"ÇOK TEHLİKELİ BİR YAZI YAZDIM!.." BİRAND AYRILIK DİZİSİNİ YAZDI VE SORDU: AYNISI BİZİM BAŞIMIZA GELSE?
Birand TRT'de ekrana gelen "Ayrılık" dizisini yazdı ve yazısınıa ekledi "Yine çok tehlikeli bir yazı yazdım."
İsrail'in TRT'de yayınlanan Ayrılık dizisine gösterdiği tepkiyi "gereksiz alınganlık" veya "ne var ki bunda, en sonunda bir senaryo " gibi hafife almayalım. Aynı durumlara biz de düşsek ne yapardık? Hatırlayın, Midnight Express filmi için dünyayı ayağa kaldırmamış mıydık? Veya şimdi İsrail TV'si, Güneydoğu'da bir Türk askerinin kürt köylülere dışkı yedirdiğini hikaye eden bir dizi yayınlasa ne yapardık?
Yine çok tehlikeli bir yazı yazdım.
Bir bölümünüz bana çok kızacak, beni İsrail hayranlığı ile suçlayacak, Filistinlilere ihanet etmekle suçlayacak. Oysa ben, İsrail'in Filistin'lilere karşı yaptıklarını hiçbir şekilde hoş görmüyorum. Tam aksine, yazılarım ortadadır, yıllardır sert şekilde eleştiriyorum.
Bugün sizinle paylaşmak istediğim ise , bambaşka bir konu.
Geçen hafta patlayan ve yankıları hala süren Ayrılık dizisini tartışmak istiyorum.
İsrail'in, TRT'de yayınlanmakta olan Ayrılık dizisiyle ilgili gösterdiği duyarlığı bazılarımızı kızdırdı. Son derece sert yorum ve açıklamalar yapıldı.
Nasıl oluyor da, İsrail TRT'ye müdahale ediyor ? TRT özerk bir kurumdur, gidip de İsrail'den izin mi alacaktık ?
Üstelik, dizide gösterilen sahnelerin tümü gerçek hayattan alındığına göre neden tepki gösteriyorlar ?
Şimdi biran için durup, soğukkanlı şekilde bir düşünelim ve kendi kendimize bazı sorular soralım.
Önce diziyi konuşalım.
1) Ayrılık, senaryoya dayalı bir doküman- drama diye adlandırabileceğimiz bir dizi. Yani, bir bölümü gerçeklerden çıkan, içine bir miktar senaristin hayal ürünü sahnelerinin de konduğu bir çalışma. Dizinin birçok sahnesi, İsrail'lileri çocukları dahi soğukkanlı şekilde öldüren, gaddar, korkunç insanlar olarak gösteriyor. Bazı bölümleri çok sevimli bir portre çiziyor ise de, bu kanlı bölümlerini seyredip TV'yi kapattığınızda, İsrail'lilere hınç duyabiliyor, nefret edebiliyorsunuz.
2) Bir de TRT'nin statüsüne bakalım.
Resmi yetkililerimiz, TRT'nin özerk bir kuruluş olduğu, hükümetlerin karışmaya hakkı bulunmadığı, dizinin bir özel kuruluş tarafından üretildiğini söylediler.
Bunları söylemek, bizlerin zekasına hakaret etmek gibi birşeydir.
Zira, TRT resmi bir kuruluştur. Genel Müdürü Başbakanlar tarafından atanır ve hükümetlerin sözünden çıkan hiçbir Genel Müdür orada kalamaz.
Toplumdaki genel algı, TRT'nin, Devletin ve İktidarların borazanı olduğu şeklindedir.
Ayrıca, kuruluş yasasının 24 üncü maddesi son derece nettir. Bu maddeye göre, TRT Türkiye'nin dış ilişkileri veya güvenlik konularındaki program için dışişlerinde görüş almak zorundadır. Nitekim, sordum ve ne TRT ne de dizi yapımcıları böyle bir görüş almamışlar. Hatta önümüzdeki günlerde, dışişlerinden bu yönde bir uyarı alacaklar. Yani, TRT'de yayınlanan her şey devleti veya hükümeti bağlar.
SONUÇ olarak, İsrail bu dizinin kendine yönelik kötüleme lekeleme, ve düşmanlık hislerini arttırmaya yönelik olduğunu ve bunun da AKP iktidarının onayı ile ve belki de "hükümetin teşvikiyle" yapıldığına inanması yanlış sayılmamalı.
Ben bu diziden hükümetin önceden haberi olduğuna, bilmesine rağmen göz yumduğuna da inanmıyorum.Bu dizi bir yol kazasıdır. Ancak bunu İsrail'e anlatmanın yolu da, verilen demeçler değildir.
BİZİM BAŞIMIZA GELSE, İSRAİL'i YIKARDIK...
Bir an için kendimizi İsrail'lilerin yerine koyalım ve kendi kendimize soralım:
- Eğer İsrail TV'sinde, özel bir şirket tarafından, Türkiye'nin Güneydoğusundaki bir köyde bir Türk askerinin köylülere dışkı yedirdiği veya faili meçhul cinayetleri, aynı şekilde bir senaryo çerçevesinde, bir bölümü resmen mahkemelere dahi düşmüş bazı gerçeklerden hareket eden, ancak önemli bölümü hayali ve abartılmış bazı olaylar hikaye edilse, nasıl bir tepki gösteririz?
İsrail'i mahvederiz.
İsrail temsilciliklerine yürüyüşler düzenler, sinagog'lara siyah çelenkler dahi bırakırız.
Doğruyu söyleyelelim, böyle yapmaz mıyız ?
Sakın HAYIR demeyelim.
Hayatımız bu örneklerle geçti.
Ünlü Midnight Express (Gece yarısı ekspresi) filmiyle nasıl mücadele ettiğimizi, her gösterildiği ülkeye nota verdiğimizi unutmayalım. Tamamen ticari bir film olmasına rağmen ayaklandık. O filmdeki sahnelerin bir bölümü abartılı, ancak doğruydu.
Bu örneklerin sayısını arttırabilirim.
Söylemek istediğim şudur:
Hepimiz duyarlı insanlarız. Bize yapıldığında ayağa fırladığımız şeyleri başkalarına yapmayalım. Bu bölgede yaşayanlar birbirimizi çok iyi biliyoruz.
* * *
AYRILIK DİZİSİNDEN O SAHNELER ÇIKARILMALI
Bu olayın etrafında çok fazla dönmemek gerekir.
Eğer AKP iktidarının, İsrail'i dövmek ve ilişkilerimizi daha da kötüleştirmek, hatta dondurma noktasına kadar götürmek gibi bir politikası varsa, o zaman bu diziye hiç dokunmasın.
Olduğu gibi kullanalım.
Ardından, İsrail düşmanlığı kabarırsa kabarsın aldırmayalım.
Ancak öte yandan da unutmayalım, bu gidişin sonunda faturayı önce AKP iktidarı öder, ardından da Türkiye'ye ödetirler.
İsrail ile ilişkileri bozmanın ne anlamına geldiğini burada anlatmak istemiyorum.
Veya bu dizideki bazı sahneler çıkarılmalı.
Bunda utanılacak hiçbir şey yok.
Erdoğan, attığı bazı adımların ters sonuçlara gittiğini gördüğünde, tutumunu değiştirme cesaretini ve özgüvenini göstermeyi bilen bir siyasetçidir. Bu dizi, diğer bazı gelişmelerle bir araya geldiğinden dolayı, son derece yanlış noktalara gidiyor. Adeta bir sembol konumuna girdi.
Başbakan, yanlış anlamaları önlemek ve bu gerilimin gereksiz noktalara çekilmesini istemiyorsa, o zaman duruma el koyar.
İsrail, Başbakan'ın duyarlıklarını vermek istedikleri mesajları aldı.
Üzüm yemek istiyorsak, bu noktada üstünde tepinmeyelim.
Üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek istiyorsak , o zaman diziye dokunmayalım ve İsrail aleyhtarlığını biraz daha körükleyelim.
Mehmet Ali Birand/Posta