Cumhuriyet'e hapis cezalarına gazetecilik örgütlerinden tepki: Haber alma hakkı bitiriliyor
"Ne haksız cezalara boğduğunuz Cumhuriyetçileri, ne de mesleği hakkıyla yapan gazetecilere engel olamayacaksınız!"
Gazetecilik örgütleri, 31 Ekim 2016'da "büyük gözaltı"
operasyonuyla başlayan, tutuklamalarla devam eden ve ilk duruşması
24 Temmuz 2017'de yapılan Cumhuriyet gazetesi davası kapsamında
verilen hapis cezalarına tepki gösterdi. Cumhuriyet'çilere verilen
cezalar, "Haber alma hakkı bitiriliyor" denerek eleştirildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay
Olcayto: Biz ısrarla gazeteciliğin suç olmadığını
anlatıyoruz. Ama bize de savcı bizmişiz gibi suçsuz olduğumuzu
bizim kanıtlamamızı istiyorlar. Böyle bir terslik var ortada. Bugün
arkadaşlarımıza verilen cezalar Türkiye de yavaş yavaş halkın,
kamuoyunun haber alma hakkının kapanması anlamına geliyor.
Gazeteciliğin yapılamaz hale gelmesi söz konusu. Ama yine de biz
bildiklerimizi sözlemeye devam edeceğiz. Cumhuriyet aynı çizgide
devam edecek buna inanıyoruz. Yine insan odaklı haberler yapmaya
devam edecek. Yine halktan saklanmaya çalışılan haberleri ortaya
çıkaracak. Bir hafta önce Akın (Atalay) ile cezaevinde görüşmüştüm.
Şimdi onu dışarıda görmek beni çok mutlu ediyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan
Durmuş: Bir yılı aşkın zamandır hukukla açıklayamadığımız
Cumhuriyet davasında yine hukukla açıklanamayacak cezalar çıktı.
Mahkeme heyetinin verdiği bu karar Türkiye’de gazetecilik yapmanın
suç kabul edildiğinin belgesi niteliğinde. Bir gazetenin yayın
politikası sadece yönetenlerin politikalarına uymadığı için bütün
yöneticilerine ceza verilmesi sadece basın özgürlüğünün yok
edildiğinin değil hukukunda yok edildiğinin kanıtıdır. Bu akşamın
tek sevindirici haberi 542 gündür özgürlüğünden mahrum bırakılan
Akın Atalay’ın tahliye edilme kararı oldu. Cumhuriyet davasında
verilen cezalara baktığımızda basın özgürlüğü mücadelesinin daha da
büyütülmesi gerektiğini gösteriyor bize. Dayanışma ile bu kötü
günler geçecektir.
DİSK BASIN-İŞ: Başından itibaren Cumhuriyet’i ele
geçirme kumpası olarak planlanan davadan haksız ve ağır cezaların
cezaların yağması biz gazetecileri şaşırtmadı. Plan hâlâ devrede
demek. İktidarın korkusunun bir tezahürü... Oysa bir şansları
vardı, hem kendileri için hem de yargıya olan inancın bir nebze de
olsa tamiri için... Bireysel istikbal ve korkunun galip geldiğini
görüyoruz. Kaybedenler onlar. Gazeteciliği sonuna kadar savunanlar
kazandı. Eğilmeyenler, teslim olmayanlar kazandı. Bu kararlar dava
sürecindeki yalan iddiaları inandırıcı kılmak için alındı. Ama
inandıramazlar. Tekrar söylüyoruz: Gazetecilik suç değildir.
Verdiğiniz cezalarla gazeteciliği kriminalize edebileceğinizi
sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz. Verdiğiniz cezalarla gazetecileri
susturabileceğinizi sanıyorsanız, yine çok yanılıyorsunuz.
Arkadaşlarımız o çok korktukları haberleri yazmaya devam edecektir.
Çünkü gazetecilik demek gerçekleri sevmektir. Ne haksız cezalara
boğduğunuz Cumhuriyetçileri, ne de mesleği hakkıyla yapan
gazetecilere engel olamayacaksınız!
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: Sadece
yazıklar olsun diyorum. Ummadığım ve beklemediğim bir sonuç çıktı.
Bizi rahatlatan tek şey 542 gündür tutuklu olan Akın Atalay’ın
tahliye edilmesi. Ama bu cezalar bağımsız hukuk ve demokrasinin
işlediği ülkelerde kabul edilemeyecek iddialardır. Basın özgürlüğü,
habere müdahelenin yaşandığı bir ortamdır, yazıklar olsun.
RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu: RSF olarak
gazetecilerin hukuka aykırı şekilde, mesleklerinden dolayı
sorgulanması, keyfi şekilde tutuklanması, 1 yıl ağır tecrit altında
tutuklu bırakılmasıyla kalmasını beklerken, Türkiye hukuk tarihinde
oldukça hazin bir kararla karşılaştık. AİHM dahil tüm evrensel
içtihatları çiğneyen bir kararla karşılaştık. Açıklanan hüküm
yargının siyasettin emrinde olarak gazetecilik haklarını çiğnemede
tereddüt göstermediğini açıkça gözler önüne sermiştir. Cumhuriyet
çalışanlarına verilen cezaları hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz,
yargı bağımsız olana kadar gazeteci haklarının çiğnenmesinin hazin
bir örneği olarak her düzlemde paylaşacağız.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) İcra Direktörü Barbara
Trionfi: Türkiye’deki mahkeme bugün çok büyük yanlış bir
karar aldı. Gazetecilik suç değil. Türkiye’deki yargı sisteminin,
temel haklarının çiğnenmesine karşı gazetecileri korumakta
başarısız olmasından dolayı derin bir hayal kırıklığı
içindeyiz.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD): Yine
haykırıyoruz. Gazetecilik Suç Değildir