa…” dedim.
EN ŞAHİN ADAMLARINI EKRANA ÇIKARTMAMIZI
İSTİYORLAR
Yoksasını geçen gün gördüm… İktidara yakın bir gazetede benim
hakkımda sağdan soldan ne topladıysa yazılmaya başlanmış.
Bir varoluş savaşına tutuşmuş bu insanları bizim tarafsız
olduğumuza ikna etmemiz imkânsız. Zaten onlar da tarafsızlık
istemiyorlar. En şahin adamlarını ekrana çıkartmamızı, onlar ne
istiyorsa yazmamızı, aklımızı ve vicdanımızı rafa kaldırmamızı
talep ediyorlar.
BİR KÖŞE YAZARINDAN İLGİNÇ SMS
Benzer bir başka ‘uyarı’yı başka bir yazardan bir süre önce
almıştım. Telefonuma mesaj atıp komplo teorileri ile ünlü bir köşe
yazarını
CNNTÜRK’e çıkartmamı istiyordu. Gelin görün ki karşıt görüşten
kimse o köşe yazarı ile ekrana çıkmayı kabul etmiyordu. Saygınlığı
sıfırın altındaydı. Bunu söyleyince mesajlar sıklaşmaya, ‘uyarılar’
artmaya başladı. Sonuçta değişen bir şey olmadı. Aynı konuları daha
düzeyli ifade eden köşe yazarları programa çıktı, o köşe yazarı
benim programa çıkmadı.
İTİBARSIZLAŞTIRMA KAMPANYASI BEKLİYORUM
Baktım geçen gün ‘benim artık tarafsızlığımı yitirdiğim’ yazıları
bir başka köşeden yazılmaya başlanmış bile…
Ben bu tehditlerden sonra çıtanın daha da düşeceğinden, her türlü
itibarsızlaştırma taktiğinin uygulanacağından eminim.
“Peki bu insanlar bu cüreti nereden alıyorlar?” derseniz, nereden
aldıklarını yayımlanan telefon sızdırmalarından anlıyoruz.
Türkiye bugün basın özgürlüğünde dünya liginde Gambiya veya Irak’ın
bile gerisindeyse bu öyle durup dururken bir günde olmadı.
Sadece ben bile geçmişe baktığımda onlarca gazeteci gibi daha önce
bizzat Başbakan Erdoğan tarafından ‘uyarıldığımı’ görüyorum.
Ama öyle geceyarısı gelen bir ‘Alo Cüneyt!’ telefonu ile değil.
BAŞBAKAN'DAN CANLI YAYINDA UYARI
Güpegündüz, binlerce kişinin izlediği bir mitingde her zamanki gibi
16 kanal canlı yayına geçmişken, milyonların huzurunda! Başbakan
Erdoğan Radikal’de yazdığım bir yazıyı beğenmemiş bizim patrona
fırça atıp işten atılmamı istiyordu. Beni gazetede tuttuğu için
‘Yazıklar olsun’du. Daha önce programa çıkarttığım tinerci konuğu
beğenmediğinde yaptığı gibi ya da öncesinde yine defalarca medya
karşısında başka haberlerden dolayı ‘uyardığı’ gibi…
HELAL OLSUN DOĞAN GRUBU'NA
Şu anda Başbakan Erdoğan’ın yayımlanan diğer ‘uyarı’ ses
kayıtlarına baktığım zaman kendimi hâlâ şanslı hissediyorum. Zira
uyarılar kapı aralarında, gece yarısı telefonları ile değil açıktan
yapılmış. Bizim patron ve yöneticiler her şeyi göze alarak ben ve
benim gibi gazetecilerin işten atılmaması için direnmişler. Diğer
gruplarda ortaya saçılanları görünce “Helal olsun Doğan Grubu’na”
diyorum.