Cumhuriyet Gazetesinde yine bir darbe mi yapılıyor?
Sözcü yazarı Soner Yalçın geçtiğimiz günlerde 37 yıldız yazarlığını yaptığı gazeteden kovulan Işık Kansu'yu yazdı.
Sözcü yazarı Soner Yalçın bugün köşesinde Charlie Hebdo ekinin
Cumhuriyet'te yayımlanmasına karşı çıktığı için kovulan yazar Işık
Kansu'ya yer verdi.
Işık Kansu 37 yıldır Cumhuriyet gazetesinde yazıyordu.
Soner Yalçın yazısında "Dönek liboşların 1991’deki
darbesini atlatmış Cumhuriyet, yine benzer saldırı
altında mı?" diye soruyor.
İşte Soner Yalçın'ın bugünkü yazısı...
Işık Kansu…
Cumhuriyet gazetesiyle özdeşleşmiş yazar…
Kendimi “Ankara gazetecisi” sayarım; mesleği
başkentte çok önemli öğretmenlerimden öğrendim.
Bizim meslekte öğretmenlik; masabaşında olmaz,
yazı-haber namusuna saygı gösterilerek yani, örnek
kişilik sergilenerek yapılır.
Işık Kansu bu gazetecilerden biridir…
Öğretmenimdir.
Haberci abidesi Işık Kansu “disipline uymadığı”
gerekçesiyle Cumhuriyet’ten kovuldu!
Deniyor ki… Charlie Hebdo karikatürlerinin
Cumhuriyet’te yayınlanmasına karşı çıkan sert bir
makale kaleme aldı! (Aynı gerekçeyle, gazetenin genel
yayın yönetmeni Utku Çakırözer de kovuldu.)
Ben, Sözcü gazetesi yazarıyım. Ama biliyorum ki
Cumhuriyet, Sözcü yazarlarının hepsinin gözbebeğidir.
Kılına zarar gelsin istemeyiz.
Ancak şunu sormam gerekiyor: Nedir bu özgür düşüncenin
düşmanı “disiplin” dayatması?
Dinci Faşizm’le, bu tür “disiplin” gerekçeleriyle
mücadele edilebilir mi?
Kaçak Saray’daki dinci zorbayı tahttan indirmek için,
önce içimizde yuvalanmış tahtları yok etmemiz
gerekiyor!
Biliyoruz ki… Aklın üstünlüğünü, aydınlanmayı savunan
91 yaşındaki Cumhuriyet, çok değerli düşün
insanlarının bulunduğu yayın organıdır.
İşte Ataol Behramoğlu…
Yaşamı faşizme/zorbalığa karşı mücadeleyle geçmiş;
hapisler yatmış, sürgünlere gönderilmiş, aç bırakılmış
ve inadına “Bir Gün Mutlaka” diyen bir devrimci.
Uluslararası Puşkin Madalyası sahibi bu büyük şairin,
sanatının 50’nci yılını kutladık cumartesi günü.
Sevenleri Fulya Sanat Merkezi’ne sığmadı; merdivenler
bile doluydu.
Barış Davası’nda birlikte yargılandığı-hapis yattığı
Tarık Akan, Rutkay Aziz gibi dostları da vardı salonda.
Düşünüyorum da…
Ataol Behramoğlu’nun gazetesi Cumhuriyet, “disiplin”
gerekçesiyle Işık Kansu’yu nasıl kovar?
Sahi, ne oluyor?
12 Eylül darbesi ve neoliberalizmin gölgesine girmiş,
makam/koltuk sevdalısı dönek liboşların 1991’deki
darbesini atlatmış Cumhuriyet, yine benzer saldırı
altında mı?
Bunu bilmek hakkımız.
Sadece bir gazeteci ya da yazar olarak değil. 36 yıllık
bir Cumhuriyet okuru olarak buna hakkım olduğunu
düşünüyorum.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN
TIKLAYINIZ