Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İmamoğlu'na sert sözler!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eyüpsultan'da kıldığı Cuma namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, yerel seçim sonrası oy sayım süreciyle ilgili konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart yerel sürecine ilişkin olarak yaptığı açıklamada "bu işin 3 basamağı olduğunu" söylerken itiraz için Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) gidebileceklerini işaret etti. Resmî olmayan rakamlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanan Ekrem İmamoğlu'nun Anıtkabir'ı ziyaret edip Özel Defter'i "İBB Başkanı" sıfatıyla imzalamasına tepki gösteren Erdoğan, "Daha mazbatasını almadığı halde böyle bir şey yazdı. Ama ne oldu, Milli Savunma Bakanlığı o defteri çekti aldı" dedi. Erdoğan, Ankara ve İstanbul'da belediye meclisinde çoğunluğun Cumhur İttifakı'nda olduğunu ifade ederken "Bir belediye başkanı sırtını dayayacağı bir çoğunluğu yoksa komisyonları istediği gibi kuramaz, bütçeyi istediği gibi çıkaramaz. Bu da demokrasinin denetleme mekanizmasıdır, bu mekanizma da sana herhangi bir yanlışında onay vermez" diye konuştu.
YSK'nın açıklamasına göre CHP'li Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazandı. Ancak, rakibi Binali Yıldırım ile arasındaki fark dolayısıyla AKP, itirazlarını sürdürüyor.
Sürece dair açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:
Şimdi değerli basın mensubu arkadaşlar, öncelikle şunu çok açık net ifade etmemiz lazım. Şimdi olayın mahkeme süreci. Bu mahkeme sürecinde de bu işin 3 basamağı var: İlçe seçim kurulları, il seçim kurulları ve yüksek seçim kurulu.Nihai karar, YSK'dan çıkacaktır. Nihai kararı orası verecektir.
"Ağzı olan konuşuyor"
Bakıyorum, sağolsun ağzı olan konuşuyor. Çünkü yaşamamışlar. Belli bir kariyeri olanlar da konuşuyor. Ben tabii damdan düşerek gibi geldim. Ben ilçe ve il seçim kurullarında milletvekili seçilmiştim. Müracaat edildi, milletvekilliğim alındı. Yapacak bir şey yok. Sonra İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı oldum.
"YSK'ya müracat etme hakkımız var"
Partiler en doğal hakları olan itiraz sürecini çalıştırıyor. Orası olmazsa bir üstü il seçim kurulu. Oradan netice alır almaz. Her partinin de kendi skalalarını çalıştırma aralıkları var. Bazı yerlerde yüzlerce arkadaşı çalıştırıyoruz. İlde de alınan neticiler bizim yaptığımız çalışmalarla örtüşmüyorsa, ondan sonra YSK'ya müracaat etme hakkımız var.
"Arada böyle bir fark var..."
Bu bir hakkın gaspı değildir. Seçmenlere 'ben artık huzuru buldum' dedirtmek için parti çalışmasını sürdürecektir. Benim elimde şu var, tabii muhalefet bir şeyler söylüyor, biz Türkiye genelinde 30 büyükşehirin 15 tanesini AK Parti olarak aldık, MHP bir tanesini aldı Manisa'da, geri kalan 14 taneyi de onlar almış oluyor. Cumhur İttifakı olarak bizim aldığımız oy, son gelişmelerle yüzde 53.3'tür.
Karşımızdaki dörtlü mekanizmanın oy noktasındaki durumu yüzde 47 bile değildir. Arada böyle bir fark var. Bunu benim milletimin bilmesi lazım. Onları alakadar etmediği halde Türkiye'nin içişlerine karışmaya çalışan Amerika'nın Avrupa'nın bilmesi lazım. Siz bir haddinizi bilin ya.
"Türkiye'nin içişlerine müdahale yoluna gidiyorlar"
Bunun Avrupa'da Amerika'da birçok örnekleri var. Bunu görmüyorlar. Türkiye'nin içişlerine müdahale yoluna gidiyorlar. Herkes haddini bilecek. Türkiye, tüm dünyaya demokrasi dersi vermiştir.
"Hâlâ bir ders çıkarmıyorlar"
İllerde ise biz 51 ilin 24 tanesini almışız, 10 tanesini MHP almış. 911 ilçenin 511'ini AK Parti olarak biz almışız ki yüzde 55 yapar. 135 tanesini MHP almış. Cumhur İttifakı ilçe belediyelerinin yüzde 70'ini almıştır. Yani buradan da bunların bir ders alması lazım. Hâlâ bir ders çıkarmıyorlar.
Millet bir defa Cumhur İttifakı'na gönlünü vermiştir. 754 belediyeyi sadece AK Parti olarak biz aldık. Buradan bir yere daha geliyorum. Şu anda sayımlar devam ediyor. İstanbul'un 39 ilçe belediyesi var. Bunun 25 tanesini İstanbul'da Cumhur İttifakı, AK Parti aldı. Burada bir defa bir ders var.
"Belediye meclisi, Cumhur İttifakı'na aittir"
Büyükşehir Belediye Meclisi'ne gelelim, burada YSK'nın henüz verdiği kararı bilmiyorum ama şu haliyle bile meclisin kahir ekseriyeti AK Parti, Cumhur İttifakı'na aittir. Son şeylerde zannediyorum, 40-50 tane muhaliflerden fazla meclis üyesine sahiptir.
"Ankara'da durum farklı..."
Ankara'da ise durum daha farklı. 107 tane bize ait var, 39 tane 4'lü mekanizmaya ait olan var. Orada daha da fazla açılmış halde. Bu gerçeği görmeden değerlendirme yapıyorlar.
"Bilip bilmeden konuşmayacaksın"
Sen çalışmanı yapacakın. Alınacak birçok karar var, bütçe falan. Bunun onayı nereden gelecek, bizden gelecek. Sen komisyonları istediğim gibi kurabilirim diyebilecek misin? Diyemezsin. Ben belediye başkanlığı yaptım. Bilip bilmeden konuşmayın.
"Çoğunluğu yoksa istediği gibi bütçe çıkaramaz"
Bir belediye başkanı sırtını dayayacağı bir çoğunluğu yoksa komisyonları istediği gibi kuramaz, bütçeyi istediği gibi çıkaramaz. Bu da demokrasinin denetleme mekanizmasıdır, bu mekanizma da sana herhangi bir yanlışında onay vermez.
İmamoğlu'nun Anıtkabir ziyaretine tepki: Hakkın yok
Şu anda beklentimiz şudur. Telaşa gerek yok. Ben şu anda ülkenin cumhurbaşkanıyım. ama bunun yanında Anayasa'nın bana tanıdığı bir imkan var, ben AK Parti'nin başkanıyım. Yeni mekanizmada, ben iki görevimi yürütmek durumundayım. Hem partimin başkanlığını, hem cumhurbaşkanlığını. Bunu yürütürken de bir şeye özellikle dikkat edeceğim. Bu Anıtkabir olayında İstanbul'dan beyefendi çıkıyor gidiyor. Sen bir kere mazbatanı aldın mı? almadın. Almadığın halde senin Anıtkabir'in protokol işlevinden haberin yok. Buna yanlış kılavuzluk yaptılar. Defteri nasıl yazacağını da bilmiyor, zaten hakkında yok. Mazbatanı alırsın, eyvallah, rahat rahat yaparsın. Ama yaptığı şey protokol usülü açısından yanlıştır. Önce usül erkan öğrensin. Ama ne yazık ki öğrenemeden buna yanlış kılavuzluk yaptılar, yanlış yola düştü. Daha mazbatasını almadığı halde böyle bir şey yazdı. Ama ne oldu, Milli SAvunma Bakanlığı o defteri çekti aldı.
YSK nihai kararı verecektir, nihai kararı verdiği zaman da iş bitmiştir.