20 Tem 2011 16:43
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:35
CÜNEYT ÖZDEMİR'DEN BAŞBAKAN'A MEKTUP! O MEKTUPTA NELER VAR?
Radikal yazarı Cüneyt Özdemir bugünkü köşesinde Başbakan Erdoğan'a açık bir mektup yazarak, Kıbrıs'la ilgili hem çarpıcı hem de çok duygusal bazı açıklamalrda bulundu.
İşte Radikal yazarı Cüneyt Özdemir’in bugünkü köşe yazısı...
Sayın Başbakan,
Bundan tam 37 yıl önce bugün benim babam Beşparmak Dağları’nın arkasında inen helikopterin içinde tedirgindi.
Kıbrıslı Türkleri kurtarmak için adaya giden ilk komando askerlerinden biriydi.
O ve onun gibi askerlerimizin kurtardığı Kıbrıslı Türklerden birirne, sonraki yıllarda ablam aşık oldu, evlendi.
Neredeyse 20 yıldır Kuzey Kıbrıs’ta yaşıyor. Sizin oğlunuz yaşında çocukları var.
Anlayacağınız Kıbrıs’ın benim için kişisel geçmişimde yeri çok ayrı. Bugün Kuzey Kıbrıs’a giderken benim kanım canım olan insanlara bir umut da götürüyor olmanız gerekiyor. Sizden önce Türk politikacıların ’Sizi biz kurtardık’ tezinin ötesine geçemeyen çözümsüzlük politikası, adada miadını doldurdu. İş yok. Ticaret yok.
Ambargolar nedeniyle dünyanın hiçbir uluslararası mağazası yok. Olsa zaten alacak paraları yok.
Ziyaretiniz sırasında fırsatınız olursa Yiğitler Burcu’na bir uğrayın, Kuzey Kıbrıslıların hemen burnunun dibindeki ekonomik farkı görüp hem imrenecek hem de şaşıracaksınız. Lefkoşa’nın güneyinde bir Avrupa şehri, kuzeyinde ise 80’lerden kalma kırık dökük eski bir şehir duruyor. Kimi Kuzey Kıbrıslıların, çocuklarını Güney Kıbrıs’taki okullara göndermelerinin nedeni, bu vatanı
daha az sevmeleri değil, çocuklarının daha iyi eğitim almalarını istemesidir. Sizi protesto etmeye gelenlere kızıp bütün bir adayı öfkeli söylemlere mahkum etmek yerine, evinde yıllardır sabırla Türkiye’ye inanıp bir çözüm ışığı bekleyen Kıbrıslı Türklerin halini anlamaya çalışın. Babamın gazilik nişanı, ablamın geleceği ve binlerce Kuzey Kıbrıslı gencin umudu size emanet.
Unutmayın, Kıbrıs Türklerindir ama Kıbrıs ilk olarak Kıbrıslı Türklerindir.
Sayın Başbakan,
Bundan tam 37 yıl önce bugün benim babam Beşparmak Dağları’nın arkasında inen helikopterin içinde tedirgindi.
Kıbrıslı Türkleri kurtarmak için adaya giden ilk komando askerlerinden biriydi.
O ve onun gibi askerlerimizin kurtardığı Kıbrıslı Türklerden birirne, sonraki yıllarda ablam aşık oldu, evlendi.
Neredeyse 20 yıldır Kuzey Kıbrıs’ta yaşıyor. Sizin oğlunuz yaşında çocukları var.
Anlayacağınız Kıbrıs’ın benim için kişisel geçmişimde yeri çok ayrı. Bugün Kuzey Kıbrıs’a giderken benim kanım canım olan insanlara bir umut da götürüyor olmanız gerekiyor. Sizden önce Türk politikacıların ’Sizi biz kurtardık’ tezinin ötesine geçemeyen çözümsüzlük politikası, adada miadını doldurdu. İş yok. Ticaret yok.
Ambargolar nedeniyle dünyanın hiçbir uluslararası mağazası yok. Olsa zaten alacak paraları yok.
Ziyaretiniz sırasında fırsatınız olursa Yiğitler Burcu’na bir uğrayın, Kuzey Kıbrıslıların hemen burnunun dibindeki ekonomik farkı görüp hem imrenecek hem de şaşıracaksınız. Lefkoşa’nın güneyinde bir Avrupa şehri, kuzeyinde ise 80’lerden kalma kırık dökük eski bir şehir duruyor. Kimi Kuzey Kıbrıslıların, çocuklarını Güney Kıbrıs’taki okullara göndermelerinin nedeni, bu vatanı
daha az sevmeleri değil, çocuklarının daha iyi eğitim almalarını istemesidir. Sizi protesto etmeye gelenlere kızıp bütün bir adayı öfkeli söylemlere mahkum etmek yerine, evinde yıllardır sabırla Türkiye’ye inanıp bir çözüm ışığı bekleyen Kıbrıslı Türklerin halini anlamaya çalışın. Babamın gazilik nişanı, ablamın geleceği ve binlerce Kuzey Kıbrıslı gencin umudu size emanet.
Unutmayın, Kıbrıs Türklerindir ama Kıbrıs ilk olarak Kıbrıslı Türklerindir.