Cumhuriyet o medya patronuna sordu; Seyyid kimliğin sızlamadı mı?
Cumhuriyet yazarı Mustafa Halif, bugünkü yazısında Ethem Sancak'ın başında bulunduğu medyanın çelişkilerle dolu CHP'yi hedef alan haberlerine tepki gösterdi.
Cumhuriyet yazarı Mustafa Halif, bugünkü yazısında Ethem Sancak'ın
başında bulunduğu medyanın çelişkilerle dolu CHP'yi hedef alan
haberlerine tepki gösterdi. Halif, Sancak'ın koşullara göre siyasi
kimliğinin değişmesine de dikkat çekti.
İşte Mustafa Halif'in o yazısı:
O birrrr Seyid (peygamber soyundan)... O birrr Türkiye İşçi Köylü
Partili... O birrr işadamı.... O birrrr medya patronu... O birrr
Erdoğan yakını... O birrr iktidar balkonundan lideriyle kitleleri
selamlayan... O birrrr...
Beyaz Show’a çıksa belki de “o birrr”ler yüzünden program biter.
Öyle o bir ki...
Ethem Sancak... Siirtli. Emine Erdoğan’ın memleketlisi yani.
Seyid olarak dualarla yolcu edildiği İstanbul’da üniversite okurken
Türkiye İşçi Köylü Partisi’ne katılınca ailesinin küstüğü isim. O
dönem partinin yayın organı olan gazetede de çalıştı.
“Maoculuk günlerinden İslami çizgideki partilere destek noktasına
gelişini”, “sosyalizmin çöküşü ile İslamiyeti incelemeye başladım.
İslam tarihini okudukça kendi gerçeğimi buldum” diye anlatacaktı.
(Fatih Vural söyleşisi)
İlaç dağıtım şirketinin yanına medyayı ekleyişinin nedenini ise
şöyle tarif etmişti: Tayyip Erdoğan hareketini savunmak için
medyaya girdik.
Açık sözlü işadamının iktidarla aynı kareye girdiği fotoğraflardan
en unutulmazı, 30 Mart seçimlerinin ardından AKP Genel Merkezi’nin
balkonundan verdiği oldu. Seçim galibiyetini kutlayan Erdoğan ve
ailesiyle birlikte partililere el salladı.
Sancak, “medya kuvvetlerini” tahkim etmek istediğinde Star
gazetesinin yanına Akşam ve Güneş gazeteleri ile 360 Televizyonu’nu
da ekleyecekti. Ancak artık onun gibiler için yeni bir misyon
vardı: Erdoğan hareketini savunmaktan Erdoğan hareketi için
saldırmaya evrilen bir misyondu bu.
Saldırının son örneği “fuatavni”nin “DM’den (Direk Mesaj)
CHP’lilerle yaptığı konuşmalar” adı altında yapılıyor. fuatavni’nin
Emre Uslu olduğu iddiasıyla birlikte. Önceki gün CHP’li Umut Oran
ve Akif Hamzaçebi’nin “gizli mesajları” diye bazı metinler
yayımladılar. İki vekil herkesin anlayacağı basitlikte yanıt
verdiler: Gerçekte var olmayan bu Twitter yazışmalarını kim
üretmiştir? Birbirini takip etmeyen insanlar Twitter’da direkt
mesaj gönderemezler. Bu en basiti. Teknik çelişkilere girmiyor, bu
tezgâhı tamamen reddediyoruz.
Ama Sancak, medya kuvvetleri durmadı ve esas bombayı dün patlattı.
Star, Akşam ve Güneş “üretilip servis edildiği şüphesi kuvvetli”
ortak manşetlerle çıktılar: Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve 45 CHP’linin
18+ kasedi var.
Şimdi burada bir es verelim. Gazetenin manşetine göre “kasetler”
Gülen’in kasasında. Aynı gazete Sayfa 14’teki manşete göre,
“kasetler Gülen’in kontrolünde”, DM yazışmaları diye sunulan
metinlerde ise (fuatavni ile bir polis yazışması diye servis
ediliyor) “Hoca’nın bilgisayarcıları sakladı internet üzerinde”.
Kendi içinde bile çelişen metinlerle bu ülkenin ana muhalefet
lideri ve 45 vekilini itham eden, bel altı vuran gazetecilik.
Yayımlamadan önce muhataplarına haberle ilgili tek soru
sormayan.
Şimdi Sancak medya kuvvetlerinin komutanı Ethem Sancak’a sormak
lazım: Gerçekliği tartışmalı bu manşetler atılırken, şu anda hangi
sıfatı kullanıyorsanız artık; Seyid kimliğiniz, Maocu kimliğiniz
belki de en önemlisi insan kimliğiniz sızlamadı mı?