Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda “uygunsuz ilişki” iddiası: "Kim bilir Yiğit Bulut'un arkasında kim var... Haşa..."
Başbakan Davutoğlu'nun eski danışmanı Etyen Mahçupyan, Cumhurbaşkanı danışmanları Cemil Ertem ile Yiğit Bulut arasında "uygunsuz ilişki" olduğunu yazdı.
Bir süre önce Ethem Sancak'ın sahibi olduğu Akşam gazetesinden
kovulan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eski başdanışmanı Etyen
Mahçupyan, Cumhurbaşkanı danışmanları Cemil Ertem ile Yiğit Bulut
arasında "uygunsuz ilişki" olduğunu yazdı. Ancak birçok yandaş
yazarın sert tepki gösterdiği yazı, bir süre sonra apar topar
kaldırıldı.
Bulut ve Ertem'i ti'ye alan Mahçupyan, Serbestiyet.com sitesinde
yayınlanan yazısında, "Böyle durumlarda bizim köşedeki eczacımıza
giderim. Halim selim bir adamdır. Ağzından kötü söz çıkmaz. Hafıza
kaybının zaten yüzümden okunduğunu söyledi. Hemen reçete yazdı"
ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:
"Başdanışman dünyasını iyi tanıyor. Lâf arasında Cemil Ertem adı
geçince “o ilişki ne oldu” dedi. “Hangi ilişki” dedim. “O ve öteki
arasındaki ilişki” dedi. Elim karıncalanmaya başlamıştı ama belli
etmedim. “Bilmem” dedim. “Unutmuşun” dedi, “Başdanışman dünyasında
herkes bilir… O ve öteki arasında uygunsuz ilişki var” dedi.
“Yalan” diye bağırdım! Hayretle baktı. “Ne olacak ki” dedi, “O
yalansa bu da yalan, o doğruysa bu da doğru…”
"KİM BİLİR YİĞİT BULUT'UN ARKASINDA KİM VAR...
HAŞA..."
Mahçupyan imasını daha da sertleştirerek "Koca bir Cemil Ertem…
Arkasında koca bir Yiğit Bulut var… Kim bilir onun arkasında kim
var” dedi. “Hâşâ” diye bağırmışım! “Yiğit Bulut öyle arkasına
birini alacak adam mı?” Şişko bir süre düşünceye daldı" ifadelerini
kullandı.
İşte Mahçupyan'ın "Bizde Asıl, Yalan Beyan Esastır" başlıklı o
yazısı:
"Yabancı yatırımcılara randevu vermeyen Cumhurbaşkanı
Başdanışmanları konusu giderek çok “derin” bir hal aldı.
Bazı okuyucular söz konusu yatırımcıları İstanbul Borsası’nda alım
satım yapan kişiler sanmış olabilir.
Yanılgıya meydan vermesin; bunlar esas olarak tahvil piyasasında
uzun vadeli pozisyon alan şirketler ve dolayısıyla ülkeyi “satın
alıyor” ya da “satıyor”lar. Dolayısıyla her ülkenin iktisadi
doğrultusunu ve onu yönetenlerin ekonomiden ne kadar anladıklarını
öğrenmek istiyorlar. Bunun da en iyi adresi tabii ki Cumhurbaşkanı
Başdanışmanları. Nasıl ki Cumhurbaşkanı devletin en tepesi ise,
Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarının da kendi alanlarında hiyerarşinin
“en” tepesi olması normal değil mi?
El hak öyle! Nitekim ekonomi alanına gelindiğinde bizdeki
Cumhurbaşkanı Başdanışmanları resmen parmakla gösteriliyor. O kadar
şeyler, anlayacağınız…
Şimdi bunlardan biri olan Cemil Ertem geçen gün bir devlet sırrını
daha ifşa etmiş. Attığı bir twitte benim ve Cevdet Akçay’ın yabancı
yatırımcıların komisyoncusu olduğumuzun ortaya çıktığını söylemiş.
Canım çok sıkıldı… Adam Cumhurbaşkanı Başdanışmanı… Söylediğinden
şüphe edecek halim yok. İyi de paralar nerede? Evin her tarafını
aradım, bankama ve apartman yetkilisine sordum. Ardından kurmaya
başladım… Herhalde birileri götürmüş olmalı bu parayı. Eşimi ve
annemi bildik yöntemlerle sorguladım. Bandajlarını çözdüğümde her
ikisi de hâlâ inkâr etmeye devam etti.
Ancak nasıl oldu bilmem; giderek bilginin doğruluğundan daha da
emin oldum. Cumhurbaşkanı Başdanışmanının yalan söyleme ihtimali
yüzde kaç olabilirdi ki? Demek ki hissi kabl el vuku ile görüştüğü
yatırımcılar onu bu konuda bilgilendirmiş. Demek, farkında olmadan
almışım. Belki farkında olmadan harcamışımdır da. Hafızamı mı
kaybediyorum acaba endişesi sardı içimi…
Bizim şişko Doktora gidip durumu anlattım (bu kişi hakkında daha
fazla bilgi sahibi olmak isteyen okuyucunun Tımarhane Günlerim adlı
kitabıma bakması gerekiyor). Bilen bilir, kulağı iyi kesiktir.
Cemil Ertem referansını duyunca ayağa kalkıp dinledi. “O, Yiğit
Bulut dükalığında devlet hizmetinde değil mi” diye sordu. Yani
devlet mekanizmasını hatmetmiş bilgili bir doktor... Bir an düşünüp
“İyi de” dedi, “yabancı yatırımcı herhangi birine niye komisyon
versin ki? Zaten adam yatırımcı, para yatırmaya gelmiş. Asıl bizim
onlara komisyon vermemiz lâzım. Parayı Türkiye’ye getirsinler
diye…”
Şaşkınlığımı atlatıp “iyi de” dedim, “ortada koca bir Cumhurbaşkanı
Başdanışmanı’nın lâfı var…” Hemen kendine geldi. “Doğru… Koca
bir Cemil Ertem… Arkasında koca bir Yiğit Bulut var… Kim bilir onun
arkasında kim var” dedi. “Hâşâ” diye bağırmışım! “Yiğit Bulut öyle
arkasına birini alacak adam mı?” Şişko bir süre düşünceye daldı,
“Doğru ama sonuç değişmiyor” dedi, “Demek ki sen komisyon
almışsın...”
Kendisini iyi tanıdığım için sessiz kaldım. Ne denli yaratıcı
olduğunu yılların getirdiği tanışıklıkla iyi bilirim. Şişko başını
kaldırıp yüzüme baktı, önündeki düğmeye basıp odacısını çağırdı. Bu
gibi işlerde büyük tecrübesi varmış. Şıpın işi durumu kavradı.
“Tabii ki adamlara Cemil Ertem ve Yiğit Bulut randevusu ayarlaman
için” dedi. Tabii ya! Adamlar ta nerelerden gelmişler. Dünyada para
yatıracak hiç yer kalmadığı için kapımızda kıvranıp duruyorlar. Bir
eksikleri var. Şu Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarını da bir görseler
gönülleri rahatlayacak; herkesin ele geçirmek için uğraştığı “ver
emri hayat bayram olsun” kuramını menşeinden öğrenecekler ve hemen
yatırımı yapacaklar.
İkna oldum… Demek ben bu parayı almışım arkadaş! Gerçi kaç para
aldım, nereye gitti, Ankara’da birilerine dağıttım mı, vermeye
kalktığım pay uygun bulundu mu, sonunda cebimden de vermek zorunda
kaldım mı, hiç hatırlamıyorum…
"O VE ÖTEKİ ARASINDA UYGUNSUZ İLİŞKİ VAR"
Böyle durumlarda bizim köşedeki eczacımıza giderim. Halim selim bir
adamdır. Ağzından kötü söz çıkmaz. Hafıza kaybının zaten yüzümden
okunduğunu söyledi. Hemen reçete yazdı. Başdanışman dünyasını iyi
tanıyor. Lâf arasında Cemil Ertem adı geçince “o ilişki ne oldu”
dedi. “Hangi ilişki” dedim. “O ve öteki arasındaki ilişki” dedi.
Elim karıncalanmaya başlamıştı ama belli etmedim. “Bilmem” dedim.
“Unutmuşun” dedi, “Başdanışman dünyasında herkes bilir… O ve öteki
arasında uygunsuz ilişki var” dedi. “Yalan” diye bağırdım! Hayretle
baktı. “Ne olacak ki” dedi, “O yalansa bu da yalan, o doğruysa bu
da doğru…”
Hâlâ düşünüyorum. Hikmetli bir lâf herhalde… Tam çıkaramadım
gerçi..."
TİKSİNEREK PAYLAŞIYORUM
Mahçupyan'ın yazısına tepki gösteren isimlerden biri olan yandaş
yazar Fatih Tezcan, Twitter'dan "Mahçupyan'ın yazdığı siteden bile
kaldırılan iftirası. Özür dileyerek ve tiksinerek paylaşıyorum."
dedi ve ilgili kısmı paylaştı.