CHP’ye başka bir aday daha lâzım! "Önseçim tiyatrosu" kiminle yapılacak?
Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, Mansur Yavaş’ın önseçimden çekilmesi sonucu sürecin nasıl şekilleneceğini tartıştı…
Efendim; CHP’de işler ilginç bir hal alıyor. Mansur Yavaş önseçim yarışından çekildi. Diğer yandan CHP Parti Meclisi - PM toplandı. Cumhurbaşkanı adayının belirleneceği ön seçim tarihinin açıklanması konusunda ise yetkiyi Merkez Yürütme Kurulu’na (MYK) verdi. Süreç işlemeye başladı…
Tabii bu arada CHP kurultayına dair başlatılan soruşturmanın nereye varacağı da diğer bir mesele. Ayrı bir konu olduğu için -şimdilik- girmiyorum. Bu da enteresan bir olay. Son anda bunların üstüne şapkadan tavşan gibi çıkıverdi adeta. Amaç artık sadece kişileri değil kurumları da sıkıştırmak mı acaba. Hele de “Kurultayın iptali” pişiriliyorsa CHP’de nasıl bir kaos doğar varın siz tahmin edin. Her şey sil baştan olur!..
Önseçim Tiyatrosu mu?..
Neyse, şimdi burada çok önemli bir boşluk doğmuş oldu. En önemli adaylardan biri çekildiğine göre İmamoğlu yarışa tek aday olarak mı girecek? O zaman buna “Yarış” denebilir mi? Ayrıca o zaman buna ne kadar “Demokratik bir önseçim” diyebileceğiz. (İmamoğlu bunu “Demokratik devrim” olarak tanımlamıştı!) Hatta o zaman önseçime ne gerek var? “İmamoğlu adayımızdır” deyip işin içinden çıksınlar. Kendisi zaten “Banko” kazanır. Tek geçilir. Zahmetten kurtulurlar!..
Ancak olayın en azından şeklen böyle seyretmeyeceğini düşünüyorum. Mansur Yavaş’ın yarıştan çekilmesiyle birlikte İmamoğlu’nun karşısına o ağırlıkta olmasa bile birini ya da birilerini çıkarmaları gerekiyor. Buna “Kukla aday” demek istemem ama zevahiri kurtaracak biri olması gerek. Sahne hazır, dekor hazır, tekst hazır ama en önemli oyunculardan biri eksik. Olmaz, olamaz. Makyajı tamamlamak lâzım!
Boşluk Nasıl Doldurulacak?..
Şimdi buradan asıl meseleye geliyoruz. Bu boşluk kiminle doldurulacak? Hatta doldurulabilir mi? Hazırda böyle bir aday olmadığına göre nereden bulunacak? (Bir ara Barış Yarkadaş’ın ortaya attığı Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer adı geçti ama bilmiyorum. Şu ana kadar adaylığını teyit eden bir açıklamaya rastlamadım.) Kime “İmamoğlu’na karşı bari sen çık aday ol” denilecek? Bu “Görevi” kim kabul edecek? Kim elini taşın altına koyar? (Burada diğer bir soru ise bunun “kontrollü öne sürülmüş bir aday” mı yoksa gerçekten “bağımsız bir aday” mı olacağıdır. Sizce?) Çünkü terazinin kefeleri belli ki denk değil!..
Lakin bu çabalar boşluk tam dolsun diye yapılmayacak herhalde. Öyle ki Mansur Yavaş’tan doğacak boşluğu kapatacak o ayarda ve hacimde bir isim şu an mevcut değil görünüyor. (Bir Kılıçdaroğlu birde Özgür Özel var onlarda olmazlar herhalde!) Muhtemel yeni isim veya isimler ortaya çıkacak. Yeter ki, oyun kuralına göre oynansın. (Burada diğer önemli bir husus ise katılımın ne oranda olacağıdır. Parti üyelerinin büyük çoğunluğu katılmaz ise problem doğabilir. Hatırlatırım!) Son anda hiç akla gelmeyen, sürpriz bir isim çıkmaz ise eğer. Kazanma ihtimalinin olması şart değil. Sahnede boy göstersin, bir, iki replik söylesin yeter!..
Mansur Yavaş Geri Dönebilir mi?..
Aksi halde Ekrem İmamoğlu tek başına aday olmak zorunda kalabilir. Bu da olabilir. Ne hukuki ne de ahlaki bir engel yok. Hakkıdır. Bir handikap olmasa bile işleyiş bakımından pek “Şık” kaçmayabilir. Çünkü bütün bu kavgalar, tartışmalar bunun için verildi. O yüzden karşısına ama gerçek ama ayarlanmış bir ismin çıkartılması muhakkak gerekiyor. Nereden devşirirler bilmiyorum.(Tabii iyice zayıf “Teneke aday” cinsinden bir isim de hem tuhaf kaçar hem de boş yere ezilmiş olur. O zaman hiç kimse çıkmasa daha iyi bile olabilir ) İkinci bir isim mutlaka yönlendirilmiş olmasa bile teşvik edilmelidir. Aksi sıkıntı yaratabilir!..
Şimdi gelelim şu an akla getirmesi bile en zor, en olmayacak soruya. Peki acaba gemileri yakmış görünen Mansur Yavaş geri adım atabilir mi? Tabii bu saatten sonra geri dönüp “Tamam, bende adayım” demesi neredeyse imkânsız görünüyor. Makas epey açıldı. Gerçi süreci bu yönde zorlayanların çıkacağını, hatta çıkmış olabileceğini de düşünüyorum. Bazı “Etkili şahsiyetler” devreye girmiş olabilirler. Beyhude gibi duruyor ama…
Olmayacak Duaya Amin Denir mi?..
Birileri memleketin ve partinin yüksek menfaatleri adına ısrarla “İkinizde girin, kim kazanırsa o cumhurbaşkanı diğeri yardımcısı olsun” formülünü öne sürebilir. Çok spekülatif gibi duruyor. Köprüler atılmış ya da ok yaydan çıkmış gibi görünüyor. Lakin hep söylüyorum. Siyasette olmaz olmaz. Her zaman git gel, vitesin değiştiği durumlar olmuştur. (Kendisi için iyi olur mu olmaz mı ayrı bir tartışma konusu.) Zannetmiyorum ama aklımızın bir köşesinde dursun. Şu an “Olmayacak duaya amin demek” gibi düşük bile olmayan bir ihtimal olarak görünse bile…
Fakat biz şimdi bu faraziyeleri unutalım ve şu anki somut gerçeğe dönelim. Şu dakika Mansur Yavaş’ın olmadığı bir ön seçim ufukta görünüyor ve dengeleyici alternatif bir isim çıkmış değil. Bunun yaratacağı “Sıkıntı” nasıl aşılacak? Aşılabilecek mi? Yoksa aslında sıkıntı değil mi? Her şey seyrinde mi cereyan edecek? Göreceğiz…
Öyle veya böyle, CHP’deki ön seçim sürecinin ilginç gelişmelere, tartışmalara, sürpriz isim ve şaşırtıcı olaylara sahne olacağına eminim!..
11. 02. 2025