Cumhuriyet'ten ilginç manşet; AKP'de Uhud savaşı..
Cumhuriyet gazetesi, Siyasetin zirvesinde yaşananları "Zirvede Uhud Savaşı" başlığı ile haberleştirdi. İşte Cumhuriyet'in o haberi...
Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yükselen
gerilim, AKP’ye yakın yazarların ganimet peşine düşen okçuların
mevzileri terk etmesi nedeniyle kaybedilen ‘Uhud Savaşı’
göndermeleri ile iyice su yüzüne çıkıyor. Hakan Fidan’ın Erdoğan’a
rağmen istifa etmesi savaşta safların netleşmeye başlaması olarak
yorumlanıyor.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevinden istifa ederek siyasete adım
atması bir süredir alttan alta süren Erdoğan-Davutoğlu kavgasını su
yüzüne çıkardı. Erdoğan’ın “Hakan Fidan’ın adaylığına olumlu
bakmadım” sözlerine Davutoğlu “Bu konudaki görüşlerim değişmedi”
diye yanıt verdi. Şimdi Ankara’da Davutoğlu’nun “bu savaşı nereye
kadar tırmandıracağı” ve yanındaki “güç dengeleri” konuşuluyor. AKP
kanadında ise savaş denildiğinde akla Uhud Savaşı ve orada “ganimet
için mevziyi terk ederek yenilmeye sebep olan okçular” geliyor.
Tarih 24 Haziran 2014. Yani 10 Ağustos’ta yapılacak seçimlere
yaklaşık 40 gün var. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, AKP
teşkilatını uyarıyor. Bu uyarı ertesi gün iktidara yakın Yeni Şafak
gazetesinin manşetinde de yer alıyor: Uhud uyarısı.
Gazetenin manşetinden aktaralım. Erdoğan teşkilata o tarihte
şunları söyledi: Uhud’daki gibi ganimet paylaşımı peşinde
olmayalım. Hedefimizde cumhurbaşkanlığı seçimi var. 2015’i şimdiden
konuşmak yanlış olur. Biz büyük davanın neferleriyiz, leke
sürdürmeyeceğiz. Erdoğan o günlerde kendisinden sonra AKP’yi
yönetecek kadroların oluşması aşamasında ortaya çıkan
“çekişmelerin” önünü kesmek için bunları söylemişti. Çekişmeleri
önlemede başarılı da oldu. İstediği ismi partinin başına getirdi,
kabinenin oluşumunda etkili oldu. Aradan 7 ay geçti. Türkiye’nin
önünde bu kez 4 ay sonra yapılacak genel seçimler var. Ancak son
zamanlarda AKP kulislerinde ve iktidara yakın kalemlerde yeniden
“Uhud” göndermelerinin yoğun olduğu bir süreç yaşanıyor.
‘Yerimizi terk etmeyelim’
İki örnek verelim.
Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi geçen hafta “Erdoğan
ile Davutoğlu uyumlu olduğu sürece anayasayı da değiştiririz,
başkanlık sistemini de getiririz. Yeter ki Uhud’daki okçular gibi
ganimet peşine düşüp yerlerimizi terk etmeyelim” diye yazdı.
Dün Akşam gazetesinden Turgay Güler de “Henüz Savaş Bitmedi”
başlıklı yazısında Uhud savaşı göndermesi yaparak “komutan tamam
demeden savaşı kazandık diyemezsin” vurgusu yaptı.
Savaş ve ganimet için “mevzisini” terk etmek. AKP içinde şu aralar
en çok bu konuşuluyor. Bu konuşmanın tekrar gündeme gelmesinde de
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın “Erdoğan’a rağmen” “mevziyi” terk
etmesinin payı büyük. Tabii burada şu sorular gündeme geliyor:
Neyin savaşı, mevzi ne, ganimet nedir? Önce savaştan başlayalım.
Savaşı sadece Fidan üzerinden okumak için saf olmak gerekir.
Erdoğan’ın “sır küpüm” olarak nitelendirdiği Fidan’ın ayrılışının
ardından Latin Amerika yolunda yaptığı şu açıklama, aslında net bir
tabloyu ortaya koyuyor: Milletvekilliği ötesinde planlar yapmış,
hatta kendisine bazı vaatler verilmiş olabilir.
Erdoğan görevinden ayrılarak siyasete adım atan Fidan’a sitemlerini
açıkça dile getirirken verilen “vaat”ten bahsederek Başbakan Ahmet
Davutoğlu’na “şimdilik” üstü kapalı bir göndermede bulunuyor.
Aslında Davutoğlu, Erdoğan’a bir gol atıyor.
Erdoğan: 3, Davutoğlu: 1
Eğer bu bir maç yorumu yazısı olsaydı durum Erdoğan: 3 - Davutoğlu:
1 diye yazılabilirdi. Çünkü Erdoğan, Davutoğlu’na daha önce; 4
bakanın Yüce Divan’a gitmesini onaylamayarak, şeffaflık paketini
erteleterek ve Cumhurbaşkanlığı “Sarayı”nda Bakanlar Kurulu
toplantısı yaparak goller atmıştı. Erdoğan başkanlık için seçim
çalışmaları süresince AKP’ye bu konuda çalışma “ödevi” verdi ama...
Davutoğlu bu konuda isteksizliğini belli etmesine rağmen henüz “net
karşı çıkmadı”. Burada Bülent Arınç’ın şubat başındaki bakanlar
kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamadaki “hükümetin böyle
bir çalışması yok, geçen hafta da görüşmedik, önümüzdeki haftanın
gündeminde de yok” dediğini hatırlayalım.
Savaş bitecek gibi görünmüyor
Aslında Fidan’ın istifası alttan alta süren “savaşın” ortaya
dökülen hali. Evveliyatı var. Ve bitecek gibi gözükmüyor. Ahmet
Davutoğlu’nun Fidan’ın adaylığıyla ilgili Hürriyet’ten Deniz
Zeyrek’e söylediği “görüşüm değişmedi” cümlesi geri adım
atılmayacağının göstergesi.
Şimdi Ankara’da şu soru soruluyor: Bu iş nereye gider?
Rivayet çok... Erdoğan’ın “demir yumruğunu” vuracağını
söyleyenler... Ki bunlar azınlıkta.
Bir de Davutoğlu yanında güçlü bir ekip oluşuyor görmüyor musunuz
diyenler... Bunlar şöyle konuşuyor: AK Parti “başarıları”
sayılırken çözüm süreci ve ekonomi ilk iki sırada gelir. Çözümde
Hakan Fidan, ekonomide Ali Babacan ile son dönemde Erdem Başçı. Bu
isimler şimdi Davutoğlu’nun yanında. Erdoğan’ın çözümde de
ekonomide başta faiz olmak üzere yaptığı çıkışlarda da sadece kendi
bildiğini okuması ilişkilere zarar verdi.
Gerçekten de Erdoğan’ın yanlış zamanda ve ısrarla kullandığı “faiz
indir” baskısının yıllık tahvilleri 1 puan artırması, doları
2.50’ye fırlatması ekonomi yönetiminde moral bozukluğu yarattı.
Hürriyet’in haberinden öğrendiğimize göre Merkez Bankası Başkanı
Erdem Başçı lojmanını “çocukların okuluna yakın olsun” diye
boşalttı. Piyasalar buna değil de 24 Şubat’ta yapılacak Merkez
Bankası toplantısına endekslendi. O gün kritik. Başçı arkasına
Davutoğlu ve Babacan’ın desteğini almış durumda “piyasa şartları
neyi gerektirirse yapma” niyetinde.Olmazsa, hedefe konulursa
“gereğini yapmaktan da” çekinmeyecek kararlılıkta.
Gül ‘zamanını’ bekliyor
Son bir not. Tüm bu gelişmeleri uzaktan izleyen ve konuşmak için
zamanını bekleyen bir isim var: Abdullah Gül. Seçime kadar AKP
içinde işler daha da karışabilir. Savaş, okçu, ganimet üçgeninde
denklem değişebilir.