01 Şub 2016 10:09 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:19

Cumhuriyet'ten 'Cemaat toplantısı' açıklaması! Cumhuriyet'i kimler temsil eder?

Cumhuriyet gazetesi, 3 yazarının Fethullah Gülen Cemaati'nin Abant Platformu'na katılması üzerine bir açıklama yaptı.

Cumhuriyet gazetesi, 3 yazarının Fethullah Gülen Cemaati'nin Abant Platformu'na katılması üzerine bir açıklama yaptı. Okur temsilcisi Güray Öz imzasıyla yapılan açıklamada "Her şeyden önce belirtilmesi gereken, söz konusu toplantıya katılanların Cumhuriyet gazetesini temsil etmedikleri, gazeteyi temsilen orada bulunmadıklarıdır" denildi.

Fethullah Gülen'in onursal başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Platformu'nun düzenlediği Abant Platformu'nun haftasonu düzenlediği toplantısına Cumhuriyet yazarları Nuray Mert, Aydın Engin ve Ahmet İnsel katılmıştı. Nuray Mert'in resmi çağrıcısı olduğu buluşma Cumhuriyet ile Cemaat arasındaki ilişki olduğu tartışmasını daha da alevlendirmişti.

CUMHURİYET NE DEDİ

Öz, "Cumhuriyet Gazetesini Kimler Temsil Eder" başlıklı açıklamasında söz konusu isimlerin Cemaat toplantısına katılmasının Cumhuriyet gazetesini kurumsal olarak bağlamadığını anlattı. Öz, "Anlaşılıyor ki Abant Toplantısı’na katılan yazarlar kendi inisiyatifleri ile bu toplantıya katılmayı uygun bulmuşlardır. Kısacası toplantının da, kimi yazarların toplantıya katılımının da Cumhuriyet gazetesi ile herhangi bir ilgisi, ilişkisi yoktur. İcra Kurulu Başkanı da yetkili kişilerce herhangi bir görevlendirme yapılmadığını bildirdi." ifadelerini kullandı ve "Yazarların gazetenin kurumsal kimliğine, genel çizgisine zarar verecek davranışlardan kaçınmaları ise hiç kuşkusuz onlardan beklenen bir tutumdur" ifadelerini kullandı.

GAZETEYLE İLİŞKİSİ YOK

İşte Güray Öz'ün o açıklaması:

Geçen hafta sonu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından düzenlenen 34. Abant Toplantısı’na Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Nuray Mert’in çağrıcı, Aydın Engin ve Ahmet İnsel’in konuşmacı olarak katıldıkları medyada yer aldı. Bu kuruluşla ve bu toplantı ile ilgili okurlardan gelen iletiler konunun önemsenmesini ve açıklığa kavuşturulmasını gerektiriyor. Her şeyden önce belirtilmesi gereken, söz konusu toplantıya katılanların Cumhuriyet gazetesini temsil etmedikleri, gazeteyi temsilen orada bulunmadıklarıdır. Cumhuriyet Gazetesi Yayın İlkeleri’nin bu konuya ilişkin maddesi açık ve nettir. Şöyledir:

“1/11-Cumhuriyet gazetesi ve yayınları Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Yayın Yönetmeni, İcra Kurulu Başkanı ya da onların görevlendireceği kişiler tarafından temsil edilir. Bunun dışında hiç kimse Cumhuriyet gazetesininadını kullanarak faaliyette ve temsil iddiasında bulunamaz. Cumhuriyet markası Vakıf Yönetim Kurulu’nun izni dışında herhangi bir ticari faaliyet için kullanılamaz.”

Anlaşılıyor ki Abant Toplantısı’na katılan yazarlar kendi inisiyatifleri ile bu toplantıya katılmayı uygun bulmuşlardır. Kısacası toplantının da, kimi yazarların toplantıya katılımının da Cumhuriyet gazetesi ile herhangi bir ilgisi, ilişkisi yoktur. İcra Kurulu Başkanı da yetkili kişilerce herhangi bir görevlendirme yapılmadığını bildirdi.

Okur Temsilcisi olarak kendi görüşlerimi de burada belirtmeliyim. Cumhuriyet gazetesinde yazarların siyasi tutum ve görüşlerine faşizmi, ırkçılığı, savaşı, nefret söylemini, çağdaşlık düşmanlığını savunmadıkça herhangi bir şekilde müdahale edilmez, edilemez. Onların siyasi tutumları, görüşleri ve davranışları da gazeteyi bağlamaz. Yazarlar birbirlerinin görüşlerini beğenmek, onaylamak zorunda, durumunda da değildirler. Birbirlerini köşelerinde ya da başka platformlarda eleştirme hakkına da sahiptirler. Ben de bu hakkımı yazarların görüşleri Cumhuriyet gazetesinin görüşleri olarak algılanmasın diye sık sık kullanıyorum. Hiçbir Cumhuriyet yazarının gazeteyi yazılarıyla tanımlamak ya da temsil etme hakkı, yetkisi Yayın İlkeleri’nden de anlaşılabileceği gibi yoktur. Bu türden bir izlenim uyandırılması ise söz konusu maddenin lafzına da ruhuna da aykırıdır. Gazete görüşlerini gerekli gördüğü durumlarda bir başyazıyla ya da Cumhuriyet imzalı bir yazı ile açıklamaktadır.

Yazarların gazetenin kurumsal kimliğine, genel çizgisine zarar verecek davranışlardan kaçınmaları ise hiç kuşkusuz onlardan beklenen bir tutumdur.