CÜNEYT ÖZDEMİR, HABERTÜRK MANŞETİYLE İLGİLİ ÇAĞRIDA BULUNDU!
Cüneyt Özdemir o manşetin gazına gelmedi! Habertürk'ün kadın cinayetlerine dikkat çeken 'sarsıcı' manşeti üzerinden gelişen tartışmada taşlar yerine oturmaya başladı.
En az manşetin kadar keskin tepkilerin geldiği ilk günün heyecanı geçmeye başlarken konuyu daha serinkanlı değerlendiren yazılar da gelmeye başladı.
Radikal yazarı Cüneyt Özdemir, kanlı bıçaklı manşete gelen tepkileri biraz histerik bulduğu yazısında daha ciddi bir tartışma çağrısı yapıyor. "... kolay kolay gaza gelmem. Hele 'bize onun kellesini verin' tarzı heyheylenmelere pabuç bırakmam." diyen Özdemir şöyle yazdı:
Habertürk'ün büyük yankı uyandıran, sırtına bıçak saplanmış kadın manşetine. Hayat ve özellikle gazetecilik tecrübesi bana bazı tartışmalı konular hakkında üzerinden 24 saat geçmeden ahkâm kesmemeyi öğretti. O yüzden kolay kolay gaza gelmem. Hele 'bize onun kellesini verin' tarzı heyheylenmelere pabuç bırakmam. Etik, etik, etik diye bağıranların rezilliklerini yazmaktan yorulduğum için tekrar etmeyeceğim. Habertürk'ü sabah ilk gördüğümde sarsıldım. Fatih Altaylı'nın bu fotoğrafı basmaktaki amacı eğer buyduysa bunu başardı.
Ardından rahatsız oldum. Yerde yatan, sırtına bıçak saplanmış bir kadının üzerine örtülen bir gazete gibi, bir başka gazete ile Habertürk'ün üstünü örttüm. Ertesi gün Fatih Altaylı'nın satırlarını okurken Mevlana Celaleddin Rumi'nin güzel bir sözü aklıma geldi. "Herkesin aynı şeyi düşündüğü yerde kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir" demiş Sevgili Mevlana...
Fatih Altaylı yıllardır kanıksadığımız kadına şiddet meselesine kendince farklı bir açıdan baktı. Manşetinin arkasında da durdu. Simdi bu manşet 'doğru muydu, yanlış mıydı' meselesini tartışabiliriz. Kim bilir belki bir ara tartışma sırası, kanıksadığımız kadına şiddet meselesine de gelir. Bu arada Fatih Altaylı'ya kızıp Twitter'dan eşi Hande Altaylı'ya çemkiren, küfreden veya saydıranlan bu tartışmanın dışına koyalım. Zira tartışmanın da bir seviyesi olmalı, aptallarla bir şey tartışamayız.