Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kadınlara özel makale
Cumhurbaşkanı Erdoğan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne özel olarak Turuncu Dergisi'nde bir makale kaleme aldı.
12 yıldır, kendi alanında ‘tek’ olma özelliği ile yayıncılığa devam
eden Turuncu Dergisi, Mart ayında kadınlara özel bir içerikle
çıkıyor. Derginin Mart sayısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısı ile yazdığı bir
makalesi de yer alıyor.
Kültür, sanat, sinema, alışveriş gibi zengin içeriği ile kadına
dair tüm renkleri içinde barındıran Turuncu Dergisinin Mart
sayısında ayrıca sanat, sinema ve televizyon dünyasının ünlü
erkeklerinin de kadınlar gününe özel mesajları yer alıyor.
Turuncu Dergisinin Mart sayısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kadınlar
Günü’ne özle makalesi de yer aldı. İşte o makale:
"YENİ TÜRKİYE’NİN KADINLARI
Dünya tarihinde 19. yüzyıl, çok büyük değişimlerin, çok önemli
dönüşümlerin gerçekleştiği, geleneksel değerlerin ve yapıların
çözüldüğü zaafa uğradığı bir dönem oldu. Sanayi devrimi, insan
fıtratını zorlayan yeni bir çalışma düzenini beraberinde
getirdi.
Erkeklerle birlikte kadınların da etkilendiği bu süreçte,
geleneksel aile yapısı ciddi tahribata maruz kaldı. Aradan geçen
uzun zamana rağmen, söz konusu süreçte kadınların yaşadıkları
olumsuzlukların halen tam manasıyla telafi edilemediğini görüyoruz.
Bu açıdan Mart ayı, dünyada kadınların yaşadıkları zorlukların
enine boyuna tartışılmasına vesile olması bakımından önemlidir.
Kadınlarla ilgili meseleler açısından, ülkemizin sicilinin iyi
olduğunu söylemek, maalesef henüz mümkün değildir. Bilhassa kadına
yönelik şiddet konusu, kanayan bir yaramız olmaya devam ediyor.
Üzerinde hassasiyetle durduğumuz bu sorunun çözümü için geçtiğimiz
12 yıl boyunca önemli adımlar attık. “Kadınlara karşı ayrımcılık,
ırkçılıktan beterdir” anlayışıyla kadınların sorunlarının çözümüne
yönelik Anayasa değişiklikleri yaptık, pek çok yasal düzenleme
gerçekleştirdik. Kadınlara hayatın her alanında “pozitif
ayrımcılık” uygulayarak, geçmişteki kayıpları telafi etme çabası
içinde olduk. Kızlarımızın, başörtüsü nedeniyle üniversite
kapılarından geri çevrildiği dönemleri geride bırakıp, ülkemizin 81
ilindeki üniversitelerde ve orta öğretim kurumlarında diledikleri
eğitimi görebildikleri günlere ulaştık. Başlattığımız
kampanyalarla, kız çocuklarımızın eğitimleri konusunda toplumsal
hassasiyet oluşturduk. Milletin oylarıyla Meclis’te temsil görevi
üstlenen kadın milletvekillerimizin başörtülü olarak yasama
faaliyetlerine katılabilmelerine temin ederek, kadınlarımızın seçme
ve seçilme haklarını tam manasıyla kullanabilmelerini sağladık.
VAHŞETE KURBAN GİDEN ÖZGECAN
Çalışma hayatında kadınlarımızın haklarını koruyacak çok önemli
düzenlemeler yaptık. Türkiye büyüdükçe, geliştikçe, kalkındıkça
yeni imkanlarla birlikte yeni sorunlar da ortaya çıkıyor. En son
Mersin’de gencecik bir kızımızın başına gelen vahşet, hepimizin,
tüm Türkiye’nin yüreğini dağladı. Özgecan kızımızın başına gelen
elim hadise, kamuoyunda bu tür olaylar konusundaki duyarlılığı
artırdı. Bu vahşetin sorumlularının hak ettikleri cezayı
alacaklarına inanıyorum. Özgecan kızımızın acılı babasının
gösterdiği olgunluğu, erdemi bu topraklarda siyaset yapanların da
paylaşmasını temenni ediyorum.
Türkiye kadına yönelik şiddet ile mücadele konusunda, İstanbul
Sözleşmesi’ne çekincesiz imza koyan ve parlamentosundan geçiren ilk
ülke oldu. Uluslararası sözleşmenin uyum yasası, pek çok Avrupa
ülkesinde “ekonomik krizler” bahane edilerek çıkarılamazken, 6284
sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi”
yasası 2012 yılında Meclisimizde kabul edildi. Şiddeti önlemeye,
kadınlarımızı korumaya yönelik yasal düzenlemeler yapılması elbette
önemlidir. Ancak daha da önemlisi, bu hususta köklü bir kültür
oluşturabilmektir.
Bizler, cennetin anaların ayakları altında olduğuna inanan,
kendisine yapılmasını istemediğini bir başkasına da yapmamayı
tavsiye eden bir medeniyetin temsilcileriyiz. Bu anlayışa sahip
çıktığımız, bu değerleri fiiliyata geçirdiğimiz sürece,
kadınlarımız hayatın her alanında hakları olan o müstesna yeri
alacaklardır. Yeni Türkiye’de temel haklar ve yükümlülükler
açısından erkek ile kadın arasında herhangi bir farklılığa ya da
ayrımcılığa yer olmayacaktır. Kadınlarımızın adalet ve eşdeğerlik
ilkeleri doğrultusunda, ailelerine ve ülkelerine katkı
sağlayacakları, sorumluluk üstlenecekleri, başarılarıyla herkesin
takdirini toplayacakları Yeni Türkiye’de, kadınıyla erkeğiyle hiç
kimse ayrımcı muamelelere maruz kalmayacaktır. Yeni Türkiye’nin
inşasında kadınlarımızın da aktif rol üstleneceklerine, ülkemizin
2023 hedeflerini yakalamasında pay sahibi olacaklarına
inanıyorum.
Recep Tayyip Erdoğan-Cumhurbaşkanı".