Cumhuriyet'ten ayrılanlar "kasayı boşalttılar" iddiasına sert çıktı: Sabrımızın bir sınırı var!
Eski Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç, kendisi ve Cumhuriyet'ten ayrılanlar adına Twitter'dan sert bir açıklama yaptı.
İlhan Selçuk döneminde Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmenliği yapan, 7
Eylül Cuma gününe kadar Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
olarak gazetenin “imtiyaz sahibi” konumunda bulunan Orhan Erinç,
Alev Coşkun başkanlığındaki yeni yönetime ağır eleştiriler
yöneltti. Erinç, yönetim değişikliğinin ardından Cumhuriyet'ten
ayrılanlar adına yaptığı ortak açıklamada "kasayı
boşalttılar" iddiasına "Kasanın boşaltıldığı iftirasından
sonra arkadaşlarım ve kendi adıma bu sessizliği bozmak zorunlu hale
gelmiştir" dedi. "Cumhuriyet gazetesinin yeni yönetimini anlıyoruz.
12 Cumhuriyet mensubunun 1,5 yıla varan tutukluluklarındaki ve 8
yıla varan hapis cezalarındaki sorumluluklarını, katkılarını
unutturmaları gerekiyor. Bunun için hedef saptırmaları, gündem
değiştirmeleri lazım" diyen Erinç, "Kimse Cumhuriyet gazetesinin
eski yönetimine ve ayrılan emekçilerine bir kuruş haksız menfaat,
tek bir ahlak ve etik dışı eylem isnat edemez" ifadesini
kullandı.
Cumhuriyet gazetesinin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı’nın,
yönetim değişikliği sonucunu yaratan toplantısı 7 Eylül'de yapıldı.
Vakfın başkanlığına Alev Coşkun'un getirildiği toplantıda yaklaşık
2 yıldır Murat Sabuncu'nun yürüttüğü genel yayın yönetmenliği
görevine de haber koordinatörü şefi Aykut Küçükkaya'nın atanmasına
karar verildi. Bu gelişmelerin ardından görevden almalar ve
istifalar yaşandı. Bu sürecin ardından gazeteden ayrılanlar için
"Kasayı boşalttılar" suçlaması yapıldı.
60 yılı aşkın gazetecilik hayatında Türkiye Gazeteciler Sendikası
ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başkanlıkları görevinde de bulunan
Orhan Erinç bu suçlamalara kendisi ve arkadaşları adına Twitter'dan
yanıt verdi. Erinç'in 'Cumhuriyet'ten ayrılanlar ve kendi adına'
paylaştığı ortak açıklama şöyle:
"Kamuoyuna açıklamamızdır:
Cumhuriyet’ten ayrıldıktan sonra arkamızdan söylenenler konusunda
Cumhuriyet’i ve gazetedeki arkadaşlarımızı gözeterek sessiz kalmaya
karar vermiştik. Ancak kasanın boşaltıldığı iftirasından sonra
arkadaşlarım ve kendi adıma bu sessizliği bozmak ve bu açıklamayı
yapmak zorunlu hale gelmiştir.
"Yeni yönetimi anlıyoruz"
Cumhuriyet gazetesinin yeni yönetimini anlıyoruz. 12 Cumhuriyet
mensubunun 1.5 yıla varan tutukluluklarındaki ve 8 yıla varan hapis
cezalarındaki sorumluluklarını, katkılarını unutturmaları
gerekiyor. Saray’a gönderdikleri isimsiz ama kimin gönderdiği belli
ihbar mektuplarını, terörle mücadele şubesine koltuklarının altında
götürdükleri gazete nüshalarını, bu haksız ve adaletsiz süreçteki
rollerini unutmamız isteniyor. Bunun için hedef saptırmaları,
gündem değiştirmeleri lazım. Onlar da yönetime geldikleri 7
Eylül’den bu yana akıllarına ne geliyorsa söylüyorlar, yazıyorlar.
Duymazdan geliyoruz, susuyoruz. Sadece Cumhuriyet’in ve içeride
kalan arkadaşlarımızın zarar görmemesi için içine çekilmeye
çalıştığımız kavgaya omuz silkiyoruz. Sessizliğimiz yanlış
anlaşıldı, bu kez akçeli işlerde suçlamaya geldi sıra. Orası
sabrımızın sınırının çizildiği yer: Gerçeği çarpıtıyorlar ve
ortalığı bulandırıyorlar. Kimse Cumhuriyet gazetesinin eski
yönetimine ve ayrılan emekçilerine bir kuruş haksız menfaat, tek
bir ahlak ve etik dışı eylem isnat edemez. “Cumhuriyet’in kasasını
boşalttılar” yalanına ilişkin gerçekleri kamuoyunun bilgisine
sunarız.
Cumhuriyet, son beş yılda (2013-2017) ayrılan çalışanlarına yedi
milyon lira tazminat ödedi. İşyeri uygulaması, işine son verilen ya
da ayrılmak isteyenlerle karşılıklı anlaşarak, çoğunlukla bir ikale
(bozma) sözleşmesi yaparak tazminatların ödenmesi şeklinde oldu.
İkale sözleşmesi, iş hukukunda işverenle çalışanın anlaşarak
ayrılmasını düzenleyen iki taraf için de en ideal ve uygar çözüm
yoludur. Böylece bugüne, yani yönetim değişene dek ayrılanlara
alacakları eksiksiz olarak ve hep tam zamanında ödendi.
"Çalışanlara alacaklarının ödenmemesi talimatını veren tek
yönetici Alev Coşkun'dur"
Alev Coşkun gazetemizde, gönderilenler dahil çalışanlara
alacaklarının ödenmemesi talimatını veren tek yöneticidir.
2000’lerin başında, nakit sıkışıklığına çözüm olarak, ödemelerin
geciktirilmesi için bu yönteme başvurmak istediğinde, gazetenin
hukuk bürosu bu davalarda şirketi temsil etmeyi reddetmiştir. Alev
Coşkun ise tazminatları ödemek yerine arkadaşı olan bir avukata
vekalet ücreti ödeterek işten ayrılan çalışanları dava açmak
zorunda bırakmıştır. Cumhuriyet gazetesi tarihinde bu uygulamanın
eşi yoktur.
Bu nedenle Vakıf yönetiminin başına Alev Coşkun’un gelmesi
durumunda, çalışanların özlük haklarının ödenmeyeceği zamanlara
dönülmesini beklemek normaldir. Kaldı ki pek çok arkadaşımız için
böyle bir yönetimle sulh olmak için dahi olsa aynı masaya oturup
görüşmenin zül sayılması gerektiği açıktır. Özellikle de onların
ihbarlarıyla cezaevinde yatanlar yönünden.
"Yeni görevlerini bildirmedi, sözleşmeleri
feshetmedi"
Bu nedenlerle hiçbir biçimde yeni yönetimle çalışmak istemediğini
beyan eden fiilen yönetim kademelerinde görev yapan sekiz
arkadaşımızla karşılıklı anlaşarak sözleşmeleri sona erdirildi. İyi
ki öyle yapmışız! Yeni yönetim ilk iş, seçildikten bir saat sonra
Murat Sabuncu’nun genel yayın yönetmenliğini ve sözleşmesini sona
erdirdi. Ardından da şunu yaptı: Cuma günü Yazıişleri Müdürleri
Bülent Özdoğan ve Faruk Eren’i, pazar günü de (evet Pazar!) Ankara
temsilcisi Erdem Gül’ü mevcut görevlerinden azletti ama
alacaklarını ödememek için sözleşmelerini feshetmedi, hangi göreve
atandıklarını da bildirmedi! Bilindiği gibi sözleşmeler tek taraflı
ağırlaştırılamaz. Sorarsınız çalışan kabul etmezse, aynı koşullarda
devam edersiniz ya da sözleşmeyi feshedersiniz. Mevcut vakıf
yönetiminin talimatıyla bir günlük genel yayın yönetmeninin ilk
icraatı ise üç yayın yöneticisini (B. Özdoğan, F. Eren ve E. Gül)
azledip onları gazetede “boşlukta” bırakmak yönünde oldu. Gazete
yönetiminin her fırsatta dile getirdiği “kimsenin sözleşmesine son
verilmediği” iddiasının aslı bu “boşlukta” bırakma halidir.
Yapılan sözleşmelere ilişkin yalanlar havada uçuşuyor. Konu
şudur:
Sekiz arkadaşımızla ikale (bozma) sözleşmesi yapılmıştır. Sözleşme
yapılanlar kıdemleriyle birlikte şöyledir: Murat Sabuncu (4 yıl 1
ay), Bülent Özdoğan (18 yıl), Faruk Eren (1,5 yıl), Güray Öz (23
yıl), Musa Kart (25 yıl), Önder Çelik (35 yıl), Bülent Utku (25
yıl) ve Ayşe Yıldırım Başlangıç (25 yıl). Bu arkadaşlarımız dışında
başka biriyle sözleşme yapıldığı iddiası kulağınıza fısıldanıyorsa
yalandır; sorun göstersinler.
"Tüm kayıtlar ellerinde, sorun söylesinler"
Hesaplamalar, Basın İş Kanunu gereğince, üst sınıra tabi olmaksızın
gazetecinin çalıştığı her yıl için bir aylık brüt ücreti, her yıl
için 42 gün yıllık izin esasına göre kullanılmayan izin ücretleri,
3 aylık ücreti kadar ihbar tazminatı ve (gerçekte olan ve
hesaplanması gerekenin altında bir) fazla mesai ücreti üzerinden
gazetenin ilgili servisince yapılmıştır. 35 yıla varan kıdem
süreleri olan sekiz kişi için toplam 1.653.000 lira hesaplanmıştır.
Kolay anlaşılması için bunun astronomik olduğunu söyleyenlere iki
örnek verelim. Kıdem tazminatı ödenerek işine 7-8 yıl kadar önce
son verilen eski Adana temsilcisinin diğer talepleri için açtığı
davada kazandığı alacağı 240 bin liradır. Eski İzmir temsilcisi ise
halen süren davasında kendisine ödenen kıdem tazminatının dışında
400 bin lira talep etmektedir. Bu örneklerin de gösterdiği üzere
arkadaşlarımızın yasal hak edişlerinden fazla tek kuruş
hesaplandığı iddiası yalandır. Tüm kayıtlar ellerinde, sorun
göstersinler.
Yönetimimiz İbrahim Yıldız’a tam 4 yıl önce İKALE sözleşmesi ile
375 bin lira ve Murat Ataş’a 4 yıl önce İKALE sözleşmesi ile 200
bin lira ödedi. Şimdi bu arkadaşlarımız yeniden yönetime geldiler.
İbrahim Yıldız Vakıf ve yönetim kurulu üyesi oldu. Murat Ataş ise
yazıişlerindeki görevine döndü ve Yeni Gün AŞ yönetim kuruluna
girdi. Şimdi kendilerine yapılan aynı mahiyetteki ödemeyi unutup,
bunun bir karalama vesilesi yapılmasına suskun kalmaları bir ahlak
ve vicdan sorusunun çengeli olarak boyunlarında asılı
kalacaktır.
Ayrılan yönetim, son ikale sözleşmeleri karşılığında bu sekiz
kişiye tek kuruş ödeme yapmamış, senet ya da çek vermemiştir.
Yalnızca hesaplanan alacakların altı taksitte ödeneceğini kabul
etmiştir. Cumhuriyet’in yeni yönetimine soruyoruz: Cumhuriyet’in
çalışanlarla ilgili uygulamasından geri mi dönüyorsunuz?
Ayrılanların yasal haklarını ödemeyecek misiniz?
"Çok yazık, çok ayıp"
İnsanların yıllarca emek verdikleri, katkı sundukları bir
işyerinden ayrılırken yasalarla belirlenmiş hak ve alacakları
konusunda işverenle bir protokol yapması gibi uygar bir tutumun
dedikodu ve ahlaksız suçlamalara malzeme yapılması, emeğe saygılı
olduğunu iddia edenlerce dile getiriliyor, çok yazık, çok ayıp...
Sorsunlar bakalım yeni anlaştıkları yazarlarına, eski gazetenizden
ayrılırken kaç yıllık çalışmanız karşılığında, ne kadar tazminat
aldınız ya da ne kadar tazminat için dava açtınız?
Sonuç olarak konu açıktır: Bir yanda işçilik alacaklarını (en
azından bazı çalışanlar yönünden) ödememe niyetini en başta ortaya
koyan “yeni” yönetim; bir yanda arkadaşlarımızın kolayca
hesaplanabilecek alacakları ve sözleşmeye yazılan bedeller, bir
yandan da beş yılda yedi milyon lira tazminat ödeyen, yollarını
kimseyle tazminatsız ayırmayan eski yönetim. Yeni yönetim “biz eski
yönetimin işyeri uygulamasından dönüyoruz; ayrılmak isteyenlere
haklarını ödemeyeceğiz” diyorsa, bunu dürüstçe açıklasın.
Yaydıkları dezenformasyonun, Cumhuriyet aleyhine Cumhurbaşkanlığına
ve polise yapılan ihbarları ve Cumhuriyet çalışanları karşısında
savcılık tanıklığı yapanların gazetede yeni ve üst görevlere terfi
ettirilmesini kimseye unutturamayacağını da bilsin. Olay bundan
ibarettir.
Arkadaşları ve kendi adına
Orhan Erinç"
Orhan Erinç kimdir?
4 Ocak1936' da Balıkesir’de doğdu. Özel Gazetecilik Okulu’nu
bitirdi. Son Posta (1957-1962), Yeni Sabah (1962-1963), Cumhuriyet
(1963-1981) gazetelerinde muhabir,istihbarat şefi,sekreter ve yazı
işleri müdürü olarak çalıştı. Kısa bir süre Gece Postası
gazetesinde (1962) genel yayın müdürlüğü görevinde bulundu.
Hürriyet gazetesinde (1981-1984) köşe yazarı olarak görev aldı.
Türk Haberler Ajansı’nda (1984-1985) genel yayın müdürlüğü, Güneş
gazetesinde (1987-1990) dizi yazılar ve araştırma müdürlüğü
yaptı.
1993 yılında Genel Yayın Danışmanı olarak Cumhuriyet gazetesine
döndü. 1994 yılında Genel Yayın Yönetmenliği’ne getirildi. 4 Ocak
2001’den bu yana köşe yazarı olarak görev yapıyor.6 Temmuz 2010'da
Cumhuriyet Vakfı Başkanlığı'na seçildi ve Cumhuriyet Gazetesi
İmtiyaz Sahipliği'ne getirildi. Haber(1972), röportaj (1963-1970) ,
inceleme (1967-1968-1970-1971-1972) dallarında, 8 Gazetecilik
Başarı Ödülü, Türk Dil Kurumu Basın Dil Ödülü (1976), İstanbul
Tabip Odası Sağlık Ödülü (1995), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın
Özgürlüğü Ödülü (1997) Türkiye Bilişim Vakfı Bilişim Medya Ödülü
(1998) ve Sevda – Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü gümüş
madalyasını (1999) İ.Ü. İletişim Fakültesi 60.Yıl Onur Ödülü'nü
(2010) aldı.
“Türk Basınında Cumhuriyet’in 60 Yılı” kitabını (1983) İbrahim Örs
ile birlikte hazırladı.1960-1972 yılları arasında haber,röportaj ve
incelemelerinden seçtiği 16 konuyu 1996 daki durumları ile yansıtan
“Bir Arpa Boyu” (Mart 1996) , “Medya ile Politika”(Ekim 1996),
“Pazartesi Yazıları/Şu Bizim Enayi Defteri” (Aralık 1999) ve
“Demokrasiye Kitakse” (Şubat 2005) "Sıkmabaşın Başağrısı"(Mart
2008) "Medya ve Demokrasi Masalları (Ekim 2008) , “Atatürk'ün
Emniyet Müdürü” (Hazırlayan-2010) "10 KASIM Öncesi ve
Sonrası/Atatürk'ün Vefatı " (Hazırlayan-2011) adlı kitapları
yayımlandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurullarında
üyelik (1973-1992) ve Genel Sekreterlik (1983-1990) görevlerinde
bulundu. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nda Yönetim Kurulu üyeliği
(1970-1972) ve Genel Başkanlık (1989-1995) yaptı. 1998’de Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti‘ nde Başkan Yardımcısı , 2001’de Başkan
seçildi. Nisan 2013'te aday olmayarak yönetimden ayrıldı.
Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulunda üye olarak
(1980-1992) çalıştı. İ.Ü. Basın Yayın Yüksek Okulu’nda (İletişim
Fakültesi) Yüksek Lisans Düzeyinde (1983) “Türk Basınının Ortak
Sorunları” Lisans düzeyinde (1986-1995) “Haber Toplama ve Yazma
Tekniği” ile “Basın Ahlakı”, İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim
Fakültesinde (2006-2007) “Temel Gazetecilik” dersleri verdi. Basın
İlan Kurumu (BİK) Yönetim Kurulu üyeliği yaptı.(2001-2009) Basın
Şeref Kartı sahibi. Evli,iki kızı var.