12 Şub 2007 10:33 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

CUMHURBAŞKANLIĞI "DERİN İLİŞKİLER" VE "DERİN VİZYON" İSTER!..FATİH ÇEKİRGE, TURGUT ÖZAL'IN 3 SIRRINI AÇIKLADI!..

ABD Başkanı Bush'un övgüler yağdırdığı, SSCB lideri Gorbaçov'un Ukrayna için yardım istediği Turgut Özal, Azarbaycan'da KGB ajanlarının gözü önünde kime 50 bin dolar verdi?

Birbirine bağlı 3 büyük sır

SİZE rahmetli Turgut Özal´dan birbirine bağlanan üç önemli sır aktarıyorum.

Ve eğer yanılmıyorsam, içlerinden birisini de dünya ilk kez bu sayfadan öğrenecek.

Önemli bir sır bu.

Tarihin karanlık bölgelerinde karşımıza dikilen bazı küçük soru işaretlerini aydınlatmak açısından önemli.

Ve daha da önemlisi bugünlerde içine yuvarlandığımız "derin devlet"in öteki boyutunu anlamamız açısından dikkat çekici.

Bir başka boyutu da şu:

Cumhurbaşkanlığı makamı eğer iyi kullanılırsa, dünyanın bu en kritik bölgesinde, dünya çapında bir makam haline gelebilir.

Şimdi "sır"lara gelelim:

1- Baba Bush: Senin gibi tabandan gelen biri yok

Cumhurbaşkanı Özal, Çankaya Köşkü'nde dönemin ABD Başkanı Bush´a (baba Bush) yemek vermektedir.

Yemek başlarken Bush bir konuşma yapar ve şöyle der:

- Turgut, (Özal ve Bush yakın arkadaş olmuşlardı. Ve isimleriyle hitap ediyorlardı) buraya gelmeden senin hayat hikáyene bir baktım. Malatya´da bankacı bir baba ile öğretmen bir anneden doğmuşsun. Sonra devlet yatılı okutmuşsun.

Özal gülerek "Evet" der. Ve Bush devam eder:

- Sonra üniversiteyi kazanmışsın. İstanbul Teknik Üniversitesi. Mezun olunca kısa süre Elektrik İdaresi'nde çalışmışsın. Sonra 1951´de devlet seni ABD´ye göndermiş. Dönünce DPT´ye girmişsin. Sonra kısa bir süre özel sektör var. Sonra yine devlet görevi. Ve Başbakanlık Müsteşarı olmuşsun. Sonra özel sektör ve Dünya Bankası görevi geliyor. Başbakan Yardımcısı olmuşsun. Parti kurmuş, başbakan olmuşsun ve sonra cumhurbaşkanısın. Biliyor musun, dünyada senin gibi tabandan yükselen bir devlet başkanı yok. Örneğin ben aristokrat bir aileden geldim ve Beyaz Saray´da göreve başladım.

Bu sözler elbette boşuna söylenmiyor. "Derin bir dostluk" bağlamında söyleniyor. Şimdi Bush ve Özal arasındaki bu yakınlığın tetiklediği "sır"lara gelelim.

2- Yaptıklarınızı Kiev'e anlatın yolumuz açılsın

Turgut Özal, Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Gorbaçov tarafından Moskova´da Kremlin Sarayı´nda ağırlanmaktadır.

Heyetler arasında görüşmeler biter. Ve herkes odasına çekilir. Tavanlarındaki fresklerden, koridorlardaki heykellere kadar o muazzam mimarisine akşamın alaca sessizliği yerleşmektedir. Ve az sonra koridorlarda yankılanan bir ayak sesi Özal´ın bulunduğu kapının önünde durur. Özel kalem Müdürü Feyzi İşbaşaran´a haber verilir:

- Sayın Başkan, Sayın Özal´la görüşmek istiyor.

Az sonra büyük bir odada Gorbaçov Özal´la buluşur.

Gorbaçov Özal´a şöyle der:

- Sayın Başkan, sizin son dönemde yaptıklarınız müthiş bir gelişme. Burada da ilgi ve hayranlıkla izleniyor. Sizden bir konuda yardım isteyeceğim.

"Buyurun" der Özal.

Gorbaçov devam eder:

- Sizin yaptıklarınız, bizim burada yapacağımız açılımın (Glasnost) temelinde var. Ancak bazı direnmelerle karşılaşıyorum. Örneğin Ukrayna´daki başkan şiddetle direniyor. Biz de yolumuza devam edemiyoruz. Sizden ricam Kiev´e gidip size hayran olan bu insanlara anlatmanız. Böylece ikna olacaklarını düşünüyorum. Bizim inandırıcılık sorunumuz var.

ÖZEL BİR UÇAK TAHSİS EDECEĞİM

Özal bu sözler karşısında kısa bir süre düşünür ve aralarında şu "derin diyalog" geçer:

Özal: Bunu isterdim sayın başkan, ancak buradan oraya uçak yok.

Gorbaçov: Ben özel bir uçak tahsis edeceğim.

Özal: B