Cumhuriyet davasında Murat Sabuncu savunma yaptı: Çok utandım çünkü...
Cumhuriyet davasının 2. günü İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Bugünkü duruşmada savunma yapan ilk isim gazetenin yayın yönetmeni Murat Sabuncu oldu.
Gazeteciler Can Dündar, Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart'ın
sanıkları arasında bulunduğu Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve
yazarlarına yönelik 19 sanıklı davanın ikinci duruşması
görülüyor.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, gazeteci
Ahmet Şık'ın aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanık getirilirken;
çok sayıda avukat da duruşmada hazır bulundu. CHP'li milletvekili
Mahmut Tanal, Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar ile birlikte sanık
yakınları ve çok sayıda yabancı basından temsilcileri de duruşmayı
izledi.
Duruşmaya gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu'nun
savunması ile devam ediliyor. Sabuncu savunmasına, “Bu dava bütün
gazetecilere bir gözdağı davasıdır. Türkiye'de bağımsız
gazeteciliğin bedeli tutuklanmaktır” diyerek başladı. İlk duruşmada
Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, gazetenin Yayın
Danışmanı Kadri Gürsel ve karikatürist Musa Kart savunmalarını
yapmıştı.
Sabuncu dünkü oturumda savunma yapamamıştı.Bugün savunmasını yapan
Sabuncu şu ifadeleri kullandı:
Davanın başladığı gün gazetecilerin bayramıdır. Bizler bayram günü
yargılanmaya başlanan gazetecileriz. Dün basın bayramıydı biz
gazeteciliği, haberleri savunmak durumunda kaldık. Biz bugünü
otosansürün yıkılması olarak kutlayacağız.
Bu davanın savcısı, bizi tutuklatan kişi FETÖ’den ağırlaştırılmış
müebbetle yargılanıyor ama tutuksuz. FETÖ şüphelisi savcı Murat
İnam bize FETÖ iftirası atıyor. Müebbetle yargılanırken tutuksuz,
biz dokuz aydır tutukluyuz.
4 yılda bin 400 manşet atılır. Bilirkişi içinden cımbızla çekip
rapor yapıyor. İddianameyi hazırlayan savcılar adetaları çok
seviyor. Adetalarla dolu adeta bir iddianame sayın başkan. Siz
gazetenin %10’u dışında tüm gazeteyi, ailelerimizi dokuz aydır
mağdur ediyorsunuz. Arkadaşımızın 5 yaşındaki çocuğunun mal varlığı
bile sorgulanmış.
Türkiye’de bağımsız gazeteciliğin bedeli tutuklanmak, cezaevine
konmak ve savunma için 9 ay beklemek. Biz bunların hepsini yaşadık.
Benim hiç MASAK raporum yok. Ama savcı ‘zengin göstersin diye’
iddianameye MASAK raporu da var diye eklemiş.
Utandım çok. 3 tanık Cumhuriyet Gazetesi’nden.
28 yıllık gazeteciyim. En son Cumhuriyet’te çalıştım. TGC ve IPI
üyesiyim. Üyesi olduğum örgütler gazeteci örgütleridir.
Ben gazetede 2014 yılında çalışmaya başladım. Ama siz 2013 yılında
vakıfta olanları bana soruyorsunuz. O tarihte vakıf çalışanlarını
tanımıyordum. Çay içmişliğim yoktur.Tanımadığım insanlarla
çalışmadığım gazetenin vakfını ele geçirmişim.
Bir gazeteci herkesle temas eder ama mesafesini korur. ‘Bylock’
kullanan 18.000 kişi varken 13 kişiyle görüşmüşüm. Bir gazeteci
olarak binde birine bile temas etmemişim. Az olmuş. Cumhuriyet
Vakfı Türkiye’nin en saygın isimlerinden oluşan ve tek amacı
Cumhuriyet’i yaşatmak olan bir vakıftır.
Mehmet Ekinci ile konuştum. Odatv yargıcı idi. Ömürlerinden iki yıl
çaldığınız, dokunanın yandığı arkadaşlarımızın görüşmecisi
idim.
Biz ağır tecritteyiz. “Görmek istersen denizi yukarıya çevir yüzü”
derdi Sabahattin Ali. Biz tecritte yukarıyı da göremiyoruz. Bizim
gökyüzümüz deniz gibi değil Sn. Başkan.
Herkes Ahmet Şık’ın kitabı İmamın Ordusu’nun peşindeydi. Korkusuz
100 kişi tarafından basıldı. O 100 yayıncıdan biri de benim.
Eskiden gazeteciler haberin ve tarihin tanığıydı artık
meslektaşlarının yargılandığı davada tanıklıklar. Bu da tarihe
geçecek.
İktidar temsilcilerinin, o gruba en ağır hakaretler eden
gazetecilerin o zaman konuştuklarını buraya getirmeyi kendime
yakıştıramam. 17-25 Aralıkta paralar, ayakkabı kutuları ortaya
yayıldı. Abdullah Gül ABD’ye aracı gönderdi. Bunları yazmayana
gazeteci denir mi? ‘Cumhuriyet 17 Aralık yayın yasağına uymayacak’
tweetinden darbeye destekle suçlanıyorum. Böyle bir suçu nasıl
görmezdik?
Zaman zaman ailem ya da milletvekili arkadaşlar ‘Süreçte sana en
ağır gelen neydi’ diye sordular. Evimin basılması mı? Terörle
mücadelede bodrum katında bekletilmem mi? Çocuğu olan 47 yaşında
bir adam olarak Silivri Cezaevi’nde pantolonumu çıkarmaya zorlanmam
mı? Bir gazeteci olarak manşetlerin üstünden geçmem bana ağır
geliyor. Burada yargılananlar 28 ile 60 yıl arasında gazetecilik
yapmış kimseler. Cumhuriyet gibi laikliğin, demokrasinin
savunulduğu gazetedeki insanlara FETÖ suçlaması yöneltilmesi bana
zor geliyor.
Murat Sabuncu, mahkeme heyetine darbe girişimi sonrası (16
Temmuz) Cumhuriyet’i göstererek şunları söyledi:
İddianameye girmeyen başyazıyı da göstereceğim. Darbe gecesi tüm
çalışanlar biraradaydı. O gece 12.00’de uçaklar uçarken bizim
başlığımız hazırdı. “Darbeye Karşıyız Çözüm Demokrasi”. Darbeciler
gazeteleri basarken bekledik. Gelirlerse iki laf etmek için. Darbe
sabahı basılan manşetimizi savcı dosyaya eklemedi.
6 milyon oy alan bir partinin olmadığı mitinge ‘Eksik Demokrasi’
demek suç mu? Yenikapı’ya HDP çağrılmadı diye ‘Eksik Demokrasi’
dememizi nasıl eleştirebilirsiniz?
Cihangir İslam, İbrahim Kaboğlu cadı avı mağduru değil mi?120 bin
kişinin ihraç edilmesi cadı avı değil mi?
O gece 4 partinin vekilleri Meclis’teydi. O meydanda HDP de
olmalıydı. Biz “Eksik Demokrasi” manşetimiz için suçlanıyoruz.
15 Temmuz’dan 3 gün önce bizim başlığımız “YAŞ”ta gündem” Star’ın
manşeti “Feto’nun İşi Yaş”. Ne farkı var bizimkinden?
Gazetenin GYY odasının bir penceresinin mezarlığa diğeri Adliye’ye
bakıyor. “Cumhuriyet’in hayatı bu arada geçti”
Mahkeme Başkanı Murat Sabuncu’ya soruyor:Terör
örgütleriyle araya mesafe koyma kriteriniz nedir? Ara dönemde kim
sorumluydu? “Devlet tarafından kaybedilmiş kişiler için analar 644
haftadır nöbet tutuyor” dediniz. Devlet kaybetti bilgisi sizde var
mı?
Murat Sabuncu: 1 Eylülden itibaren atılan her
başlık, yayın sorumlusu olan benim sorumluluğumdur. Ben
üstlenebilirim. Hiç sorun değil. Ben cevap verebilirim…İlhan
Selçuk, Uğur Mumcu, Musa Anter, Hrant Dink, Metin Göktepe’nin
yolundan dönmeyiz. Vakıf yönetim kurulunun belirlediği çerçeveye
göre bütün şiddet eylemleri terör olarak tanımlanır. FETÖ, PKK veya
başka örgüt olsun. Bu konuda devletin bilgisi olmalı. Recep Tayyip
Erdoğan da Cemil Kırbayır’ın annesi Berfu Anne’yi kabul etti, onda
da bilgi vardır.