Cumhuriyet yazarından Ahmet Hakan'a 'gazeteci-aktivist' tepkisi: Hadi canım sen de!..
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı ve önceki gün sona eren Adalet Yürüyüşü ile “Gazeteci” mi “Aktivist” mi tartışması gündeme gelmişti.
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, konuya ilişkin şunları
yazmıştı:
- Gazeteci yürüyüşü izler, aktivist yürüyüşe katılır.
- Gazeteci mesafelidir, aktivist mesafesiz.
- Gazeteci soru sorar, aktivist slogan atar.
- Gazeteci toplanan kalabalığı yazar, aktivist kalabalık toplamaya
çalışır.
- Gazeteci olumsuzu da görür, aktivist sadece olumluyu görür.
- Gazeteci formasızdır, aktivist üzerinde ‘adalet’ yazan tişört
giyer.
- Gazeteci soğukkanlıdır, aktivist heyecanlı...
ALİ SİRMEN’DEN YANIT
Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen’den Ahmet Hakan’ın yazısına
yanıt geldi.
Ali Sirmen, “Aktivist mi, gazeteci mi?” başlıklı yazısında
“Yürüyüşe, başka bazı değerli gazeteci arkadaşlarım gibi ben de hem
bir vatandaş hem de gazeteci sıfatıyla katıldım” dedi.
“On üçüncü gününde, Düzce’nin Kayaşlı ilçesinden katıldığım
yürüyüşte üzerimde yine kendisi gibi Cumhuriyet çalışanı 11
arkadaşıyla demir parmaklıklar ardında adalet arayışı içindeki
arkadaşım Kadri Gürsel’in resmi olan tişört vardı. Ayrıca, ‘adalet’
yazılı bir pankart da taşıyordum” diyen Ali Sirmen yazısını şöyle
sürdürdü:
“Bu durumda, tarafsızlığını yitirdiğinden yakındığım yargı gibi ben
de tarafsızlığını yitirmiş, soğukkanlılıktan uzak bir aktivist mi
olmuştum?
Ahmet Hakan’ın yazısını okurken, içim burkularak şunu da sormadan
edemedim:
- Allah aşkına bu yazı Türkiye’den başka bir diyarda bir ütopya
ülkesinde mi yazılmıştı?
Öküzün altında buzağı arar gibi, her haberin altında casusluk
arayan, gazetecinin salt gazeteciliğinden dolayı, casus, terörist
sayıldığı bir ülkede, herhangi bir parti etiketinin arkasında saf
tutmadan, gazetecilik yapma özgürlüğünü savunan ve üzerindeki
tişörtle gazeteciliği yüzünden casus ve terörist olmakla suçlanan
birinin trajedisini yansıtan ben ve benim gibiler gazetecilik
niteliğimizi kaybediyorduk da, malum uçağın müdavimliğinin bedelini
ısmarlama haber ve yorumla ödeyenler, ‘gazeteci!’ soğukkanlılığı ve
tarafsızlığını koruyorlardı öyle mi?
- Hadi canım sen de!..”
“KIRMIZI BASIN KARTLARI’ İCAT EDERLERSE
ŞAŞIRMAYIN!”
Ali Sirmen “Görevi, bir olayı soğukkanlı ve tarafsız, önyargısız,
suçlamadan, yaftalamadan, yargılamadan yansıtmak olan gazeteci, bu
yükümlülükleri yüzünden, adalete ve zulme karşı eşit uzaklıkta
duran, ‘aman tarafsızlığıma toz konmasın!’ diye demokrasi ile dikta
karşısında bitaraf olan garip bir yaratık olmak zorunda mıdır?”
sorusunu yönelterek şöyle devam etti:
“Bu sorulara ‘evet’ yanıtını verip de zulme ve adalete karşı eşit
uzaklıkta olmayıp, adaleti arayan ve adaletten yana tavır koyanı
aktivist olarak niteleyenler bilmelidirler ki, hak ve özgürlüğünü
elde etmek için illa ki aktivistliğin şart haline getirildiği
toplumlarda, bu durumun sorumluları, adalet ve özgürlük istemlerini
yansıtan tişört giyerek, pankart taşıyarak yürüyen gazeteciler
değil, onlara bu yol dışında başka hiçbir imkân
bırakmayanlardır.
Ama bu konumda olanlar, ortadaki çarpıklığı gidermek yerine, ‘sarı
gazeteci’ olmayanları aktivistlikle damgalayıp, sarı basın
kartlarını iptal ederek, onları aktivist gazeteci yaftasıyla
yaftalayacak ‘kırmızı basın kartları’ icat ederlerse
şaşırmayın!
Burası Türkiye abicim...
Burada olmaz olmaz, pireler filleri yutar da kimsenin kılı
kıpırdamaz.
Eee, ne de olsa aktivist değil, tarafsız gazetecileriz.”