Cumhuriyet muhabirine soruşturma! 35 yıl hapisle yargılanabilir!
Emniyet Genel Müdürlüğü, Cumhuriyet gazetesinin "Kamuda ispiyonculuk kurumsallaştırılıyor" haberi hakkında suç duyurusunda bulundu...
Cumhuriyet'in haberine göre, Cumhuriyet muhabiri Sinan
Tartanoğlu hakkında “İspiyonculuk kurumsallaşıyor” başlıklı haberi
nedeniyle “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek,
açıklamak ve devlet kurumlarını aşağılamak” iddiasıyla soruşturma
açıldı.
Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara
Temsilcisi Erdem Gül’ün de yargılandıkları MİT TIR’ları davasında
ceza almalarına neden olan Türk Ceza Kanunu maddesi, 17 yıldan 35
yıla kadar hapis cezası öngörüyor. İçişleri Bakanlığı’nın; çok
sayıda bakanlık ile kamu kurumuna gönderdiği “gizli” ibareli yazıda
“tanık koruma hizmetlerinin” yürütülmesine sorumlu olacak irtibat
görevlilerinin isimlerinin belirlenmesine yönelik talimatını 4 Mart
2016 tarihinde “Kamuda ispiyonculuk kurumsallaşıyor” başlığıyla
haberleştiren Cumhuriyet gazetesi muhabiri Sinan Tartanoğlu
hakkında soruşturma açıldı.
İspiyonculuk değil, haberi aşağılayıcıymış!
Haberin teşkilatı küçük düşürmeye yönelik olduğu öne sürülen
dilekçede, haberde kamu yararından söz edilemeyeceği, aksine toplum
karşısında devletin emniyet organlarının aşağılandığı, toplum
üzerinde kaygı yaratacak, infial uyandıracak ve açıklanması devlet
tarafından sakınca yaratacak bilgilere yer verildiği iddia
edildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gazetenin merkezi İstanbul olduğu
için dilekçe ile ilgili yetkisizlik kararı vererek, dosyayı bu
kente gönderdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da dilekçede
belirtilen suçlardan soruşturma başlatarak, Tartanoğlu’nun şüpheli
olarak ifadesinin alınması amacıyla Ankara’ya talimat yazdı. Ankara
Savcılığı da Tartanoğlu’nu “acele” koduyla ifadeye çağırdı.
Sinan Tartanoğlu'nun "İspiyonculuk kurumsallaşıyor"
başlıklı haberi şöyle:
Devletin, terörle mücadele kapsamında, birçok kamu kurum ve
kuruluşunda yeni bir yapılanma kurduğu ortaya çıktı. Buna göre, tüm
kurum ve kuruluşlarda, terörle mücadele amacıyla yürütülecek
işlemlerin tanık koruma yasası kapsamına alınacağı belirtildi.
İçişleri Bakanlığı’nın; Adalet, Milli Eğitim, YÖK, ÖSYM, SGK gibi
kurumlara gönderdiği “gizli” ibareli yazıda “terörle mücadele için
vazgeçilmez bir araç olarak tanık koruma hizmetlerinin”
yürütülmesinde sorumlu olacak “kurum irtibat görevlilerinin” ismen
belirlenmesi talimatı verildi. Kurumlar, biri asil iki üst düzey
yöneticisinin bilgilerini “gizlilik akdi” imzalattırarak Emniyet
Genel Müdürlüğü’ne bildirdi. İçişleri Bakanlığı’nın 20 Kasım
2015’te, bakanlık Müsteşar Yardımcısı Mehmet Tekinarslan imzasıyla
“Tanık Koruma” başlıklı ve “gizli” ibareli bir yazı gönderdiği
ortaya çıktı.
‘Kamu görevi’ vurgusu
“Tanıklığın tanık açısından karşılıksız olarak yerine getirilmesi
gereken bir kamu görevi” olduğunun belirtildiği yazıda “Devlet
tanık olarak dinlendikten sonra sırf bu tanıklığı nedeniyle beden
bütünlüğü ve mal varlığı tehlikeye düşebilecek kişiyi suçlularla
başbaşa bırakmamalı” ifadeleri kullanıldı.
Yazıda, yasa ile tanıkların nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport
ve evlilik cüzdanı gibi resmi belgelerinin değiştirileceği ifade
edildi. Yazıda, “Bu tedbirlerin uygulanması ile kişinin geçmiş
bağının gizlenmesi ve kişiye tehditten uzak yeni bir hayat
kazandırılması amaçlanmaktadır” denilmesi dikkat çekti.
4 yıla kadar hapis
Yazıda, tanık koruma kapsamında yapılacak iş ve işlemlerle ilgili
irtibat görevlilerinin belirlenmesi istendi. Tanık koruma
kapsamında irtibat ile görevlendirilen kişiler, “Mevzuatın gereği
olarak tanık, tanık koruma tedbirleri veya birimimiz içerisinde
yapılan iş ve işlemle alakalı yetkisi olmayanlara yazılı veya sözlü
bilgilendirmede bulunmayacağımı imzam ile tebellüğ ederim”
ifadesinin altına imza attı. Akitte, “Görevi nedeniyle kendisine
verilen veya bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri,
kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayımlayan
veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini
kolaylaştıran kamu görevlisine bir yıldan 4 yıla kadar hapis cezası
verilir” ifadeleri kullanıldı.