ÇOK İDDİALI DEĞİŞİMLER OLACAK! SİMGE FISTIKOĞLU SHOW TV'Yİ ANLATTI!
Simge Fıstıkoğlu, Show TV'de hafta içi her gün yayınlanacak bir sabah programıyla ekrana gelmeye hazırlanıyor.
"Fazla düşünmeye gerek olmayan bir teklifti" diyen Simge Fıstıkoğlu, yeni programını, televizyonculukla ilgili hayallerini Milliyet’ten Senem Aydın’a anlattı. Televizyonculukla ilgili hayallerinin çok geniş olduğunu söyleyen güzel sunucu, Ortadoğu’nun Oprah’ı olmak istiyor.
İşte o röportajın bir kısmı;
Kariyerinizdeki yeni süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim için bir sıçrayış dönemi. Tabii ki Habertürk çok önemli, çok kıymetli bir marka. Fakat Show TV de Türkiye’nin en eski televizyonlarından biri. Dolayısıyla benim açımdan hem yeni bir macera hem de bir sıçrayış oldu.
Teklif nasıl geldi?
Ani... Benim kariyerimdeki bütün değişiklikler ani olmuştur zaten. Fazla düşünmeye gerek olmayan bir teklifti. “Sana ihtiyacımız var” dendi ve ben de büyük bir mutlulukla, çok az soru sorarak kabul ettim.
Saba Tümer’in yerine geçeceğiniz iddia edildi. Aslı var mı bu haberlerin?
Ben de internetten okudum. Yazanın takdiri... Ben herkesin çizgisinin farklı olduğunu düşünüyorum. Kanalla da öyle bir konuşmamız olmadı. Birkaç format, birkaç saat dilimi üzerine görüştük.
Neye karar verdiniz?
İçinde haberin, kültür sanatın, sporun ve gazete başlıkların olduğu, konuklu, insanları güne hazırlayan bir program hazırlayıp sunacağım. Hafta içi her gün, sabah 7-9 arasında yayınlanacak. 12 Ağustos’ta başlıyoruz. İçeriği mümkün olduğunca zengin tutacağız. Kendi içeriğimizi, kendi gündemimizi yaratmaya çalışacağız.
Programın ismi belli mi?
Henüz kesinleştiremedik.
Show TV’de nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?
Çok iddialı değişimler olacak. Çok zor dönemleri atlattı ve bence iyi de atlattı. Şimdi her geçen gün marka değerinin üzerine konacak. Yeni isimlerle, yeni projelerle ivme yakalacak. Çok başarılı olacağına eminim.
“45 dakika içimi çeke çeke ağladım”
Habertürk kariyerinizin önemli duraklarından biri. Vedanız da kolay olmadı herhalde...
İçimden bir şeyler koptu. Yayında “Ben gidiyorum”u hissettim. Program sonrasında ekip arkadaşlarımla birlikte kutlama yaptık ve aynı gün uçakla İzmir’e gittim. Yolculuk boyunca, 45 dakikaya yakın içimi çeke çeke ağladım. O benim 7 yıl boyunca gösterdiğim çabanın, yaşadığım zorlukların mükafatını almış olmanın verdiği mutluluktu. Ayrılmanın hüznü vardı ama bir yandan da yeni başlayan işin heyecanını yaşıyordum.
Televizyonculukla ilgili hayallerinize ulaştınız mı?
Benim hayallerim gerçekten çok geniş. Yaptığım işi sadece Türkiye’yle sınırlı tutmak istemiyorum. Şu anda Arapça öğreniyorum. Çünkü Ortadoğu’da çok önemli gelişmeler yaşanıyor ve Türkiye orada rol model. İngilizce biliyorum, dolayısıyla Batı’da iş yapabilirim. Oprah’ın (Winfrey) büyük hayranıyım. Onun Amerika’da, özellikle kadınlara verdiği güveni, ben de Ortadoğu’daki kadınlara aşılayabilmek isterim. Onun dışında kendi ürettiğim formatlar başka ülkelere satılsın isterim.
RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ