Cumhuriyet Gazetesi davasının gerekçeli kararı açıklandı
Cumhuriyet davasında yazar ve yöneticilere örgüte yardım suçundan verilen hapis cezalarının gerekçesi 47 gün sonra açıklandı.
Cumhuriyet gazetesinin yazar ve yöneticilerine açılan davada,
aralarında gazeteciler Ahmet Şık, Kadri Gürsel ve Murat Sabuncu'nun
da bulunduğu 14 sanığa hapis cezası, üç sanığa da beraat kararı
veren mahkeme heyeti, gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli
kararda, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan işadamı Osman
Kavala da yer aldı.
Gerekçeli kararda, davanın ana omurgasını oluşturan hususun, “Terör
örgütlerinin iradelerinin gazeteye nüfuz etmesi” olarak açıklandı.
Bu terör örgütlerinin de FETÖ, PKK ve DHKP-C olduğu vurgulandı.
DAVANIN TEMEL ÇIKIŞ NOKTALARI…
Davanın temel çıkış noktaları ise şu üç başlıkta gösterildi;
“Cumhuriyet okurlarının tepkisel yaklaşımları, gazetenin 15 Temmuz
darbe girişimine zemin hazırlayan ana çerçevede yer alması ve
‘Jeansbiri’ ismiyle twitter kullanıcısı olan ve bu davada hakkında
‘FETÖ yöneticiliği’ suçundan dava açılan Ahmet Kemal Aydoğdu isimli
sanığın paylaşımlarının haberleştirilmesi”
“VAKIF SENEDİNDE BELİRTİLEN İLKELERİN DIŞINA
ÇIKILDI”
Kararda, gazetenin vakıf senedindeki yayın ilkelerinin dışına
çıktığı belirtilerek şöyle denildi; “Elbette bir gazetenin kendi
vakıf senedindeki ilkelere uyup uymadığı hususu bir ceza
yargılaması konusu olmayıp cezai yaptırımdan uzaktır ve öyle de
olmalıdır. Ta ki bu gazetenin terör örgütlerine yardımdan
suçlanması aşamasında vakıf senedinin başlangıç ilkelerinden ve
vakfın amacından ayrılmanın bir kriter olarak yer almasına
kadar”
GEREKÇELİ KARARDA OSMAN KAVALA DETAYI…
Gerekçeli kararda, davaya ilişkin değerlendirmeye alınan dellillere
de yer verildi. Deliller arasında FETÖ soruşturması kapsamında
tutuklanan ancak, henüz davası açılmayan işadamı Osman Kavala’nın
Can Dündar ile olan iletişimine ilişkin bu dosyaya gönderilen
dijital raporu da yer aldı.
Kavala hakkında şu ifadelere yer verildi; “Kavala hakkındaki
soruşturmanın temelinde, FETÖ dahil diğer terör örgütlerinin de
maddi olarak, fiziki olarak, etki ajanlığı ve sosyal medya
paylaşımlarıyla desteklediği Gezi olaylarıyla irtibatlandırma ve
darbe girişiminin planlayıcısı olduğu bildirilen yabancı uyruklu
bir şahısla yoğun telefon trafiğinin şüphe yaratması söz konusudur.
Onun dışında ki ayrıntıları iddianamemizin kabul tarihi sonrasına
karşılık geldiği için delil olarak yer almayacaktır.” ifadesi yer
buldu.
DİĞER DELİLLERİ…
Mahkemece sanıklar yönünden, değerlendirmeye alınan delillerin
tamamı ise şöyle sıralandı: “Cumhuriyet Vakfı yönetim kurulunun
oluşumuna yönelik tartışma, MİT tırları haberleri ve bu haberlerin
ne anlama geldiği, Cumhuriyet Savcısı Selim Kiraz’ın şehit edilmesi
olayı çerçevesinde gazetenin izlediği yöntem ve yol, 15 Temmuz
darbe girişimi aşamasında yer alan haberler, PKK yöneticileriyle
yapılan mülakatlar ve haberlerin verilme şekilleri, Özcan Şişman
beyanlarına ait haber, İlhan Tanır’ın Cumhuriyet gazetesine gelişi,
Fetullah Gülen’i öne çıkaran yaklaşım ve yazılar, gazetenin İlhan
Selçuk döneminde ve öncesinde göstermiş olduğu toplumsal
reflekslerin yerini terör örgütlerinin yayın organlarıyla paralel
yayınlara bırakması, gazetede yer edinen Fuat Avni haberleri,
‘Jeansbiri’ isimli hesap kullanıcısına ait paylaşımların gazetede
yer bulması, Cumhuriyet Gazetesi Okurları Platformu (CUMOK) kavramı
ve süreçte tepkisi, bazı sanıkların ByLock kullanıcılarıyla olan
telefon trafiği, mahkemeye İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından gönderilen 31 Ekim 2017 tarihli belge (Osman Kavala
dijital raporu) ve 15 Temmuz darbe girişimi aşamasında, ‘Yurtta
Sulh Konseyi’ tarafından TRT’de okutturulan bildiri kapsamındaki
bazı olaylar ve ibarelerin delillerle örtüşen ve tesadüfü aşan
değerlendirmesi.”
“GAZETENİN YAPISINDA DRAMATİK DEĞİŞİKLİK…”
Gazetenin mali yapısını bozacak şekilde terör örgütlerine yardım
ettiği yönünde aleyhe bir delilin elde edilemediği belirtilen
kararda şu ifadelere yer verildi; “Ancak, bu konuda delil elde
edilemese de, gazetenin bu örgütlere ve amaçlarına hizmet eden
yardım eylemi çerçevesinde önce, alt yapıyı oluşturmak için
gazetedeki yönetim kadrosunun oluşturulması, gazete ile özdeş
sayılamayacak genel yayın yönetmeni ya da muhabirlerin gazeteye
transferi, bu dramatik değişikliğin tepkisel ortaya konuluşlarına
karşı sessiz kalınması ve nitekim gazetenin senette yer alan yayın
ilkeleri ile taban tabana zıt hareket eden örgüt ve yayın
organlarıyla aynı manşette buluşması noktasına gelinmesi birlikte
değerlendirildiğinde, açıklanan tüm delillerden ve her bir sanığın
bireysel durumunun irdelenmesi aşamasında yer aldığı üzere, ‘terör
örgüt üyesi olmaksızın yardım’ unsurlarının oluştuğunun kabulü ile
sanık Ahmet Kadri Gürsel’in mahkumiyeti dışında takdiren oy birliği
hüküm kurulmuştur”
KİMLERE NE CEZA VERİLMİŞTİ
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan’da Silivri Cezaevi’ndeki
duruşma salonunda verdiği kararında, “Terör örgütüne üye olmamakla
birlikte yardım etme” suçundan, Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu
Başkanı Akın Atalay’a 8 yıl 1 ay 15 gün, Cumhuriyet gazetesi
İmtiyaz Sahibi ve Vakıf Başkanı Orhan Erinç’e 6 yıl 3 ay,
Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Murat Sabuncu ve
muhabir Ahmet Şık’a 7 yıl 6’şar ay, Avukat Bülent Utku’ya 4 yıl 6
ay, Yayın danışmanı Kadri Gürsel’e 2 yıl 6 ay, yazar Aydın Engin’e
7 yıl 6 ay, yazar Hikmet Çetinkaya’ya 6 yıl 3 ay, Güray Tekin Öz,
Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik’e
3 yıl 9’ar ay, Yusuf Emre İper’e de 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası
verilmesine hükmetmişti.
Mahkeme sanıklar Bülent Yener, Günseli Özaltay ve Turhan Günay'ın
ise tüm suçlamalardan beraatlerine karar vermişti. Mahkeme, firari
sanıklar gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ile İlhan
Tanır'ın dosyasının ayrılmasına karar vermişti.