Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında Londra'yı örnek gösterdi! 'İstanbul'a girmenin bedeli olmalı'
Cumhurbaşkanlığı seçimine sayılı günler kaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin merak edilen soruları yanıtlıyor. Konuşmasında Londra'yı örnek gösteren Erdoğan, "İstanbul'un belediye başkanıyken benim İstanbul'a girişi vizeye tabi tutma diye tezim vardı. Her gelen rahatlıkla girsin, bu olamaz. İstanbul'a girmenin bir bedelinin olması lazım." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV-Star TV ortak yayınında Seda Öğretir, Ahmed Arpat, Nazlı Çelik ve Burhanettin Duran'ın sorularını yanıtlıyor.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
DEPREM KONUTLARINDA TEMEL ATILIYOR
Yarın (23 Mart) temel atmaya başlıyoruz ve söz verdiğimiz gibi inşallah 1 yıl içerisinde kalıcı konutları bitirmeye Rabbim bizleri muvaffak etsin. Böyle bir yıkımın karşısında Türkiye'den başka bu kadar hızlı harekete geçecek başka bir ülke yok. Depremin ilk dakikalarından itibaren çok hızlı bir şekilde durum tespiti yaptık. Kabinemizin tüm üyelerini deprem bölgesine göndererek her birini bir ilin koordinatörü olarak görevlendirdik. Asker, polis, sağlıkçı, madenci, itfaiyeci. Aklınıza kim geliyorsa bölgeye gönderdik. Binlerce iş makinesini, uçağından helikopterine kadar tüm imkanlarımızı depremzedelerimiz için harekete geçirdik. Vatandaşlarımızın hiçbiri ne deprem bölgesinde ne de dışında çaresiz kalmadı. En önemli gündemimiz deprem olacak, tek derdimiz yaraları sarmak olacak.
DEPREM SORUŞTURMALARINDA SON DURUM NE?
Depremde yıkılan binalarda sorumlulukları bulunanlarla ilgili yürütülen soruşturmalarda savcılar devrede. 1364 şüpheli hakkında şu ana kadar işlem başlatıldı. 302 şüpheli tutuklandı. 312 şüpheli hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Şüphelilerden 4'ünün yurt dışında olduğu, 64'ünün de öldüğü tespit edildi. Adli süreçler devam ediyor. Sürecin her aşamasının yakın takipçisi olacağız. Milletimize bu acıları yaşatanlar hesabını verecek. Bundan kaçış yok.
'BU İŞTE ÇIRAK DEĞİLİZ'
Şu anda Çevre Şehircilik ve İklim Değişiklik Bakanlığı'nın geçmiş deneyimleri ve ellerinde tip projeleri var. Yeniden inşa ve ihya dönemi fiilen başlamış durumda. Van'da biz bu işi yaşadık. Bingöl'de, İzmir'de yaşadık. Antalya, Muğla, Manavgat'ta bu işleri yaşadık. Sadece şehirlerde devasa dikey mimari tarzı değil. Bir taraftan zemin artı 3 bilemedin 4. Bir taraftan da köy evlerini yapmak suretiyle bunları ispatladık. Bu işte çırak değiliz, kalfalığı geçtik, ustalığı da yakaladık. Artık sulak zeminler değil, sert zeminlerde kalıcı konutların yapılması çalışmalarını sürdürüyoruz. Toplam 40 bin 104 afet konutunun ihalesi yapıldı. 6 bin 223 köy evinin de ihalesi yapıldı. Böylelikle afet bölgelerinde toplamda 46 bin 327 afet konutu ve köy evinin yapım süreci başladı. Bir yıl içerisinde 11 ilde toplamda 650 bin konut inşa ederek hak sahiplerine teslim edeceğiz.
DEPREM KONUTLARI ACELEYE Mİ GELİYOR?
Bu konularda özellikle tabi biz ilk defa bu adımları atmıyoruz. Söyleyenlerin geçmişinde bu tür adımlar yok. Sen bir yıl hedef koyarsın, 13 ay olur, 15 ay olur. Biz bunu Van depreminde ispat ettik. Bu işi görmek isteyenler Van'a giderler, şöyle Edremit'ten Van denizini seyrederler. Böyle bir yeri depremin ardından gerçekleştirmiş olan bu iktidar. Aynı şekilde Erciş'i baştan aşağı yaptık. İzmir'de aynı şekilde. Dikey mimariye girmiyoruz. İlk yaptığımız iş süratle zemin kontrollerini yapmak oldu. Sismik izolatör kullanmak suretiyle oralardaki inşaatları yapacağız. Maliyeti artsa da bunların talimatını da Murat Bakanıma verdim. Devletin hastaneleri gibi buraları da bu sismik izolatörleri kullanarak inşaatlarımızı yapalım. Van depreminden sonraki dönemde zemin etüdünün doğru yapıldığı takdirde ve fay hatlarından uzak bölgeler seçildiği takdirde o bölgede inşaatlar yapılabilir.
İSTANBUL İÇİN HAZIRLIK VAR MI?
Ben İstanbul çocuğuyum. Yaklaşık 5 yıl İBB başkanlığını yaptım. İstanbul'u iyi tanıyorum. Aşırı derecede iddialı olmak yanlış olur. Depremin tehdit etmeyeceği hiçbir şehir olamaz. Ben bir de deprem felaket tellallığı yapmayı da doğru bulmuyorum. İstanbul'un belediye başkanıyken benim İstanbul'a girişi vizeye tabi tutma diye tezim vardı. Her gelen rahatlıkla girsin, bu olamaz. İstanbul'a girmenin bir bedelinin olması lazım. Bakın Londra'ya giremezsiniz. Belli kuralları var bu işin. Eğer bu varsa sizde o zaman müsaade ederler girersiniz. Bunun sebebi trafiktir. İstanbul'da da belediye başkanlığımda nüfus 8 milyondu. Şu an 15 milyonu geçti. Bir de planlama noktasında maalesef zannedildiği gibi planlanmadı. Kimse o planlara uymuyor. Muhalefet sağda solda kentsel dönüşümü rantsal dönüşüm diye tanımlamaya başladı. Çünkü işlerine gelmiyor. Bu işi onlar iyi beceriyorlar. Fikirtepe iki ilçeye hitap eder. Biz Fikirtepe'de kentsel dönüşüm için adeta yırtındık. Buradaki kentsel dönüşümü yeni yeni hayata geçirdik. Aynı şekilde Üsküdar'da şu anda muhteşem konutlar yaptık. Benim vatandaşım oranın belli bir kısmında çok direndi.
'ALLAH RAZI OLSUN DİYORLAR'
Kendi oturduğum yeri bile verdim. Bizi görsünler onlar da buna uysunlar diye Burhaniye'de. Şu anda oraları bir görseniz, oralardaki kentsel dönüşüm ne kadar güzel, hakikaten insanlara gurur, onur verici olduğunu görürsünüz. Bitenlerin dışında hala devam eden inşaatlar var. Çamlıca Camii'nin alt kısmını kapsayan bir yer. Manzarasıyla her şeyiyle çok çok güzel bir yer. Bazen takılıyorlar bana. Yapılan binanın bedeli en az bire beş, bire on katladı. Tabii giriş katlarında dükkanlar, mağazalar açılmaya başladı. Yapıldıktan sonra herkes 'Allah razı olsun' diyorlar ama oraya kadar çok çok çileden çıkarıyorlar.
ÜNİVERSİTELER YÜZ YÜZE EĞİTİME NE ZAMAN DÖNECEK?
Üniversitelerde yüz yüze eğitim uzun bir süre olmayacak ama online sistemle biraz devam edelim. Çünkü yurtlarımız çok işimizi görüyor. Şartlar elverişli olursa uzaktan eğitim ile yüz yüze eğitimin harmanlandığı hibrit öğretim seçeneği tabii ki değerlendirilecektir.
Bir gün cuma namazından sonra onlara hitap ettim, 'Ne olur şu binalarınızı yıkalım, kiranızı biz ödeyeceğiz, süratle bu yıkımları yapalım, korkuyorum, yarın bir gün buralarda deprem olur, ondan sonra bunun hesabını kime soracaksınız? Gelip Erdoğan'a soracaksınız, beni bu durumda bırakmayın' dedim. Bu tür şeyleri halkımla yaşayarak geliyoruz. Maksat şimdiden tedbirlerimizi alalım.
Alışılmış bir seçim kampanyası düşünmüyoruz. Çünkü ortada bir hüzün var. Şehirlerimizin tamamında her bir vatandaşımızın kapısını çalıp yaptıklarımızı anlatacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonumuza vatandaşlarımızı ortak edeceğimizi anlatacağız. Milletimiz 20 yılda samimiyetimizi gördü. Bizim 20 yılda ürettiklerimiz, yaptıklarımız ülkemize eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, tarımda, dış politikada neler yaptık, bundan sonra da neler yapacağız. Bütün bunları istiyoruz ki vatandaşlarımıza anlatalım.