Kanal D’de yayımlanan ‘Camdaki Kız’la ilk kez ekranda dram yapıyorsun. Komedi ve dram… Hangisi daha eğlenceli?
Komedi de çok keyifli ama hayalim hep buydu.
İlk dram işinde heyecanlandın mı?
Oyuncu koçum bu işe başlarken “Enis acilen bu ruh halinden çık, her şeyi tatlı halledeceğim diye duygularını kaybedeceksin” dedi. Bu konuşma beni çok etkiledi. “Konservatuar okudum, benim için role girmek dert değil” diyordum ama ilk bölümde çok zorlandım. Üç repliğim vardı, defalarca çektik. Sonra oynadım, ilk başta istediğim gibi olmadı. Kurdeşen döktüm diyebilirim. Ama zamanla istediğim gibi oldu.
İlk bölümü izlerken ne hissettin?
“Ben bittim” diye izledim. Çünkü ilk çektiğimiz sahnede sesim öyle titriyordu ki... Kalp çarpıntım oldu.
Ama hemen geçti bunlar. Bana da ders oldu. Bir şeyleri unutup hayatımı nasıl tekdüze hale getirmişim; yüzüme tokat gibi vurdu. Bu yüzden Muzo karakteri bana çok iyi geldi.
Muzo karanlık bir tip. Senin kendi karanlık dünyana dair keşifler oldu mu?
Evet, bir derdim varsa o derdin içinde biraz boğulmam gerektiğini hatırlattı bana.