Cumhuriyet'ten 'Cemaat toplantısı' açıklaması! Cumhuriyet'i kimler temsil eder?
Cumhuriyet gazetesi, 3 yazarının Fethullah Gülen Cemaati'nin Abant Platformu'na katılması üzerine bir açıklama yaptı.
Cumhuriyet gazetesi, 3 yazarının Fethullah Gülen Cemaati'nin Abant
Platformu'na katılması üzerine bir açıklama yaptı. Okur temsilcisi
Güray Öz imzasıyla yapılan açıklamada "Her şeyden önce belirtilmesi
gereken, söz konusu toplantıya katılanların Cumhuriyet gazetesini
temsil etmedikleri, gazeteyi temsilen orada bulunmadıklarıdır"
denildi.
Fethullah Gülen'in onursal başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve
Yazarlar Platformu'nun düzenlediği Abant Platformu'nun haftasonu
düzenlediği toplantısına Cumhuriyet yazarları Nuray Mert, Aydın
Engin ve Ahmet İnsel katılmıştı. Nuray Mert'in resmi çağrıcısı
olduğu buluşma Cumhuriyet ile Cemaat arasındaki ilişki olduğu
tartışmasını daha da alevlendirmişti.
CUMHURİYET NE DEDİ
Öz, "Cumhuriyet Gazetesini Kimler Temsil Eder" başlıklı
açıklamasında söz konusu isimlerin Cemaat toplantısına katılmasının
Cumhuriyet gazetesini kurumsal olarak bağlamadığını anlattı. Öz,
"Anlaşılıyor ki Abant Toplantısı’na katılan yazarlar kendi
inisiyatifleri ile bu toplantıya katılmayı uygun bulmuşlardır.
Kısacası toplantının da, kimi yazarların toplantıya katılımının da
Cumhuriyet gazetesi ile herhangi bir ilgisi, ilişkisi yoktur. İcra
Kurulu Başkanı da yetkili kişilerce herhangi bir görevlendirme
yapılmadığını bildirdi." ifadelerini kullandı ve "Yazarların
gazetenin kurumsal kimliğine, genel çizgisine zarar verecek
davranışlardan kaçınmaları ise hiç kuşkusuz onlardan beklenen bir
tutumdur" ifadelerini kullandı.
GAZETEYLE İLİŞKİSİ YOK
İşte Güray Öz'ün o açıklaması:
Geçen hafta sonu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından
düzenlenen 34. Abant Toplantısı’na Cumhuriyet gazetesi
yazarlarından Nuray Mert’in çağrıcı, Aydın Engin ve Ahmet İnsel’in
konuşmacı olarak katıldıkları medyada yer aldı. Bu kuruluşla ve bu
toplantı ile ilgili okurlardan gelen iletiler konunun önemsenmesini
ve açıklığa kavuşturulmasını gerektiriyor. Her şeyden önce
belirtilmesi gereken, söz konusu toplantıya katılanların Cumhuriyet
gazetesini temsil etmedikleri, gazeteyi temsilen orada
bulunmadıklarıdır. Cumhuriyet Gazetesi Yayın İlkeleri’nin bu konuya
ilişkin maddesi açık ve nettir. Şöyledir:
“1/11-Cumhuriyet gazetesi ve yayınları Vakıf Yönetim Kurulu
Başkanı, Genel Yayın Yönetmeni, İcra Kurulu Başkanı ya da onların
görevlendireceği kişiler tarafından temsil edilir. Bunun dışında
hiç kimse Cumhuriyet gazetesininadını kullanarak faaliyette ve
temsil iddiasında bulunamaz. Cumhuriyet markası Vakıf Yönetim
Kurulu’nun izni dışında herhangi bir ticari faaliyet için
kullanılamaz.”
Anlaşılıyor ki Abant Toplantısı’na katılan yazarlar kendi
inisiyatifleri ile bu toplantıya katılmayı uygun bulmuşlardır.
Kısacası toplantının da, kimi yazarların toplantıya katılımının da
Cumhuriyet gazetesi ile herhangi bir ilgisi, ilişkisi yoktur. İcra
Kurulu Başkanı da yetkili kişilerce herhangi bir görevlendirme
yapılmadığını bildirdi.
Okur Temsilcisi olarak kendi görüşlerimi de burada belirtmeliyim.
Cumhuriyet gazetesinde yazarların siyasi tutum ve görüşlerine
faşizmi, ırkçılığı, savaşı, nefret söylemini, çağdaşlık
düşmanlığını savunmadıkça herhangi bir şekilde müdahale edilmez,
edilemez. Onların siyasi tutumları, görüşleri ve davranışları da
gazeteyi bağlamaz. Yazarlar birbirlerinin görüşlerini beğenmek,
onaylamak zorunda, durumunda da değildirler. Birbirlerini
köşelerinde ya da başka platformlarda eleştirme hakkına da
sahiptirler. Ben de bu hakkımı yazarların görüşleri Cumhuriyet
gazetesinin görüşleri olarak algılanmasın diye sık sık
kullanıyorum. Hiçbir Cumhuriyet yazarının gazeteyi yazılarıyla
tanımlamak ya da temsil etme hakkı, yetkisi Yayın İlkeleri’nden de
anlaşılabileceği gibi yoktur. Bu türden bir izlenim uyandırılması
ise söz konusu maddenin lafzına da ruhuna da aykırıdır. Gazete
görüşlerini gerekli gördüğü durumlarda bir başyazıyla ya da
Cumhuriyet imzalı bir yazı ile açıklamaktadır.
Yazarların gazetenin kurumsal kimliğine, genel çizgisine zarar
verecek davranışlardan kaçınmaları ise hiç kuşkusuz onlardan
beklenen bir tutumdur.