Bilinmeyen nesneler, fanteziler ve olaylar karşısında kişi orgazm aşamasına gelmektedir. Cinsel aktivitenin parafili olabilmesi için uzun bir süre boyunca ve tekrar tekrar gerçekleşmesi gerekir. Ara sıra olan cinsel fanteziler bir parafili olarak kabul edilmez.
Cinsel aktivitenin parafili sayılabilmesi için; cinsel aktivite için uygun olmayan nesneleri (eşyalar vb.) kullanmak, cinsel nesne olarak farklı vücut bölgelerini (ayak, oral ve anal seks vb.) kullanmak, dış etkenler, sadomazoşizm vb. durumların olması gerekir. Bu olguların yanı sıra literatüre her geçen gün yeni cinsel sapma tanımları eklenmekte ve oldukça sık rastlanmaktadır. Ölülere karşı duyulan cinsel zevk (nekrofili), hayvanlara karşı cinsel zevk (zoofili), yiyeceklere karşı duyulan cinsel zevk (cytophilia), kana karşı duyulan cinsel zevk (hematolagnia) bunlardan bazılarıdır.
Cinsel fanteziler geçici olup kişinin tüm cinsel hayatını şekillendirmezken, cinsel sapkınlıklar (parafili) ömür boyu sürer ve kişinin cinsel eylemlerine bakıldığında ise bunların cinsel sapkınlıkların idaresinde olduğu söylenebilir. Parafili olan bir kişi, ancak takıntılı olduğu bir nesne, durum ya da aktivite tarafından uyarılabilir. Cinsel sapkınlığı olan kişiler o saplantısı olmadan cinsel ilişkiye giremezler. Öyle ki bu tip biri için en önemli şey saplantı duyulan nesne, durum vb. kendisidir.
Fanteziler, fantezi dünyasında kaldıkları ve kendilerine, partnerlerine veya topluma zarar vermedikleri sürece sorun yaratmazlar. Cinsel heyecan, zevk ve orgazma ulaşmak için cinsel fanteziler şart ise cinsel sapkınlıktan söz edilebilir. Başka bir deyişle, bir durumun, nesnenin veya fantezinin sapkın olarak kabul edilmesi için tekrarlayıcı, ısrarcı ve cinsel uyarı üretmeye zorlanmış olması gerekir. Cinsel fanteziler zararsız olmakla birlikte belirttiğimiz gibi her zaman bu durum böyle olmayabilir yani cinsel fanteziler her zaman sağlıklıdır denemez. Fantezi dünyasının sınırları yoktur, davranışlarımızın sınırları vardır. Kısacası hayal dünyası gerçek dünyamızı olumsuz etkilemeye başlayınca tehlike sınırlarının aşılmaya başlandığını söylemek yerinde olacaktır.