08 Ağu 2011 09:05 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:39

"ÇOK HEYECANLIYIM!" İLK YAZISINDA NELER YAZDI?

Zaman gazetesindeki ikinci serüveni kısa süren yazar Fehmi Koru, Star Gazetesinde ilk yazısını yazdı.

Ne kadar heyecanlansak yeridir

Tekerleğin, matbaanın, buharlı makinanın bulunması... İnsanlık tarihinin bu önemli dönüm noktalarına Amerika kıtasının keşfi, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, imparatorlukların dağılması gibi başka yapı taşları da eklenebilir...
Dünyamızın çap bakımından bunlardan hiç de geri kalmayacak önemli bir dönüşümün arifesinde olduğunu hissediyorum. ‘Güçler dengesi’nden Hür ve Komünist Dünya kutupları arasında bölünen ikili bir düzene geçmişti dünyamız; şimdilerde tek bir hegemon güç liderliği elinde tutar görünüyor ya, yakında bunun yerini bir başka ‘düzen’ alacak gibi...

Böylesine büyük bir altüst oluş yaşanacağı hissi var bende; varolan dengeler yerlerini yenilerine bırakacak sanki...

Hemen etrafımızda ve ülkemizde yaşananlar dünya çapında meydana gelmeye namzet dönüşümün öncü sarsıntıları olabilir. Usta bir heykeltraş elinde içinden muazzam bir sanat eseri, teshir edici bir heykel çıkabilecek büyük bir mermer parçasının karşısında duruyoruz, hiç değilse bu kadarının çoğumuz farkındayız; kulağımıza ulaşan çekiç seslerini o eserin oluşma süreci olarak görüyorum ben...

Sancıları her yerde değişik biçim ve dozlarda hissedilen bir doğum süreci...

Galiba bu süreci en sarsıntılı, en hızlı yaşayan ülkelerden biri Türkiye... Geçtiğimiz on yılda neleri nasıl yaşadığımızı düşünün, son bir yılın muhasebesini yapın, ya da yalnızca iktidardaki partinin misyon tazelediği 12 Haziran’dan bu yana tanıklık ettiklerimizi gözlerinizin önüne getirin; bunların hemen öncesinde size “Bunlar olacak, sonra da şunlar...” öngörüsünde bulunulsaydı asla inanamayacağınız şeylerle karşılaşmadık mı?

‘Yeni Türkiye’ deniliyor ve yaşanan süreci tanımlamak için uygun sıfatlar aranıyorsa, bunun sebebi, ülkemizde elle tutulur gözle görülür köklü değişimler yaşanmasıdır. Dünya değişiyor... Bölgemiz buna ayak uydurma çabası içinde... Türkiye ise kendisini dönüştürürken çevresindekilere de örnek teşkil ediyor...

Ekmeğini günceli izleyip yorumlayarak kazanan biri için müthiş heyecan verici bir dönem bu ve ben bu heyecanı iliklerime kadar duyuyorum.

Ne demek istediğimi daha iyi anlatabilmek için yazma eylemi dışında kaldığım son on günün bilançosuna bakmak bile yeterli. Başka herhangi bir zaman diliminde olağanüstü radikal müdahalelerle karşılaşılabilecek bir asker-sivil sürtüşmesi yaşandı; bir baktık, önce yerinden oynayan taşlar her şey olup bittiğinde yerli yerine oturuverdi.

Doğru yerlerine hem de...

“Asker vesayeti bitti” diyor daha düne kadar o vesayetin varlığı üzerine politik tavır belirleyen, analizlerini o ‘gerçeği’ gözümüze sokarak yapan kişiler ve çevreler; bundan ‘sivil vesayet’ tehlikesi bile çıkarıyorlar... Henüz olanı hazmetme fırsatı bulamamış kitlelerin telâşa kapılmasını bekleyerek...

Mesainin büyük bölümünü atılacak her olumlu adımı “Acaba asker ne der?” sorusuna cevap aramaya ve olası müdahaleleri boşa çıkartmaya harcatan bir siyasi zemin, yerini, hesaba çekilebilen seçilmişlerin ön plana çıktığı farklı bir anlayışa bırakıverdi.

Birlikte olacağız diye çok heyecanlıyım...

Fehmi Koru/Star