Cumhuriyet yazarı suç duyurusunu köşesinden yaptı: Lütfen o gazetecileri de tutuklar mısınız?
Cumhuriyet yazarı Ayşe Yıldırım, DİHA muhabirinin tutuklanmasına tepki gösterdi, o gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Ayşe Yıldırım, bugünkü yazısında sokağa
çıkma yasağının sürdüğü Nusaybin'de DİHA muhabiri Mektem Oktay'ın
'rahat haber yapabildiği' gerekçesiyle tutuklanmasına tepki
gösterdi.
10 gün önce meslektaşı Uğur Akgül ile birlikte kaldığı eve polis
baskını düzenlenen ve ardından gözaltına alınan Mektem Oktay 'rahat
haber yapabildiği' gerekçesiyle tutuklanırken, gazeteci Akgül
yurtdışına çıkış yasağıyla serbest bırakılmıştı.
Olayı bugünkü yazısına taşıyan ve tutuklama gerekçesine sert tepki
gösteren Yıldırım "O halde ben de buradan suç duyurusunda
bulunuyorum. “Habercilerin yararlanamadığı şekilde haber alma
imkânı sağlayan” onlarca gazeteci daha var. Cumhurbaşkanı ve
Başbakan’ın yurtdışı gezilerinde uçaklarına biniyor, yetmiyor
birlikte fotoğraf çektirip çarşaf çarşaf yazılar yazıyorlar. Lütfen
onları da tutuklar mısınız?" dedi.
İşte, Yıldırım'ın o yazısı:
Sokağa çıkma yasağının sürdüğü Nusaybin’den haberler geçiyordu
Meltem Oktay. Dokuz gün önce meslektaşı Uğur Akgül ile birlikte
kaldığı yere polis baskın yaptı. DİHA muhabirleri oldukları için
baskılara, gözaltılara alışıklardı, başlarına ne gelebileceğini
biliyorlardı. Gözaltına alınırlarken de, Emniyet’te de fiziki
saldırıya maruz kalıp tehdit edilmişlerdi. Suçları büyüktü,
bölgeden haber geçiyorlardı... Oysa ne güzel susturulmuş bir medya
yaratmıştı iktidar. Bölgede öldürülen sivil yoktu, nereden
çıkarıyorlardı sivillere dönük saldırı olduğunu, çoluk çocuk
insanların katledildiğini...
İki gazeteci savcılığa ve mahkemeye çıkarılana dek sosyal medya
hesapları, tuttukları günlükler, haber notları incelenmişti bile.
Ama bunlar yeterli olmamıştı ki “istihbarat raporları” ve “gizli
tanıklar” devreye sokuldu. “Örgüt üyeliği”yle suçlanıyordu
gazeteciler.
Sorular açıktı: “Ne zaman gazeteciliğe başladın?” “Neye göre haber
yapıyorsun?” “Hiç sınır dışına çıktın mı?” “Türkiye dışında
ideolojik ve basın eğitimi aldın mı?” “Neden Nusaybin’de
bulunuyorsun?” “Sosyal medyayı hangi amaçla kullanıyorsun?”
“Gazeteciyiz, yaşananları haber yapıp halka duyuruyoruz” dediler
haliyle. Yanıtları beğenilmedi, mahkeme Meltem Oktay hakkında
tutuklama kararı verdi. Çünkü, “Örgüt üyeleriyle (YPS olarak
bilinen sivil savunma birlikleri kastediliyor) rahat bir şekilde,
habercilerin yararlanamadığı şekilde haber alma imkânını
sağlamış”tı! Oktay, Mardin M Tipi Cezaevi’nde iddianamenin
yazılmasını bekliyor...
Uğur Akgül hakkında ise yurtdışı yasağı ile denetimli serbestlik
kararı verildi.
O halde ben de buradan suç duyurusunda bulunuyorum. “Habercilerin
yararlanamadığı şekilde haber alma imkânı sağlayan” onlarca
gazeteci daha var. Her gün hepimizin gözü önünde suç işliyorlar.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın yurtdışı gezilerinde uçaklarına
biniyor, yetmiyor birlikte fotoğraf çektirip çarşaf çarşaf yazılar
yazıyorlar.
O “imkânlar” birçok gazeteciye sağlanmıyor oysa...
Başbakan ve bakanlarla özel sohbetler yapıp kulis olarak
köşelerinde yazıyorlar...
Bu “imkânlar”dan da birçok gazeteci yararlanamıyor...
Lütfen onları da tutuklar mısınız? “Neye göre gazetecilik
yaptıklarını”, “O uçağa neden bindiklerini” sorar mısınız?
Diyarbakır Sur’da sokağa çıkma yasağı sürerken zırhlı araçlarla
ilçeye giren gazetecinin de “Orada neden bulunduğunu” yanıtlaması
gerekiyor. Ya da milletvekillerinin, sivil toplum temsilcilerinin,
gazetecilerin girmesine izin verilmeyen Yüksekova’ya JÖH ve PÖH
timleri eşliğinde girip operasyon süsü vermek için bir evi
patlattıran gazetecinin “Neye göre haber yaptığını, oraya neden
gittiğini”, “O imkânları nasıl sağladığını” açıklaması gerekmiyor
mu?
Meltem Oktay’ın ardından 15 Nisan’da gözaltına alınan bir DİHA
muhabiri daha tutuklandı. Sakarya Üniversitesi öğrencisi de olan
Muhammed Doğru ile birlikte DİHA’nın tutuklanan muhabir sayısı 8’e
yükseldi. Dün de İdil’de iki DİHA muhabiri gözaltına alındı.
Tutuklanan gazetecilerin sayısı artarken basın özgürlüğünde geriye
gidiş de hızlanıyor. Dün açıklanan Sınır Tanımayan Gazeteciler’in
2016 raporuna göre Türkiye basın özgürlüğünde geçen yıla göre iki
sıra daha gerileyerek 180 ülke arasında 151. sıraya yerleşti.
Örgütün ABD Direktörü Dephine Halgand, suiistimale, saldırıya
uğrayan ya da tutuklanan gazetecilerin sayısının sıralamayı
doğrudan etkilediğini söylüyor ve devam ediyor:
“Bu yıllardır böyle. Daha da kötüleşemeyeceğine inanırken her zaman
hayret ettiğimiz sürprizlerle karşılaşıyoruz.”
“Ünlü bir Türk büyüğü”nün dediği gibi insan gerçekten hayret
ediyor... Üstelik bu hayret sınırları bile aşıyor...